Tekrara girmeyeceğim!.. Haftalar-günler öncesinde YENİÇAĞ’da şu anda yazılan çizilenlerin (koalisyon) hepsini en ince ayrıntılarıyla okudunuz. Kim neyi istiyor kim nereye dayanıyor... Tezgahlar, dümenler... İyi polis kötü polis numaraları...
Siyaset piyasasına en son AKP’nin 4’üncü yol senaryosu sürüldü. Erken seçim sopası muhalefetin üstünden eksik edilmiyor. Angara’nın bağları büklüm büklüm yolları... Başkentte siyaset oyunların sonu yoktur. “Tükendi işte” dediğiniz anda bir yenisi fırtlar. Şapkadan ne tavşanlar çıkar... Küçük dilinizi yutarsınız.  “Bu kadarı da olmaz”  dediğiniz bir bakarsanız siyasetçilerin pişkin pişkin sırıtışları altında oluverip de bitmiş. Ama hepsi gelir sonunda ne hikmetse millî iradeye dayanır!...
Yazı başlığını açmadan önce daha anlaşılır olması açısından koalisyon formülleri çözümü/çözümsüzlüğüne ışık tutacak bir gelişmeye dikkat çekmek isterim. Geçtiğimiz Salı günü CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ile görüştükten sonra gece yarısı HDP’den bir heyet Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’na gitti. Ne olduğu belli olmayan bu toplantının ardından Demirtaş apar topar Brüksel’e uçtu. Malum çevreler bunun adını  “barış trafiği” koydu. Belleri kırılan  “sazcı kardeşlerin”, “çatışmasızlık”  istediğini söylemeye başladılar. Dejavu olur gibiyim... Ölüm yatağına konulan PKK’yı yine masaya oturtup diriltecekler mi?..
Uzun süredir siyasi kulislerde çıplak gözle görülen bir durum var; MHP-HDP arasındaki yüksek gerilimin ardından CHP’li milletvekilleri HDP’li milletvekillerini sakinleştirmek için yoğun çaba harcıyor. HDP’lilere içinden geçtiğimiz süreçte Türkiye’nin gerilime ihyacı olmadığını anlatan CHP’liler, muhataplarına şunları söylüyor: 
“Büyük bir oyun oynanıyor. Bu oyuna gelmeyin. MHP gerilimi artırabilir ama sizler biraz daha sakin olun. Oyun saray tarafından planlanıyor. Bu nedenle muhalefet olarak daha dikkatli olmayız. MHP ve HDP arasındaki gerilimi seçim yaparak değerlendirmek istiyorlar. Bu nedenle bu siyasal gerilimi tırmandırmayın. Türkiye’nin bu süreçte daha sakin olmaya ihtiyacı var.”
Olası bir erken seçimde siyaset kulislerinde CHP ile HDP’nin seçim ittifakı  yapabileceği bile konuşuluyor.
AKP cephesinde ise 7 Haziran’a göre görünür bir rahatlama var. AKP’de önemli bir kurmay aynen şunları söylüyor;
“Biz azınlık hükümetini kurarız. Türkiye’yi hükümetsiz bırakmayız. Ardından seçim yaparız. Bizim hesaplarımız açık. Şu an yüzde 44 buçuk oyumuz görünüyor. Bu artabilir, düşebilir ancak biz tek başımıza iktidar olma yolunda gidiyoruz. MHP’den oy alırız ve SP-BBP koalisyonunun yüzde 2’si bize kayar. Bu hesabın içindeyiz. Dolayısıyla erken seçimde rahatız, Azınlık hükümetini de kurarız.
Ayrıca biz zaten CHP koalisyonunu istemiyorduk. Bu şartlarda olacak gibi de görünmüyor. MHP ise kapıları tamamen kapatıyor. Şu andaki durum azınlık hükümeti. CHP’den sonuç çıkmadığı andan itibaren her an için Davutoğlu azınlık hükümetini Cumhurbaşkanına götürür böyle bir hazırlık zaten var. Bizim 18 milletvekiline ihtiyacımız var. Bunu her halükarda buluruz. Ayrıca MHP, HDP’nin olduğu yerde TBMM’ye girmez ve sonuçta yine azınlık hükümetini rahatlıkla kurarız. Geriye bir tek hükümeti düşürmek için gensoru kalıyor. Bu konuda da hemen bir şey olmaz. 42 yaşındaki milletvekili şu anda emekli olamıyor. Milletvekillerinin emekli olabilmesi için 2 yıl gerekiyor. Güvenoyu oylamasına girmeyecek milletvekili buluruz. Erken seçim olursa Kasım mı olur, Mayıs mı olur bunu da MHP belirleyecek.”
MHP’de ise üst üste yapılan son sert demeçlerin, kendini yalanlayan açıklamaların ardından çalkantı had safhaya yükseldi. Kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarda  “biz ne yaparsak yapalım sonuç ne olursa olsun ‘AKP’nin koltuk değneği’ diyecekler. Üstümüze yapışan bu algıdan kurtulmamız mümkün değil. Bu kadar sıkıntıyı üstümüze almışken koalisyona girelim” sesleri yükseliyor. MHP’den, koalisyon için  “çözüm süreci”  bitsin şartının arkasından  “KCK’lıların tutuklanıp yargılanma süreci başlatılsın”  geleceği konuşuluyor.
Gelelim yazının başlığına;
Koalisyon formülleri ile Recep Erdoğan arasında sıkışan Ahmet Davutoğlu, kendine yakın kaynaklarının söylediğine göre; “Hoca 5’inci yolu buldu.”  Şöyle söyleniyor;  “Davutoğlu önce azınlık hükümetini kurar. Meclis’ten güvenoyunu alır. MHP’ye çok ihtiyaç yok, dışındaki partilerden de destek gelebilir. Daha sonra Eylül kongresi Ağustos sonunda yapılır. Kongreden güç alarak çıkacak Davutoğlu tekrar CHP ile masaya oturur ve en kısa sürede hükümet seçim şartsız kurulur.”
Çok zor bir formül gibi görünüyor ama bunu anlatan ciddi bir isim olduğu için yazdım. Hani derler ya; “Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu.” Hocanın saray engellerini atlaması için pek de başka yol görünmüyor.
* * * 
Operasyon raporu;
Kandil’deki leş sayısı 340’a yükseldi. Yaralı sayısı 490. Kandil’de bulunan çakalların yarısı temizlenerek devre dışı bırakılmış oldu. Ankara, HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın Brüksel’e koşmasını ve “28 Şubat Dolmabahçe mutabakatına bağlıyız. Süreç bitmedi” açıklamalarını, “2-3 aylık toparlanma sürecine ihtiyaçları var. Bunun için oylama taktiği izliyorlar” diye yorumluyor. Şu değerlendirme yapılıyor;
“Belleri kırıldı. IŞİD’e karşı savaşmaya gidenlerin içeri sokulması için aldatmaca yapıyorlar. Biliyorlar; sıra KCK yapılanmasına geldi. Toparlanma fırsatı verilirse en az 2 aylık bir zaman kazanırlar ve eski kaldıkları yerden devam ederler.”
Sazcı kardeşlerin ağıt yaktığı Kuzey Irak’taki Zergele kampının Türk savaş uçakları tarafından bombalanması ardındaki gerçeğe gelelim. Devlet raporları diyor ki;
“Zergele, PKK’nın fuhuş ve aynı zamanda kaçırdıkları Türk askerlerini tutuklayıp işkence yaptıkları merkez.”