Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara! Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara!
Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikoloğu Sevim Buzkan, annelerin çocuklara tuvalet eğitiminde genelde ceza uygulaması yapmasının yanlış olduğunu ifade etti. Buzkan, tuvalet eğitiminin çocukların belirli bir yaşa erişmesiyle başlaması gerektiğini söyledi.

        Tuvalet eğitimi, okul öncesi dönemin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, altlarında bez varken istedikleri zaman rahatça tuvaletlerini yapan çocuklara, belirli bir süre sonra tuvaletlerini tutmalarını ve sadece tuvalete yapmalarını söylemenin ve bunun gerçekleşmesinin zorluğuna dikkat çekiyor.

        Tuvalet eğitimi ile ilgili açıklamalarda bulunan Acıbadem Kayseri Hastanesi Psikoloğu Sevim Buzkan, “Tuvalet eğitimi çocukların belirli bir yaşa erişmesinin ardından bağırsak ve mesane kontrolü yapacak duruma gelmeleriyle oldukça kolaylaşacaktır; ancak aileler bu durum için acele etmektedirler. Aileler, çocukları tuvaletlerini klozete yaptıklarında çok mutlu olurlar ve çocuğa kendisini kahraman gibi hissettirirler. Ama çocuklar tuvalete yapmadığında büyük bir cezanın onları beklediğini düşündürürler ve bu da tuvalet eğitimini oldukça zorlaştırır.” dedi.

        Tuvalet eğitimi için 2 türlü metod bulunduğunu aktaran Buzkan, bunları şu şekilde anlattı: “Birincisi çocuk odaklı yaklaşım. Bu yaklaşıma göre çocuk tuvalet için ilk adımı attığında tuvalet eğitimine başlanmalıdır. Çünkü çocuk ailesini sevindirmek ister bu nedenle de ilk adımı kendisi atabilir. Bu yaklaşımda çocuğun oyun alanına bir lazımlık konur. Çocuğa yavaş yavaş tek başına tuvaletini yapabileceği yönünde tavırlar gösterilir. Lazımlığa bezli ya da bezsiz oturabilir ve çocuğun her başarılı davranışı ödüllendirilir. İkincisi bir günlük tuvalet eğitimi. Ödül ceza mekanizmasına dayanmaktadır. Çocuk hazır olduktan sonra (yaklaşık 2- 2,5 yaş) altını ıslatan (oyuncak) bir bebek yardımıyla onun nasıl lazımlık kullandığı gösterilir. Sonrasında çocuğun kendisi her tuvaleti geldiği sinyalini verdiğinde, tuvalete gittiğinde, pantolonunu çıkardığında ve çişini yaptığında ayrı ayrı ödüller verilir. Bunları yapamadığında ise ceza alır. Bu yöntem daha hızlı ve başarılı bulunmuştur. Ancak aileler, ağır cezalar kullandıklarında bu yöntem ters teper ve çocuğu öfkelendirir.”

        Buzkan, çocuğun tuvalete aceleyle götürülmemesi uyarısında bulunarak, “Gelişimsel döneminde tuvalet eğitimine başlamayın (yürümek), kardeş doğumu anne baba kavgası gibi stresli bir dönemde başlamayın, çocuğunuz zaman zaman altına kaçırdığında ya da altı bezli olduğunda onları utandırmayın, tuvalet eğitiminin uzun ve yavaş bir dönem olduğu unutulmamalı, eğer bu eğitime direniyorsa bir süre ara verilmelidir.” diye konuştu.

        İdrar kaçırmayı tıp dilinde 'enüresiz' olarak adlandıran Buzkan, “Okul öncesi dönemi idrar kontrolü olmadan geçiren çocukta enüresiz vardır. Tanıyı alabilmek için, en az 5 yaşında olan çocuğun 3 ay boyunca haftada iki kere tekrarlaması gerekmektedir. İdrar kaçırmanın gece uyurken veya gündüz ya da ikisinin de olduğu türleri vardır. Enüresiz durumunun tek başına spesifik bir nedeni yoktur. Verilen tuvalet eğitimi, genetik faktörler, uyku bozuklukları, stresli durumlar, çevresel faktörler, tıbbi problemler ve psikiyatrik bozukluklar neden olabilir. Üst üste hastanede yatma, bağlanma problemleri yaşama, tuvalet eğitiminde aileden ayrı kalma bu durumu artırmaktadır.” şeklinde konuştu.

        Dr. Buzkan, çocuğun mizacının da bu dönemde oldukça önemli olduğunu hatırlatarak, “Bu durumun aileye karşı verilen bir tepki de olabileceği unutulmamalıdır ve bu nedenle ailenin davranışları da oldukça önemlidir. İdrar kaçırma sorunu yaşayan çocukların yüzde 99'unda 7 yaşına geldiklerinde bu problem sonlanır, yani tedavi edilmezse bir süre sonra kendiliğinden geçebilir. Tedavi edilmeyen enüresiz, ilerleyen zamanlarda çocuğun kişilik konusunda sıkıntılar yaşamasına neden olabilir.” açıklamasında bulundu.

Editör: TE Bilisim