Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda, AKP’nin göklere çıkardığı ve “Türkiye’nin temiz eller savcısı dediği savcılar, 17 Aralıkta bakanlara, çocuklarına ve bazı iş adamlarına yaptıkları, “Yolsuzluk ve Rüşvet “ operasyonları nedeni ile aynı savcıları, “uluslar arası komplocu, ajanlar, çeteler paralel devlet olarak ilan etmişler” ve yandaşlar tarafından bilgi kirliliği ve karartma yapılmaktadır.

 

    AKP’nin meydanlarda dün göklere çıkardığı temiz eller savcıları, sabaha karsı, gece yarısı başkalarının evlerine operasyonlar yaparken temiz eller savcısı idi de, AKP’nin, 4 tane bakanına, çocuklarına ve iktidara yakın bazı iş adamlarına, yolsuzluk operasyonu yapınca, başbakanın oğlunu ifadeye çağırınca mı, çeteci komplocu, darbeci ve paralel devlet oldu?

 

İTALYA’DA TEMİZ ELLER SAVCISI DİYOR Kİ;“ HIRSIZ, SAVCI VE HAKİM SEÇEMEZ

   AKP şimdi, bakanlara, çocuklarına yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapan, başbakanın oğlunu ifadeye çağıran savcıları, polisleri görevden alarak sürgüne gönderdi mi? Gönderdi.. Onların yerine başka savcılar ve hakimlerin ataması yapıldı mı? Yapıldı.

 

    ŞİMDİ, temiz eller savcısına göre, Hırsız kendi hakim ve savcısını seçemez. O zaman, aynı savcıları, hakimleri AKP neden görevden aldı? Dün iyi olan savcılar ve hakimlere, bugün 4 tane bakanın, çocuklarının ve bazı iş adamlarının yolsuzluk ve rüşvet iddialarını meydana çıkardı ve başbakanın oğlunu ifadeye çağırdı diye, polisleri ve savcıları görevine müdahale ederek, onları görevden almak, yerine başka savcılar ve hakimler atamak kirli siyaset değilse nedir?

      HANİ Erdoğan, “ Kuralları önceden koyulmuş bir futbol maçı devam ederken, oyun içinde kurallar değişmez “diyordu.

     Kuralları önceden konulmuş, idari kolluk Yönetmeliğine göre, yolsuzluk ve rüşvet operasyonları yapan polisleri ve savcıların görevine müdahale etmek ve onları “Çeteci, darbeci diye iftiralar atarak sürgüne göndermek, kirli siyaset değilse nedir?

 

    Aynı savcılar ve hakimler başkalarına gece yarısı operasyonları düzenlerken, kahramandı, “temiz eller savcısıydı” da, AKP’nin bakanlarının ve çocuklarının yaptığı iddia edilen yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yapınca mı paralel devlet ve darbeci oldular.?

        YOLSUZLUK VE RÜŞVET

   17 Aralık, yolsuzluk ve rüşvet nedeni ile bakanlara, çocuklarına ve bazı iş adamlarına yapılan operasyonlar ile 25 Aralıkta başbakanın oğlunun da dahil olduğu, AKP tarafından engellenen 2. dalga operasyonu da, komplo yada kumpas değildir.

   ÇÜNKÜ; Yapılan telefon dinlemeleri, tepeler ve ses kayıtları yasal olarak Mahkeme kararları ile yapılmıştır.

     BAŞBAKAN, bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda, bakan çocukları ve bazı iş adamları, tutuklanıp, 4 tane bakanı da görevden alındıktan sonra, yaptığı açıklamada; “Aramızda ki çürükleri ayıkladık” dedi mi? Dedi. Bakanlıktan alınan eski bakan Bayraktar da, imar yolsuzluğu ile ilgili,”İmzaları ikimiz beraber attık, başbakanda istifa etsin” dedi mi? Dedi.

  DEMEK Kİ, başbakan da fiilen yolsuzluk ve rüşvetin yapıldığını kabul etmiş oldu. O zaman, Hükümet olarak, yapılan yolsuzluklar ve rüşvet olayları araştırılıp üzerine gitti mi? Gitmedi. Neden? Çünkü, yolsuzluk ve rüşvet, AKP’yi sardı ve kendilerine dayandı. Onun içinde savcılar ve hakimler değiştirildi. Ama yolsuzluğun kokusu halen devan etmektedir.

 

      Diğer taraftan, “Yolsuzluk ve rüşvet alanda verende ‘melundur’ deyip, sonrada yolsuzluk ve rüşvet alanların safında yer alan ve onları destekleyenlere, Allah’u Teala, yolsuzluk ve rüşvet aldığı iddia edilenlerin safında neden yer aldınız diye sorarsa ne diyecekler? 16.02.2014                                                                                           Ali Saraç.