31 Mart yerel seçimi için 5 adımda oy kullanma rehberi 31 Mart yerel seçimi için 5 adımda oy kullanma rehberi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AK Parti hükümetinin her sıkıştığında AB limanına yanaşma özelliğinin tekrar nüksettiğini söyledi. Bahçeli, 2011 yılından beri yapılamayan AB zirvesinin toplanmasının, göstermelik Türkiye-AB yakınlaşmasının tek amacının, AB ülkelerini tehdit eden mülteci krizinin çözümü için Türkiye’nin kullanılma niyeti olduğunu belirtti. “AB’nin Türkiye’ye 3 milyar Avro vaadinin, vizesiz seyahat imkanı sunma adımının bir bedeli vardır ve bu bedel de Türkiye’nin göçmen merkezi olması, Avrupa’nın toplama kampı haline getirilmesidir." diyen Bahçeli, "Davutoğlu’nun bunlara evet demesi, AB’nin kaçak göçmen mevcudu veya girişinden arınmak amacıyla verdiği rüşvete tamah etmesi milli onurla 180 derece terstir. Davutoğlu alacağı üç kuruşa Türkiye’nin topraklarını peşkeş çekmiş ve kültürel bütünlüğünü dinamitlemeyi kafasına koymuştur. Türk milleti bu olanlara müstahak değildir.” diye konuştu.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde partisinin grup toplantısında konuştu. 24 Kasım sabahı, Hatay Yayladağ Bölgesi’nde devriye görevi yapan Türk uçaklarının, Türk Hava Sahası’nı ihlal eden ve beş dakika içerisinde on kez uyarılan, yine de aldırış etmeyen iki Rus uçağından birisine müdahale ettiğini kaydeden Bahçeli, “Netice itibariyle başta milliyeti bilinmeyen SU-24 tipi savaş uçağı isabet alarak düşürülmüş ve iki pilottan birisi hayatını kaybetmiştir. Ölen pilot birkaç gün önce Rusya’ya teslim edilmiştir.” dedi.

Erdoğan’ın uçak düşürülmesine otomatik tepki derken, sahibinin sesini duymayan Davutoğlu’nun ‘emri ben verdim’ dediğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: “22 Haziran 2012 tarihinde, Suriye yönetimi tarafından vurularak düşürülen ve iki evladımızın şehadetine neden olan RF-4E Fantom tipi uçağımızın hemen ardından angajman kuralları değiştirilmişti. Rusya Federasyon’unun sınırlarımızın hemen ötesinde askeri operasyonlar yaptığı, bilhassa karadan ilerleyen Esad güçlerine alan açmak amacıyla Türkmen Dağı’nı havadan bombaladığı bilinmektedir. Rusya uzunca bir süredir, askeri kapasitesini arttırarak Ortadoğu’daki sancılı ve krizli ortamı fırsata dönüştürmek ve yeni nüfuz alanları oluşturmak için faaliyettedir.Bu son olayda Türk Hava Sahası’nı ihlal eden taraf Rusya’dır.Suriye’de askeri üstler oluşturup veya mevcutları takviye ve tahkim ederek Ukrayna’da sonra Ortadoğu’ya gözünü çeviren de bu ülkedir.”

RUSYA FEDERASYONU KESİNLİKLE HAKSIZ, KESİNLİKLE ART NİYETLİDİR

Düşen uçaktan sonra Türkiye-Rusya Federasyonu ilişkilerinin iyice gerildiğini anlatan Bahçeli, “Rusya Devlet Başkanı Putin ateşe adeta benzinle gitmektedir. Putin; komşu ve dost bir ülke tarafından sırtlarından bıçaklandıklarını, Türkiye’nin teröristlerin suç ortağı olduğunu, IŞİD’i koruduğunu ve bu örgütten petrol aldığını açıklamıştır. Erdoğan ise IŞİD’le petrol ticaretinin ispatlanması halinde görevini bırakacağını, aksi halde Putin’in makamında durup durmayacağını sorgulamıştır. Erdoğan’ın iç siyasetteki alışkanlıklarını dış politikada da sürdürmesi Türkiye adına talihsizliktir. Putin ABD ile anlaştıklarını, Türkiye’nin ise buna riayet etmediğini belirtmiştir. AKP hükümetinin hangi taahhütleri verip vermediğini, ABD ile Rusya arasında nasıl bir anlaşma olup olmadığını şüphesiz ki bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da şudur: Rusya Federasyonu gerginlik ve kutuplaşma politikalarıyla Ortadoğu’ya iyice konuşlanmanın, askeri varlığını çoğaltmanın arayışındadır. AKP’nin Rusya, İran, Irak, Mısır gibi bir zamanlar stratejik ortağı olan ülkeler husumet kampında toplanmışlardır. Uluslararası hukuk açısından baktığımızda Türkiye’nin kara, deniz ve hava sınırlarını koruma hakkı vardır ve bu hak asla devredilemeyecektir. Rusya Federasyonu kesinlikle haksız, kesinlikle art niyetlidir. Putin yönetiminin Türkiye’yle ilişkileri soğumaya alması, özür beklentisi, tazminat dayatması, sözde suçluların cezalandırma talebi ve ekonomik yaptırımlara başvurması skandaldır.” açıklamasında bulundu.

AK Parti hükümetinin her sıkıştığında AB limanına yanaşma özelliğinin tekrar nüksettiğini vurgulayan Bahçeli şunları söyledi: “2011 yılından beri yapılamayan AB zirvesinin toplanması, göstermelik Türkiye-AB yakınlaşmasının tek amacı, AB ülkelerini tehdit eden mülteci krizinin çözümü için Türkiye’nin kullanılma niyetidir. AB’nin Türkiye’ye 3 milyar Avro vaadinin, vizesiz seyahat imkanı sunma adımının bir bedeli vardır ve bu bedel de Türkiye’nin göçmen merkezi olması, Avrupa’nın toplama kampı haline getirilmesidir. Davutoğlu’nun bunlara evet demesi, AB’nin kaçak göçmen mevcudu veya girişinden arınmak amacıyla verdiği rüşvete tamah etmesi milli onurla 180 derece terstir. Davutoğlu alacağı üç kuruşa Türkiye’nin topraklarını peşkeş çekmiş ve kültürel bütünlüğünü dinamitlemeyi kafasına koymuştur. Türk milleti bu olanlara müstahak değildir.”

Editör: TE Bilisim