Ancak en az bunun kadar önemli olan bir de Alman vakıfları, Alman istihbarat faaliyetleri vardır. Türkiye'nin her grubunun faaliyetinin içinde yönlendirici durumundadırlar.
Bunun bütün ayrıntılarını rahmetli Doç. Dr. Necip HABLEMİTOĞLU yazmıştı.
Bu da ölümüne sebep oldu.
Alman vakıfları ve istihbaratçıları dünya üzerinde 80'den fazla ülkede faaliyet göstermektedir.
Bu faaliyetlerini, vakıflar, enstitüler ve basın temsilcilikleri üzerinden kamufle ederek yürütmektedirler.
Mesela:
Hedef ülkedeki merkez sağa "Konrad Adenauer Vakfı",
Merkez sola "Friedrich Ebert Vakfı"
Aşırı sağ ve aşırı sol militan çevrelere "Heinrich Böll Vakfı",
Daha entelektüel, sanatçı, bürokrat kesime de
"Friedrich Naumann Vakfı" karışır, kanca atarmış.
Bu 4 büyük vakıf aynı zamanda Almanya'nın 4 büyük siyasal partisine bağlı olup Tüm masrafları "Alman kamu fonlarından" karşılanıyormuş.
Bu en büyük 4 vakıf Almanya içerisinde değil, sadece Almanya'nın çıkarları doğrultusunda Uluslarası alanda faaliyet gösteriyorlar.
Almanya'nın bu amaçla uluslararası faaliyet gösteren vakıfları bundan ibaret değil.
Körber Vakfı, Ebenhausen Bilim ve Politika Vakfı, Wolkswagwn Vakfı, Alexander von Humbolt Vakfı, Fritz Thyssen Vakfı, Hanns Seidel Vakfı ve daha pek çokları Almanya'nın ekonomik, siyasi, stratejik çıkarları doğrultusunda dünya çapında faaliyet gösteriyor.
Vakıflar, Alman dış politikasının en etkili ve değeri kanıtlanmış aletleridir.
Bu politik vakıflar, Alman "Kamu Fonları" tarafından desteklendiğinden, devletin resmi görevlileri tarafından da desteklenir, denetlenir.
Almanya dışındaki vakıf temsilciliklerinin "idare amiri" o ülkedeki Alman Büyükelçisidir.
Biz de ise: devletin en gizli sırlarının bulunduğu odaya serbestçe giriliyor, devletin tüm gizli sırları alınıp düşman ülkelere teslim ediliyor, bu bilgilerle Türkiye'nin dünya çapında faaliyet gösteren iyi yetişmiş ajanlarının, istihbarat elemanlarının tamamı öldürülüyor.
Ve bunları yapanların, yaptıranların, emir ve müsaade verenlerin ve de birşey olmamış gibi oturup seyreden diğer partilerin tamamı, alkışlanmaya devam ediliyor. El üstünde tutuluyor.
Demokratik laflarla, yeni ibadethane açılışlarıyla
Türk tarihinin en önemli sorunlarının üstü örtülüyor.
Biz de, A parti, B parti, C parti propagandalarıyla birbirimize düşman olmaya devam ediyoruz.
Tüm bu kötülükleri alkışlarımız yaşatıyor.
KENAN ÖZEK
Editör: TE Bilisim
