Eski Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz, hükümetin batan ya da geri dönmeyen Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerini ‘yapılandırma’ adı altında yüzdürmeye çalıştığını, bu yöntemin Türkiye’yi 2001’dekine benzer krizin içine sürükleyebileceğini söyledi.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’e konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, hükümetin geri ödenmeyen KGF kredilerine yıl başından itibaren yeni bir ödeme kolaylığı daha sağladığını, bu yolla batık KGF kredilerinden kaynaklanabilecek olası bankacılık risklerinin 2019 seçimlerinin sonrasına ertelenmeye çalışıldığını söyledi.

Röportajın devamını sizlerle paylaşıyoruz.

‘Seçimlerin sonuna kadar canlı kredi gösterme imkanı getirildi’

Yılmaz, kredilerde KGF onayının kaldırılıp tüm inisiyatifin bankalara verilerek riskli firmalara da kredi aktarma yolunun açıldığına işaret ederken, batık kredilerin gizlenme yöntemini şöyle anlattı: “Üretici, imalatçı ve ihracatçı firmalara verilmesi gereken KGF kredileri, daha önce verilen ancak geri ödenmediği için aslında takip hesaplarına düşmesi gereken teminatsız, riskli ve aksayan kredilerin yeniden yapılandırılmasında kullandırıldı. Bu sayede batığa giden krediler yüzer kredi haline dönüştürüldü. Riskli firmalara kredi vermek kolaylaşınca kısa sürede 220 milyar liralık hacme ulaşıldı. Ancak kredilerin önemli bölümü, bankaların portföyündeki aksak ve riskli kredilerle, kredibilitesi olmadığı halde siyasi referanslarla verilen krediler olduğu için sistem kısa sürede tıkandı. Yapılan son değişiklikle bankalara, geri dönmeyen krediler için birden fazla yapılandırmaya gitme ve batık kredilerini 36 ay daha, yani seçimlerin sonuna kadar canlı kredi olarak gösterme imkânı getirildi.”

Eski Merkez Bankası başkanı batık KGF kredilerinin seçimler bitene kadar üç yıl boyunca birkaç defa yeniden yapılandırılabileceğini söyledi.

‘Banka bilançolarının görünümü değişti’

Yılmaz şöyle devam etti: “Kredi aslında şu anda batık. Eğer ekonomi canlanır da kredi alanlar nakit akımını sağlarsa kredi ödenebilir hale gelecek. Diyelim ki önümüzdeki nisan ayında kredinin vadesi geldi, ancak kredi ödenemiyor. Banka müdürü ödemeyi örneğin eylül ayına kadar uzatacak. Eylül geldi yine ödenemedi, bu sefer yılbaşına kadar uzatacak. Olmadı, yine uzatacak, yine uzatacak. Ta ki 36 ay dolana kadar.”

Tefeciler Varlık Fonu'nun vereceği fahiş faizi duyunca birbirini ezdi. Somali bile böyle borçlanmıyor. Tefeciler Varlık Fonu'nun vereceği fahiş faizi duyunca birbirini ezdi. Somali bile böyle borçlanmıyor.

İYİ Partli’li Yılmaz, hükümetin yeniden yapılandırma yaparak hem geri ödenmeyen krediler için takip işlemlerini durdurduğunu hem KGF’den kefalet tutarının tazmin edilmesi işlemini ötelediğini hem de olası KGF batıkları nedeniyle bozulacak banka bilançolarının görünümünü geçici de olsa değiştirdiğini belirtti.

‘Geri ödemeler niçin üç yıl erteleniyor?’

Yılmaz sözlerini şöyle bitirdi: “Bugüne kadar kullandırılan 220 milyar lira KGF kredilerinin önemli bir bölümü, aslında karşılık ayrılarak, takip hesaplarında izlenmesi gereken bir çeşit batık krediler olduğundan, gerçekte takibe düşen kredilerin oranı yüzde 3’ler değil, yüzde 10’lara doğru gitmektedir. 2001 krizi de batık krediler yüzde 10’a ulaşınca geldi. Eğer iddia edildiği gibi krediler gerçekten canlıysa, geri ödemeler niçin 36 ay, yani üç yıl erteleniyor? Unutulmasın ki, kamu bankalarının zararlarının kayıtlarda yıllarca canlı kredi olarak gösterilmesi 2001 krizinin en başta gelen nedenlerinden birisiydi.”

(Kaynak: Paraanaliz)

Editör: TE Bilisim