İşgalci Çin, Doğu Türkistan’ın müdafii Prof. Karluk’un 90 yaşındaki annesini katletti İşgalci Çin, Doğu Türkistan’ın müdafii Prof. Karluk’un 90 yaşındaki annesini katletti
İstanbul’a fotoğraf çekmek amacıyla gittiği belirtilen Amerikalı turist Sarai Sierra’nın hikayesi hem Türk hem Amerikan medyasında geniş yer buldu. Kaybolduktan 12 gün sonra cesedi Sarayburnu’ndaki tarihi sur kalıntılarında bulunan Sierra, ardında birçok soru işareti bıraktı. Genç kadının sadece fotoğraf çekmek için İstanbul’a gitmiş olmasına rağmen yanında fotoğraf makinası bulunmaması, İstanbul Tarlabaşı’nda daha önce hiç tanımadığı bekar bir erkekten ev kiralaması, kısıtlı bütçesiyle yaptığı büyük harcamalar, Türkiye’deyken gerçekleştirdiği Almanya ve Hollanda seyahatleri sadece Türk basınında değil Amerika’nın önde gelen gazete ve televizyonlarında da konuşuldu, tartışıldı.

Herkesin üzerine bir şeyler söylediği talihsiz olayla ilgili Sierra’nın en yakınlarının ne düşündüğünü, neler hissettiğini öğrenmek için Staten Island’da yaşayan ailesi ile görüşmeye gittiğimde, bana nasıl bir tepki verecekleri konusunda biraz endişeliydim. Tatile gönderdikleri kızlarının ölüm haberini aldıkları ülkenin bir gazetecisi olarak, anne Betzaide Jimenez’in beni nasıl karşılayacağını merak ediyordum.

Ailenin taziyeleri kabul ettiği evin sahibi, yakın arkadaşları Marjorie Ocallaghan, beni ilk aşamada kendileriyle görüştürmek istememesine rağmen, Türk bir gazetecinin geldiğini öğrenen anne Jimenez, yerinden kalkıp bana doğru gelerek elimi sıktı ve sarıldı. “Senin şahsında tüm Türkiye’ye teşekkür etmek istiyorum. Türk insanına çok minettarım.” diyen anne, Türk halkının hiç tanımadığı bir insanı bulmak için uzun süre uğraşmasının kendisini derinden etkilediğini söyledi.

Nihayetinde tatil için Türkiye’ye giden ve oradan cenazesi gelecek olan bir kadının annesi ile görüşüyordum. Yaşadıkları trajediye bu kadar sağduyulu yaklaşabileceğini tahmin etmiyordum. Kendisine ‘Açıkçası beni bu kadar sıcak karşılayacağınızı tahmin etmiyordum.’ dediğimde, buruk bir gülümsemeyle “Oradaki gönüllü insanların kızımın fotoğrafını taşıyarak kendi evlatları gibi onu aramaları beni derinden etkiledi. Türk polisi de bu konuda çok gayret gösterdi, hepsine teşekkür ediyorum.” şeklinde cevap verdi.

Haberin, gazetelerin yayınlanmasının üzerine farklı tepkiler aldık. Pek çok insan acılı annenin sağduyusunu takdir ederken, Jimenez’e de kızgın küçük bir grup ise kızını kaybeden annenin 'Türkiye’yi gerçekten tanıyor olsa, çok daha farklı, sert ve doğru bir tepki vereceğini’ savundu. Trajik cinayetin perdesi henüz aralanmamışken, suçu koca bir millete mal edebilen Türklerin yanında, kızını yeni kaybetmiş bir annenin olgunluğu ve sağduyusu beni bu açıdan şaşırtmadı dersem yalan olur.

Aile dostlarının evinde bizi kabul eden ailenin maddi durumu pek iyi değil. Jimenez’in verdiği bilgiye göre geçtiğimiz yıl fotoğrafçılığa ilgi duymaya başlayan Sarai, Türkiye’ye gitmek için yaklaşık 2 ay boyunca para biriktirmiş. Sosyoloji bölümünü bitiren Sierra, fotoğrafçılığa da ailesinin teşvikiyle merak sarmış. Özellikle mimari yapılara ve tarihe karşı ilgisi bulunan Sierra’nın İstanbul’u da bu nedenle seçtiğini ifade eden Jimenez, kızının Türkiye’yi yalnızca internet üzerinden araştırdığını ve web sitelerinden aldığı bilgilerle tatile gittiğini söyledi. Anne Jimenez, kızının tatil programının tamamından bilgisi olduğunu da özellikle vurguladı. 2 çocuk sahibi Sierra’nın kocası Steven ise New York Ulaştırma Servisi’nde otobüs şoförü olarak çalışıyor. Bu arada Sierra’yı aramak için İstanbul’a giden eşi ve kardeşinin bilet masraflarını da mensubu oldukları kilisenin gönüllüleri karşıladı. Sarai Sierra’nın babası Dennis Jimenez ise şu an emekli ve herhangi bir iş yapmıyor. 3 çocuk sahibi olan Dennis ve Betzaida çiftinin en büyük kızları ise, kız kardeşini kaybetmenin üzüntüsünden dolayı hala evden dışarı adım atmıyor. Aslen Porto Rikolu olan Jimenez ailesi çevrelerinde dindar insanlar olarak biliyor.

Editör: TE Bilisim