Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi Gümüşhane’nin tek kadın İl Genel Meclis üyesi adayı Sonel Yaşar’a yoğun ilgi
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2013 yılında bazı cemaat üyelerine karşı fişleme yapıldığına dair kendisine yöneltilen soruyu cevapsız bıraktı. Bakanlar Kurulu sonrasında konuşan Arınç, kendisine yöneltilen “2010 Anayasa değişikliği referandumu sürecinde, ‘Artık fişleme kepazeliği son bulacak’ demiştiniz. Ancak bugün bir gazetede yayımlanan belgelerde, fişlemelerin 2013 yılında dahi devam ettiği öne sürülüyor. Görüşünüz nedir?” sorusuna ilk olarak, Taraf gazetesinde MGK kararının yayınlanması üzerinden cevap verdi. Arınç, aynı sorunun hatırlatılması üzerine ise “Bu açıklamamın dışında bir şey söylemeyeceğim. Yazmaya devam.” şeklinde bir ifade kullandı.

Başbakanlık Yeni Bina’da, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu sona erdi. Yaklaşık 7 buçuk saat süren toplantının sonunda Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç basın toplantısı düzenledi.

BAĞDAT VE ERBİL ARASINDA İHTİLAFIN ÇIKMASINI İSTEMEYİZ

Arınç’a basın toplantısında Irak’ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi ile imzalandığı belirtilen anlaşma soruldu. Arınç, “Bildiğiniz gibi bir kaç gün önce Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani Türkiye'ye geldi. Onlarla yapılan görüşmelerde enerji alanında Irak Anayasası'na uygun bazı ticari sözleşmeler üzerinde mutabık kalındı. Bu sözleşmeler üzerinde mutabık kalındı. Irak Kürdistan Bölgesel Kürt Yönetimi'nin kamu ve özel şirketlerle yaptığı ticari sözleşmeler özel hukuk kurallarına tabiidir. Bunlar uluslararası anlaşma olarak nitelendirilmez. Biz, Irak Anayasası'na göre hareket etmek zorundayız. Irak Merkezi Hükümeti'yle Kürdistan Bölgesel Yönetimi arasında bir ihtilafın çıkmasını istemeyiz.” cevabını verdi.

SINAV SİSTEMİNDE DEĞİŞİKLİK SİNYALİ

Arınç, basın toplantısında “Dershanelerin fonksiyonunu tamamladığını ve dershanelere olan ihtiyacın sona erdiğini söylediniz. Bu kanaat, velilerde ve kamuoyunda da var mı?” şeklindeki bir soru üzerine “Evet, var.” karşılığını verdi. “Varsa, şu anda halihazırda dershane mevcutlarının dolu olmasını nasıl yorumlamak lazım?” sorusuna cevaben de şöyle devam etti: “Çünkü bu bir ihtiyaç. Şu anda çocuklarını dershaneye gönderen velileri hiç haksız bulamayız. Bir; sınav var ve bu sınavda başarılı olmak istiyorlar. İkincisi; herkes çocuğunu gönderdiği için o da göndermek istiyor. Bakanlar da dahil. Ama öyle bir sistem öngörüyoruz ki sınav sistemindeki değişiklikle birlikte eğitim sistemindeki takviyelerle birlikte artık bu öğrencilerin, önündeki sınavı kazanması için dershaneye gitme ihtiyacını artık görmeyeceğini düşünüyoruz.”

Arınç, bunun devamında, “Sınav sistemi değiştirildikten sonra dershanelere olan ihtiyacın kendiliğinden sona ermesiyle birlikte dershanelerin kapatılması daha doğru olmaz mıydı?” sorusu üzerine, “Onun için iki sene bekliyoruz ya.” ifadesini kullandı.

