AKP-MHP 1’inci tur koalisyon görüşmelerinin ardından yapılan resmi açıklamaları ve perde arkası bilgileri haber sütunlarımızda okudunuz. Onları bir tarafa bırakıp şu meşhur koalisyon ibresinin ne tarafta  olduğuna bakalım.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na kapıyı hâlâ aralı tutuyor. AKP-CHP ve ardından AKP-MHP görüşmesine bakıp ibreyi bir tarafa kaydırmak için hâlâ temkinli olmak gerek. Çünkü dün AKP-MHP arasında görüşme yapılırken Meclis Genel Kurulu’nda Meclis Başkanlığı seçiminin ardından çok önemli bir ittifak daha gerçekleşti ve sonuç verdi. RTÜK’de AKP’nin kaybettiği 1 üyeliğin kime geçeceği kriz olmuştu. Genel kurulda CHP-HDP ittifakına karşı AKP-MHP ittifakı ile MHP’nin adayı kazandı.
Bahçeli’den aldığı izleniminin özünü Davutoğlu etrafı ile paylaştıktan sonra AKP kulislerinde bir rahatlama göze çarpıyordu. RTÜK ittifakı ile birlikte AKP kulislerinde şu yorumlar yapılıyordu;
“MHP, koalisyon kurulmazsa HDP’lilere kırmızı plaka sağlayacak seçim hükümeti kurdurmamakta çok kararlı. AKP-CHP veya AKP-MHP Hükümeti olmazsa bile AKP azınlık hükümetini MHP’nin desteği ile kurarız. Bu erken seçim şartlı bir destek olur ama tarih Kasım olmaz, Mart veya Nisan olur.”
Şimdilik görünen; AKP’nin 23 Ağustos’a kadar elinin daha da rahatladığı...


“Çözüm”e Göle’den bakın!..
Koalisyon görüşmelerinin neredeyse 1’inci protokol şartı haline getirilen  “çözüm süreci”  sarmalından bakalım nasıl çıkacağız?..
Estirilen hava da öyle ki; kim daha fazla çözüm/çözülme sürecine yatarsa koalisyon ortaklığı ile şereflendirilecek(!) ve ABD-AB ittifakının da yerli temsilcilerinin de yüksek takdirlerine mazhar olacak.
Hâl böyle olunca; sazcı kardeşler tezgahı ile daha da şımartılan bölücü hainler küstahça savurdukları tehditlerini de kanlı eylemleri ile sürdürüyor. 12 Temmuz Pazar günü Ardahan’ın Göle ilçesinde belediyeye ait aracı gasp eden  PKK’lılar Jandarma ile çatışmıştı. Çatışma bölgesinde teröristlerin taradığı minibüste 1 kişi hayatını kaybetmiş, 2 kişi de yaralanmıştı. Göle ilçesinde geçtiğimiz Perşembe günü teröristlerin gasp ettiği belediyeye ait aracı almak ve vatandaşların perişan olduğu, günlerdir süren su kesintisini gidermek için bölgede operasyon yapan Jandarmaya katil sürüsü ateş açmıştı.
Maalesef, adı ulusal olan bazı medya organlarında terör örgütünün değil, askerin minibüse ateş açtığı şeklinde haberlere yer verilmişti. Sazcı kardeşlere meftun olan romantiklere, PKK’nın aleni destekçilerine ve tezgaha inanması muhtemel vatandaşlara istihbarat birimlerinin, terör örgütünün telsiz konuşmalarından hazırlayıp Ankara’ya gönderdiği tutanağı açıklayalım o zaman. Terör örgütünün sözde Ağrı Dağı ve Serhat Eyaleti sorumluları arasında geçen görüşmede kanlı eylemi PKK’lı teröristlerin yaptığı bakın nasıl açıkça ortada;
(A. : Ağrı Dağı sorumlusu, S. : Serhat Eyaleti Sorumlusu)
A. : Hani belediyeye ait bir yanmış araç vardı ya.
S. : Evet.
A. : Onu götürmek istiyorlar.
S. : Tamam.
A. : Aşağıya götürmek istiyorlar, onun için güvenliğini alıyorlar, arkadaşlarda o esnada vuruyorlar.
S. : Tamam.
A. : Arkadaşlar orada onların net üç ölüleri olduğunu söylüyorlar.
S. : Tamam.
A. : Yani bir sivil transit ile takviye geliyor.
S. : Tamam.
A. : Arkadaşlardan başka bir grupta bunu vuruyorlar.
S. : Tamam.
A. : O arabayı komple imha ediyorlar.
S. : Tamam arkadaş. Sen çatışmadan sonra takviye amaçlı bir minibüsün geldiğini ve arkadaşların bunları vurduğunu ve toptan imha ettiğini söyledin değil mi?
A. : Evet, evet bir saat sonra bir transit geliyor.
S.  : Tamam.
A. : Yani müdahale etmek için gelmiş, arkadaşların söylediğine göre üzerinde Türklerin de bayrakları varmış.
S. : Tamam.
A. : Yani onlar özel harekettir. Bazen böyle sivil transit araçlarla gelip gidiyorlar.
S. : Tamam.
A. : Arkadaşlar fark ediyorlar, geldikleri vakit arkadaşlar vuruyorlar, vuruyorlar tümden imha oluyor tümden.
S. : Tamam.
Bakalım!.. “Çözüm süreci” nin kilidini kim nasıl açacak?..