Ya!.. Bir bir... Bir şeyler söylemek istiyorum yarım ağızla da olsa!..

Bomba ve silah seslerinden sağır vaziyette olduğunuzu bildiğim halde...

Emniyet Genel Müdürlüğü ve Millî İstihbarat Teşkilatı, PKK/KCK/PYD başta olmak üzere IŞİD terör örgütünü BBG evi gibi izliyor (!) ama senaryoya bir türlü müdahale etmiyor.

Bu işte bir gariplik yok mu?..

Siyasilerin gerek PKK gerekse IŞİD ile ilgili açıklamalarına aldanan halk ise hükümeti "terörle mücadele ediyor" zannediyor. Halkın "IŞİD" diye bildiği terör örgütüne devlet "DEAŞ" diyor. Tıpkı PKK'nın Suriye uzantısı olan PYD'ye yardım etmek için hem İncirlik Üssü'nü ABD'ye açmaları hem de  "PKK eşittir PYD"dedikleri gibi!..

Emniyet Genel Müdürlüğü-Koruma Daire Başkanlığı tarafından 81 ile gönderilen gizli ibareli 31.12.2015 tarihli ve 0600 sayılı yazıya dikkat;

 "DEAŞ terör örgütü lideri ve kendini sözde halife olarak ilan eden Ebubekir el-Bağdadi'ye atfen 'Bekleyin. Biz de sizinle beraber beklemekteyiz' başlıklı yazının internet sitelerinde yayınlandığı, Ebubekir el-Bağdadi'nin ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri ile Suudi Arabistan'ı hedef gösterir içerikli metinde, kendine biat eden kişilerin bulundukları bölgede savaşa hazırlanmaları için telkinde bulunduğu, Bağdadi'nin özellikle İsrail'in Filistin'de yapmış olduğu operasyonlar nedeniyle İsrail'i tehdit ettiği anlaşılmıştır. Ülkemizde bulunan DEAŞ terör örgütü mensupları tarafından özellikle İsrail ve Arabistan misyonları başta olmak üzere diğer yabancı ülke misyonları ile .....teşkilatlarına yönelik saldırı yapabilecekleri, değerlendirildiğinden, söz konusu yerlerde alınan güvenlik tedbirlerinin gözden geçirilmesinin faydalı olacağı...."

 İslam düşmanı teröristlerin, İsrail karşıtı hangi saldırısını duydunuz?.. Filistin için hangi eylemine tanık oldunuz?.. Eylem yapsınlar demiyorum. Her türlü teröre, destekçisine ve terör eylemine lanet olsun!.. Ancak, bugüne kadar gördüğümüz tek şey; IŞİD'in Müslümanları, Türkmenleri, Kürtleri... kısacası masum insanları katlettiğidir. Devletin kurumu polislere Bağdadi'nin internette yayınladığı çağrıyı duyuruyor ve"özellikle Arabistan ve İsrail misyonları başta olmak üzere güvenlik tedbirlerini gözden geçirin"diyor.

"One Minut" tiyatrosu sonrasında "Avrupa Fatih'i" olarak karşılanan R. Erdoğan, birçok kez "terörist devlet" dediği İsrail için şimdi "ihtiyacımız var" diyebiliyor. Başka bir AKP sözcüsü "İsrail halkı dostumuzdur. Mavi Marmara ile ilgili imzalanmış bir anlaşma yok ama taslak üzerinde çalışıyoruz"diyor ve utanmadan bu açıklamanın içinde "bu arada Mavi Marmara şehitlerini saygıyla anıyorum"diyebiliyor.

Kafanızı karıştırmak gibi bir niyetim asla yok!..

Saray karşıtı herhangi bir kişi eleştirel bir twit attığında anında bulunup operasyon yapılıyor, hesaplar kapatılıyor ama Bağdadi denen teröristin çağrısını bangır bangır duyuran internet sitelerinde, "Bekleyin Biz de Sizinle Birlikte Beklemekteyiz" konuşmasının içeriği yazılı ve görsel olarak sunuluyor. Onlarca twitter hesabı aleni olarak IŞİD propagandası yapıp devlete küfrediyor. Hiçbir savcı soruşturma bile açamıyor. Bu tip siteleri mahkeme kararı olmadan doğrudan kapatma yetkisi olan TİB kılını bile kıpırdatmıyor.

Terörle Mücadele Daire Başkanlığı tarafından 04.01.2016 tarihinde gizli olarak gönderilen 3 ayrı yazıda; "Suriye'de bulunan 1-Farah Muhammed Al Muhammed 2-Fatıma Al Yaseen 3-Safaa Al Yaseen 4-Sawsan Al Ojairi 5-Hind Al Fahel 6-Abu Muhammed Al Halebi kod adlı Yossef Halabiye 7-Umal Omar Al Maghribiyeh 8-Ravan Al Humaidi 9-Nisreen Al Khuder 10-Yaseen Al Fahed 11-Ammar Al Ufadli isimli şahısların DEAŞ terör örgütü adına eylem yapmak üzere ülkemize gelecekleri ve ülkemizden Avrupa'ya geçiş yapacakları, ayrıca kimliği tespit edilemeyen ve İSTİŞHAD (IŞİD tarafından Cihat adı altında kendini patlatacak olan teröristler için kullanılan terim-aht-) eylemcisi olabilecek; 22 yaşlarında, 1.67 cm boylarında, esmer, oldukça zayıf, siyah saçlı, yanakları çukur, burnu sivrice, kirli sakallı, lacivert kotlu, Türkçe bilmeyen, bir elinde 3 tane mürekkep lekesi şeklinde dövme olan bir şahıs 21 Aralık 2015 günü Suriye'de kaldığı evden ayrılarak diğer DEAŞ mensuplarıyla ülkemize geldiği, Şanlıurfa'dan gelen ve Suriyeli olduğu değerlendirilen bu şahısların 30 Aralık 2015 günü Karabük ve Kastamonu'da yüksek model Starex marka minibüs satın almak istedikleri, bu araçla DEAŞ adına bombalı saldırı eylemi planladıkları dikkatli olunması ...." deniyor.

Nasıl bir yönetime sahibiz ki; sınırımız delik deşik ve her türlü terörist cirit atıyor. Rus uçağını düşürdükten sonra Erdoğan ve Davutoğlu "Ben emir verdim" yarışına girerken, bir süre sonra bu iş nasıl "vuran pilot paraleldi ve darbe yapmak istedi" rezilliğine dönüyor?.. Bir terörist Suriye'den girip ta Karabük ve Kastamonu'da nasıl araç satın almak istiyor?.. Elindeki dövmeye kadar, bazılarını kimlik numarasına ve kod adına kadar biliyoruz ama nedense hiçbiri yakalanmıyor?.. Acaba ne bekleniyor?.. Sultanahmet'te bomba patladıktan sonra yapılan operasyonlar ne anlama geliyor?..

Yine, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından polis teşkilatına, her gün çalınan onlarca aracın plakası bildirilip "bunlar terör eylemlerinde kullanılabilir. Dikkatli olun" deniyor. Resmi yazılarda uzun zamandır IŞİD terör örgütü militanları için "çatışma bölgesindeki unsurlar" tabiri kullanılıyor. Devletin en büyük önemli kurumları olan MİT ve EGM sorumluluğu atmak ve "biz uyarmıştık" demek için sadece yazı yazar ve "dikkatli olun" derse sokaktaki polis hangi plakayı hangi mülteciyi hangi teröristi nasıl takip edecek?..

"Makul şüphe" yalnızca gazeteciler için mi?..

Direklerarası Türkiye!..