FİŞLEME SORUSUNU YANITSIZ BIRAKTI

Bülent Arınç’a, “2010 Anayasa değişikliği referandumu sürecinde, ‘Artık fişleme kepazeliği son bulacak’ demiştiniz. Ancak bugün bir gazetede yayımlanan belgelerde, fişlemelerin 2013 yılında dahi devam ettiği öne sürülüyor. Görüşünüz nedir?” sorusu da yöneltildi. Bunun üzerine, “İyi oldu bunu dershaneler bağlamında sormanız. Bu ikisinin bağlantısı var gibi geliyor bize. Bize acı veren de o zaten. Ama başımız dik, alnımız açık.” şeklinde konuştu. Ardından, Taraf gazetesinin geçtiğimiz Perşembe günü yayımladığı, MGK’nın ‘Fethullah Gülen Cemaatini bitirme planı’ üzerinden konuştu. Atılan imzaların hiçbir zaman Bakanlar Kurulu kararı haline getirilmediği, uygulanmadığını ve kadük hale geldiğini anlattı. Ayrıca bir MGK kararının açıklanmasının ya da yayımlanmasının, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Kanunu’na göre suç olduğunu kaydetti ve savcıları göreve çağırdı: “Hamdolsun AK Parti hükümetinin yüzünü kızartacak hiçbir işin içinde olmamışız. Bir defa şunu bilmemiz lazım; bir gazete veya bir gazeteci, bu konularda mahir olan birinin (Mehmet Baransu), MKG toplantısının kararını yayımladı. Bu bir karardır. Eğer bu bir kararsa o zaman Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği Kanunu’na bakmamız lazım. Kanun diyor ki; ‘tutanaklar ve görüşmeler kesinlikle açıklanamaz, yayımlanamaz.' Basit olarak şunu söylüyorum; bir MGK kararının başkaları tarafından elde edilmesi ve bilinmesi mümkün değildir. Hele hele tutanakların ve görüşmelerin…

Peki karar nasıl açıklanıyor? Bir gazetecinin şu veya bu şekilde elde ettiği kararı açıklaması, kanun maddesine göre kesinlikle mümkün değil. Birisi ele geçirmiş, yayımlıyor. Türk Ceza Kanunu’nun 327, 328 ve 329. maddeleri, MİT Kanunu’nun 27. maddesi, Basın Kanunu’nun 3. maddesi, RTÜK Kanunu’nun 7. maddesi ve diğer maddelerinde, sır ve gizlilik içinde kalması gereken belgelerin yayımlanması halinde ceza tertibi öngörülmüş. Bunlar ayrı konular. Yani bunların açıklanması, yayımlanması yasak. Bunu yapan insan bir ceza sorumluluğu ile karşı karşıya kalabilir. Bunu savcılarımız düşünsünler. Biz bu konuda herhangi bir teşebbüsün içinde şu anda değiliz. Ama eğer arkası da bu şekilde gelmeyecek olursa yasalar neyi gerektiriyorsa yapılır. Bütün belgeleri inceledik. Hamdolsun ki AK Parti hükümetinin bu konuda milletimize verdiği sözden ve hükümet programına aldığı konuların dışında hiçbir şey yapılmamıştır. MGK kararı Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılmadı ve onaylanmadı. Hiçbir kuruma gönderilmedi. Herhangi bir talimat verilmedi. Yok hükmünde muameleye tabi tutuldu. Şimdi açıklama yapacak olanlar veya yeni belgeler getirecek olanlar varsa bu sözümün arkasından bunun aksini ispat edecek bir şey ortaya koymaları lazım. Sonunda 2006’da, 2008’de, 2010’da Başbakanlık bütün bunların uygulanmasını keenlemyekün ortadan kaldırmış ve imha etmiştir. Yani soru şuysa; '2004 Ağustos ayında 481 sayılı MGK kararına dayalı olarak şunlar şunlar şunlar yapıldı' deniyorsa hiç birisi doğru değil. Bu kararla bağlantılı olarak hiçbir işlem de yapılmış değil. Daha önceden alınan kararlar, çünkü rahmetli Ecevit’in imzasını gördüğüm için söylüyorum, belki belli sebeplerle, göstermelik bile olsa bazı işlemler yapılmış olabilir. Ama bu karardan dolayı hiçbir işlem yapılmadığını söylüyorum. Aksini ortaya koyacak olan varsa da yüzleşmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.”

Bülent Arınç, aynı gazetecinin, “Efendim benim sorum o değildi. Ben, 2013 yılında da devam eden fişlemeleri soruyorum.” diye tekrarlaması üzerine de soruya cevap vermek istemedi. “Bu açıklamamın dışında bir şey söylemeyeceğim. Yazmaya devam.” şeklinde bir ifade kullandı.

OCAK AYINDA YENİ KABİNE

Arınç, kabineden isimlerin Belediye Başkanı adayı olarak gösterilmesi ile kabinede revizyon olup olmayacağına ilişkin de “Başbakanımız bu konuda kararlı. Aday olan bakanların görevini bırakması gerektiğini düşünüyor. Aralık ayının sonuna kadar kabine revizyonu yapılabilir. Bakanların seçim kampanyalarını bu sıfatla yürütmeleri doğru değil dedi. Ocak'tan sonra aday olan bakanlarımız bakan olarak seçimlere girmeyecekler. Ocak ayından itibaren bakanlıktan ayrılacaklar. Yeni bir kabine revizyonu gündeme gelecek.” dedi.

Editör: TE Bilisim