Bu işin öncülüğünü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron yaptı. Dün, geçmiş zamanların “sömürgeler genel valisi” edâsıyla Fransa’nın eski hâkimiyet bölgesi olan Lübnan’a gitti, Beyrut’taki patlama alanını dolaştı, Lübnanlılar’a akıl üstüne akıl verdi ve gelecek için yapmaları gerekenler hakkında da Fransa’nın menfaatleri ne gerektiriyorsa onu söyledi.

Hattâ, Beyrut Limanı’ndaki patlamayı bir “uluslararası komisyonun” araştırması teklifinde bulundu, yani Lübnanlılar’a üstü kapalı şekilde de olsa “Bu işi siz beceremezsiniz, bize bırakın” dedi ve bunu söylemesi üzerine de Müslüman kesimden epey bir tepki gördü…

Yunanın Türk kıyımının, İskeçe festivali ile kutlanması Yunanın Türk kıyımının, İskeçe festivali ile kutlanması

Lübnan tâââ Haçlı Seferleri’nden buyana Avrupa’nın, sonraki asırlarda da özellikle Fransızlar’ın ilgi merkezi olmuş; 18. asrın sonlarından itibaren Lübnan’daki gayrımüslimlerin koruyuculuğuna soyunan Fransa, İngiltere ve Rusya o devirlerde Lübnan’ın hâkimi olan Osmanlı Devleti’ni hemen her bahane ile sıkıştırmışlardı.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki senelerde Fransız sömürgesi haline gelen Lübnan, son Fransız birliğinin Beyrut’u 1946’da terketmesine kadar Fransız mandasında kaldığı için Lübnanlılar, özellikle de Hristiyanlar kendilerini Fransa’ya yakın hisseder; hattâ bazıları Fransız olduklarına inanırlar; Fransa ise Lübnan’ı hâlâ toprağı gibi görür.

Editör: TE Bilisim