Bu sorunun cevabını kim verecek gereğini kim yapacak? Nedir bu Gümüşhaneli hemşerilerimizin dertleri? Onları ziyaret eden hal hatır sorup dertlerini dinleyen var mı? Hep ayrılmak isteyen referandum yapmak isteyen o köylüler mi haksızdır?

Siyaset ve bürokrasinin görevi sorunları çözmek gönül almak değil midir? Bu öncelikle iktidarın ve muhalefet siyaset kurumunun görevi değil midir?

Ama iktidar suskun, edilgen muhalefet pasif, sessiz tepkisizdir.

Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli Ümit Özdağ ‘Türk Çernobili’ diyerek faciaya karşı böyle uyarmıştı: Acil durum ilan edilmeli

STK’lar bir kaç istisna cılız ses dışında etliye sütlüye karışmazsa çok daha iç karartıcı sonuçlar yaşarız. Yazıklar olsun.

Bize demokratik, meşru haklı taleplerimizi ortaya koyunca gönderme yaparak rahatsızlık beyanında bulunanlar bana cevap değil sorunlara çözüm bulmalıdırlar.

Ama görüyorum ki herkes adını cilalamak, deve kuşu tiyatrosu oynamakla meşguldür.

Gümüşhane Kürtün üç köyümüzün yarısı Şalpazarı’na kalırken şimdi bu 5 köyün (Yukarı Karadere, Sapmaz, Tilkicek, Aktaş, Beytarla) referandum girişimi gerçekten hüzün vericidir.

Siyasetteki özgül ağırlığı azalan şehir inim inim inliyor. İnsanlar korkudan konuşamıyor eleştiremiyor! Bu şehir Cumhur ittifakına % 90’a yakın oy verdi. Bunları hak etmedi.

Körler sağırlar birbirini ağırlar. STK, medya siyaset üçgeninde şehrim sahipsiz yalnız ve çaresizdir.

Evet her hemşehrilerimi şehrine, köyüne, yaylasına sahip çıkmaya demokratik meşru yasal uyarı görevini yapmaya davet ediyorum.

Aksi tarihin ağır hükmüne zillete razı olmaktır.

Gümüşhaneli Kuşakkaya gibi dik duran yiğitler Osmanlı hanımefendisi, İstanbul beyefendisi tavırlı insanların şehridir.

Ümit ediyorum ki bu ölümsüz ruh ayağa kalkacak gereğini yapacaktır.

Sabri ŞENEL – 27.05.2022 / İstanbul

Editör: Kerim Öztürk