Son Posta - Amerikada Türkçe Konuşan Kabileler Var. Son Posta - Amerikada Türkçe Konuşan Kabileler Var.
 İSKENDER BÜYÜK MÜ?
TARİH YAZANLARIN ADALETSİZLİĞİ!
Büyük İskender, Herakles'in ve Akhilleus'un soyundan geldiğini söylüyordu. Kendisine yenilmez Tanrı dedirtiyordu. 8 defa yaralanmış olması onu dünyayı fethetme sevdasından vazgeçirmedi.
İlk başta bütün akrabalarını öldürüp Makedonya  Kralı oldu. Sonra da bütün dünyanın kralı olmak istediği için kısacık yaşamını sonsuz bir savaşla geçirdi.
Siyah atı rüzgarı yarıp gidiyordu.
Giderken hep hocası Aristoteles'in verdiği dersi hatırlıyordu:
"İnsanlık, yönetmek için doğanlar ve boyun eğmek için doğanlar olmak üzere ikiye ayrılır."
Bu düşünceye kanarak, dünyayı fethedip tek başına yönetmeye talip oldu.
Bu amaçla gittiği her yerde her türlü katliam, soygun, talan, yakıp yıkma işini yaparken hiç tereddüt etmiyordu.
Ayaklanmaları, karşı çıkmaları çok sert biçimde bastırdı. İşgallere karşı çıkan yerlileri ya çarmıha gerdi yada taşlatarak öldürttü.
Kralların kralı olmak için doğduğunu düşünüyordu.
Balkanlar'dan, Pers ülkesinden ve Mısır'dan Hindistan'a kadar bütün toprakları ve denizleri istila ederken, güller ikram ederek gitmedi.
Öldürerek, soyarak, talan ederek, yağmalayarak ilerledi.
Askerleriyle beraber sayısız kadını bilinçli bir politika olarak hamile bıraktılar. İşgal bölgelerinde bu şekilde yeni Yunan nüfusu oluşturmak için çok uğraştılar.
İşgallerindeki  en kanlı, en zararlı istilası ise, Perslerin başkenti Persepolis olmuştu.
Yapımı 150 yılda tamamlanan o dönem dünyanın en zengin kültür, sanat ve ticaret merkezi olan tarihi Persepolis şehrini yerle bir etti. Yağmaladı, soydu, yaktı, yıktı.
İçindeki insanların tamamını katletti. Bu zengin şehrin sınırsız hazinesini develer ve katırlara yükleyip Makedonya'ya gönderdi.
Bu zengin servetin binlerce deve ve katırla Makedonya'ya taşınma işi 3 aydan fazla sürmüştü.
Persepolis'in nasıl bir sanat ve kültür merkezi olduğunu hatırlamak için, 2300 yıl sonra hala bugün ayakta duran kalıntıların UNESCO tarafından dünya miras listesine korunmaya alınmasından anlayabiliriz.
Batılı siyasi tarih, İskender'i kahraman, kültürlü lider diye insanlığı yanıltırken, İskender'in hep kurduğu şehirlerden bahsediyor. Ama yakıp yıktığı, talan ettiği kültür şehirlerinden bahsetmiyor.
Yani arkadaşlar: tarih bu şekilde hep taraflı ve yanlış öğretildiğinden, insanoğlu hep yanıltıldı.
Bakın 21. Yüzyıldaki siyasi liderler, binlerce yıl öncekilerden daha zalim, daha vicdansız daha vahşi ve daha hırsızdırlar.
Tarihin doğrusu şudur:
İskender, İstilalarında en az Cengiz Han ve Timur kadar insan öldürmüştür. Onlardan daha fazla soygun, tecavüz ve yağma yapmıştır.
İskender'in İstilaları tamamen kişisel hırs, zenginlik, güç, hâkimiyet, soygun ve intikam duygusundan öteye gitmez. 
Bundan yaklaşık 130-140 yıl önce Belçika kralı II. Leopold'un sırf soygun için Afrika'da, Kongo'da öldürdüğü, öldürttüğü insan sayısı 10 milyondan fazladır.
Bu da tüm Asya kıtasını yönetmek için fetheden Cengiz ve Timur'un savaşlarında ölen toplam insandan daha fazladır. Ama II. Leopold'u hiçbir Batılı yayın, zalim, barbar, soyguncu diye anmıyor. 
İskender, kendini inandırdığı dünyanın fethini tamamlayamadan, 33 yaşında erkenden öldü.
Arkadaşlar şunu unutmayalım ki: Cengiz Han'ın  ve Emir TİMUR'UN her bir çocuğu ve her bir torunu dahi ayrı ayrı, en az İskender'inkinden daha büyük devletler, imparatorluklar kurmaya devam etmiştir.
Asya da büyük liderlik tesadüfi değildir.
Ortaasya'lı, Türkistan'lı liderlerin her biri ayrı ayrı, İskender'den, Napolyon'dan, Kristof Kolomb'dan, II. Leopold'dan çok daha değerlidir. Büyüktür, asildir, daha yetenekli önder yönetici liderlerdir.
Yönettikleri imparatorlukları, Batılılardan daha daha adil, daha tarafsız ve daha demokratik  yönetmişlerdir.
Ortaasya'lı liderlerle, Avrupalı liderlerin dünyayı fethedip yönetmek ideallerinde, amaç farkı vardır:
Avrupalı liderlerin, kaşiflerin, fatihlerin tek gayesi soygundur. Ele geçirecekleri  dünyanın tüm servetlerini, kaynaklarını toplayıp Avrupa'ya taşımak ve sınırsız zengin olmak amaçlanırken, işgal ettikleri yerli halkı insandan saymamışlardır. Onların yaşamasına imkan bırakmamışlar, öldüremediklerini köleleştirmişlerdir.
Halen bugün bu siyaset dünyanın heryerinde tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tarihte kalmış değildir. 
Ancak, Ortaasya'lı, Türkistan'lı liderlerin gayesi: bütün Asya halklarını birleştirmek, tek elden aynı adaletle yönetmek, boylar ve bölgeler arasındaki çatışmaları, savaşları azaltmaktır. Yönetirken dil, din ve soy farkı gözetmemektir. Uygulamada da bunu başarmışlardır.
Tabi ki bunların da hepsi savaşarak olabiliyordu. Çok kan döküldü. Çünkü en küçük bir kasabanın dahi yöneticisi tahtından, saltanatından vazgeçmek istemiyordu.
Türk soylu liderler bu zihniyetle, Orta Asya'yı, Çin'i, Hindistan'ı, Avrupa'nın büyük kısmını, Rusya'yı ve Ortadoğu'yu binlerce yıl yönettiler. .
Mesela, Türkler'den sonra Hindistan'a İngilizler girdi, aradaki farkı gördük. Hindistan'ı doğrudan köleleştirdiler.
Ortadoğu'ya Türklerden sonra İngilizler girdi, İsrail girdi, ABD girdi. Görüyorsunuz 100 yıldır milyon milyon öldürüp, petrollerine el koyuyorlar. 
Emperyalist tarihe Kanmayalım. 
KENAN ÖZEK

Editör: TE Bilisim