Eğitimde soru çözmek mi sorun çözmek mi? Eğitimde soru çözmek mi sorun çözmek mi?
 Biz İlkokulu ve Ortaokulu ucu açık sorularla bitirdik.

Liselere giriş sınavını da yine ucu açık sorularla vererek; Meslek liseleri sınavında tüm soruları yaparak Gümüşhane birincisi olmuştuk.

Sistem İstanbul, Ankara ya da İzmir'deki yaşıtlarımızla yarışma şansı vermediği gibi; fakirlik, garibanlık ve çaresizlik içinde dağların avucundaki kentte; tek odalı öğrenci evlerinde tezek yakarak; yağı alınmış kireç gibi çökelekle on beş günlük iyi pişmemiş ekmeklerle; bulabilirsek öğlen bir saatlik arada makarnaya talim ederek, imkansızlığa ve çaresizliğe meydan okuduk.

Merkezi Sınav sistemi ile okulumuzdan o yıl 4 yıllık üniversite kazanan tek öğrenci olmuştuk.

Yine 1976 yılında okulumuz Futbol takımı Gümüşhane şampiyonu, ben de gol kralı olmuştum. Trabzonspor'un da hocası olan rahmetli Hüseyin hocam beni Trabzon'a götürmek istedi; Fakat fakirlikten dolayı dedem masraf olur diye kabul etmedi.

Bugün artık sınavlar konusunda belki en doğru uygulama aklını geliştirmiştik. Farklı siyasi partilerdeki uzman eğitimcilerin katkısı ile sistem bir noktaya taşınmıştı. Bu birikim çöpe atılırcasına birden silindi. Hiç kimse efendim bu yanlış oldu diyemedi. Yazık oldu bu birikime...

Taşranın ya da varoşların yavruları nasıl saygın ve iyi liselere girecek?

Eğitim işi, eğitimin taraflarına bırakılarak parti içi hatta partiler üstü toplumsal ortak akılla kalıcı gerçek milli eğitim politikalarına kavuşturulmalıydı.

İlmi insanlığın kaybolmuş malı gibi herkes birlikte aramalıdır. Bugüne kadar arandığı gibi....

Edison'un inancına bakabilir miyiz? Ya Elektiriği bulunmasaydı, halimiz ne olurdu? O bir gayri Müslimdi demenin ne anlamı var?

Sabri Şenel


Editör: TE Bilisim