Allah ile aldatanlar, maruz bulunduğumuz zulmün tamamından sorumlu değildirler.
Onların suç ortakları vardır ve bu ortaklar, aldatılan halkın bizzat kendisidir.

Hiçbir kitle aldatılmak istemeden aldatılmaz. En azından uzun süre aldatılmaz.

Aldatılmak hiçbir toplumun kaderi değildir. Onu kendisinin kaderi yapan, aldatılan toplumun kendisidir.

Türk toplumu, aldatılmayı seven bir toplumdur. 
Özellikle, Allah ile aldatılmak, Türk toplumuna tarifsiz bir zevk veriyor.
Böyle toplumlar tatlı yalanı sever.
Allah ile aldatanların en büyük sermayesi de tatlı yalandır.

ALDATILMAYI SEVEN TOPLUMLARIN SİYASETLERİNİN ESASI DA TATLI YALANDIR.

Suudi Arabistan ADALET BAKANI, Foreign Affairs dergisine verdiği bir röportajda şöyle diyordu;
"İslâm'da yönetene itaatsizlik yasaktır. Yolsuzluk, sübyancılık, alkol kullanmak gibi büyük günahlar işlese bile, yöneticiyi azletmek günahtır. Yöneticiyi azletmeye izin yoktur. Çünkü, yöneteni olmayan toplumlar, fitneye düşerler. Fitne, en kötü yönetimden beterdir..."

Siyasî menfaatleri zedelendiği anda, "Din elden gidiyor, haydin cihada!" diyerek yeri göğü inletenler, hesaplarına yeşil ışık yakan bir iktidar söz konusu olduğunda, "Yönetime itaatsizliğin dinle bağdaşmadığını göstermek" için, bin dereden yüzlerce kanıt getirmekte gecikmiyorlar...

Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli

Yönetim anlayışı Suutlu Bakanın ifadesinde kristalleşen ülkelerde, halkın sorumluluğu veya günahı söz konusu edilmeyebilir.
Çünkü, oralarda demokrasi yok.

Ama Türkiye, böyle mâzeretlerin geçerli olabileceği bir ülke değil.
Gerçi bugünkü Türkiye, eteğinden kuvvetli bir biçimde tutulmuş, Ortaçağ zulüm zihniyetlerinin saltanatlaşmasını ifade eden anlayışların çukuruna çekiliyor.

Buna rağmen Türkiye hâlâ farklıdır; halkı sorumlu olabilecek bir konumdadır.
Çünkü, Türkiye'de çapı ve kalitesi ne olursa olsun, eleştiriye ne denli açık bulunursa bulunsun, bir özgürlük ve hür irade ortamı vardır.
Hür irade varsa, işlenen kötülüklerden halk da sorumludur.

Türkiye'nin durumu, yarım asırdan beri kurumsallaşan, şimdilerde ise saltanata dönüşen ALLAH İLE ALDATMA SİYASETLERİ yüzünden, iyiye gitmeyen bir manzara sergilemeye başladı.
Bu gidişte sadece siyaset ve medyanın satılmışları değil, halkı da sorumludur...

Türkiye'de halk, hâlâ güç sahibidir. O güç, oy veya sandık adını taşıyor.
Halk, işte bu gücü yüzünden sorumlu hattâ günahkâr olacaktır..! "

Türkiye'yi Kemiren İhanet
ALLAH İLE ALDATMAK
Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK

Editör: SEFA BUĞRA ŞENEL