Dershaneler müteşebbislerin ve çalışanların ekmek kapısı, velilerin alınteri ve öğrencilerin umududur. Kimseyi de kimse zorla dershaneye götürmüyor. Piyasa şartları, velilerin cocuklarının daha iyi daha kaliteli eğitim almasını istemesi ve sınavlara hazırlık talebi bu sektörü ortaya çıkarmıştır. Yetersiz okullaşma, öğretmen açığı, fiziki altyapı, eğitim kalitesinin düşüklüğü ve yetersizliği bu sektörü ortaya çıkardı. Okullar çok kaliteli yapılır, eğitimin kaynakları artırılırsa dershaler kendiliğinden kapanır.
Kapatırım demek anayasal ve evrensel insan haklarından olan müteşebbis hürriyetine aykırıdır.İnsanlar yasal güvenceye itimad ederek yatırım yaptı, umut bağladı. Kaldı ki dershaneler binlerce insanın aynı zamanda ekmek kapısıdır. Milyonlarca gencin doktor, mühendis, hukukçu, kaymakam olma umududur. Fakir halk çocukları, özel okula gidemeyenler, özel ders alamayanlar bu haktan yoksun mu kalsınlar? Kaldı ki özel okullara giden öğrencilerin de büyük bölümü dersaneye gitmektedir. Şu an birçok meşhur bürokrat, siyasetçi ve saygın işadamı ve meslek mensubu bu hizmetten faydalanmadı mı?
Okula dönüştürmek elbette çok güzel bir beyanat ama dershaneler ve okullar farklı işlev görüyor. Dershaneler kapansa bile kesinlikle ayrıcalıklı bir grubun veya sosyal zümrenin elinde yasal veya merdiven altı şeklinde varlıklarını devam ettireceklerdir. Fakat halk çoçukları bundan büyük ölçüde mahrum kalacaktır.
Dershaneler yıllarca okulların kalabalık sınıflarında kaybolan, çoğu kez yetersiz öğretmen ve imkansızlık nedeniyle, ümitsizlik, gelecek kaygısı ve özgüven eksikliği yaşayan milyonlarca yavrunun yeteneklerinin keşfedilmesine, onların bilgi ile takviye edilmesine, adeta yeniden doğmasına olanak sağlayan; öğrencilerin ve ailelerin yüzünü güldüren aynı zamanda sosyal işlev gören kurumlardır.
Aşağıda TOBB’un da üzerinde çalışarak doğru tespitler yaptığı dershaneler gerçeğini dikkatlerinize sunuyorum: 
“Son zamanlarda özel dershanelerin varlığının tartışma konusu yapılması, buradaki yönetici, öğretmen ve diğer çalışanlar ile öğrenciler üzerinde geleceğe yönelik ciddi kaygılar oluşturmanın yanında, ülkemize önemli hizmetler sunan bu büyük eğitim camiasını tedirgin etmiştir. Sanıldığının aksine, başvuranların tamamının bir üst okula yerleştirildiği ülkeler dâhil, başta ABD olmak üzere İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Güney Kore, Japonya, Hong Kong, Tayvan gibi birçok gelişmiş ülkede, farklı isimler altında özel dershanecilik yapılmaktadır. Üstelik ABD’de okullar, özel dershanelerden yer yer eğitim hizmeti satın almaktadır. Dünyada dershaneciliğin yasaklandığı ülke yoktur. Güney Kore’de dershanecilik bir dönem yasaklanmış ; ancak bu yasak 2000 yılında kaldırılmıştır. Gelişme hızı yüksek olan uzak doğu ülkelerinde dershaneye gitme oranı %50’lerdeyken, bizde %8’dir.
Ülkemizdeki 4 bine yakın özel dershane, özel ders alamayan 1,5 milyon dar gelirli ve orta halli ailenin çocuğuna hizmet vermektedir. Dershaneler, 50 binden fazlası öğretmen olmak üzere 100 bini aşkın çalışanıyla öğrencilerimize eğitim öğretim hizmeti verirken önemli bir istihdam da sağlamaktadır. Sınavlara hazırlık ve okullara destek amacıyla hizmet veren dershanelere, gösterdikleri yüksek performans ve sundukları eğitim öğretim hizmeti ile yüksek teveccüh gösterildiği gerçektir. Dershaneler, birkaç istisna dışında, öğretmenler tarafından az sermayeyle kurulmuş, yoğun emekle çalışan, kârlılığı oldukça düşük küçük işletmelerdir. Bu kurumların okul gibi çok daha büyük sermaye isteyen yatırımları yapması zor hatta mümkün değildir. Zaten süreç içinde bu sermaye birikimine ulaşanlar okul açmaktadırlar.Dershanelerin birikimleri, deneyimleri ve eğitim ortamlarından eğitimimizin ihtiyaçları doğrultusunda yararlanılmalıdır. Mevcut yapıda özel ders ihtiyacını karşılayan özel dershaneler ile okullarımızın işlevleri farklıdır. Özel ders ihtiyacı alınacak önlemlerle azaltılabilir, ancak, ortadan kaldırılamaz. Dünyadaki örnekler, uygulamalar bu yöndedir. Bizde de ailelerin ek destek aramaları yadırganmamalı, desteklenmelidir. Dershaneler; özel okullara gidemeyen, özel ders alamayan orta ve dar gelir grubunun elindeki tek alternatiftir. Anadolu’nun ücra köşelerinden dershanelere devam ederek en iyi okullara giriş hakkı kazanmış öğrencilerimizin yakaladıkları bu fırsatlar unutulmamalıdır. 
Bu bakımdan, dershanelerin yokluğunda dar ve orta gelirli vatandaşlarımızın, çocuklarını iyi bir okula yerleştirmek için özel ders aldırmak zorunda kalacakları ve bunun onlara daha pahalıya mal olacağı endişesi taşınmaktadır. Özel okulların desteklenmesiyle, özel öğretimin eğitimdeki payı artırılarak devletin bu alandaki yükünün azaltılması gerekmektedir. Dershanelerin de bu anlamda teşvik edilmesine yönelik yapılacak çalışmaları destekliyoruz.”