Acaba Obama'nın logosunda ne yazdığını hiç merak ettiniz mi? Neyi anlattığı tasarımcı tarafından açıklanmış, neymiş; "Doğan güneşi ve yeni bir günü" anlatıyormuş. Peki bu açıklamadan sonra, Obama'nın bakanlarından biri dini kesimi etkilemek için bu logoda, 'Hz.İsa yazıyor' deseydi ne olurdu? Olmayan bir şey üzerine yorum yapmayalım.


Ancak gördük ki ülkemizde hala dinimiz siyasete alet ediliyor. Oy avcıları bir sürü şey uyduruyor. Milleti kandırmak, aldatmak, sempati duymasını sağlamak için, oy uğruna dini  değerler  merkeze alınıyor, çekici kılınmaya çalışılıyor. 

Obama'dan esinlenerek Erdoğan'a da logo yapmışlar. Anlamı, "Tünelin ucundaki ışık" olarak açıklanmış. Bu açıklama bizim dini politikaya katıp oy alanlara yeter mi? Neymiş efendim, o logoda Arapça Muhammed yazıyormuş. Şu işe bakın. Ne yapalım şimdi, 'Muhammed' yazıyor diye hepimiz Erdoğan'a mı oyumuzu verelim? Sırf bu yüzden dahi oy atabilecek insanlar varsa, bu açıklama işe yarar demektir.

 

 

Bunu yapanlar, yani logoya gizli Arapça anlam yükleyenler, yazık size. Peygamber efendimizin nesinden çekiniyorsunuz, nesinden utanıyorsunuz da ismini gizlemek zorunda kalıyorsunuz? Bu bir Müslüman'a yakışıyor mu hiç? Eğer bu gerçekse, ki bakan söylediğine göre doğrudur, çok ama çok yazık. Küçülmek diye buna denir.

Anlaşılan Obama'nın logosundan çaldıkları yetmemiş, bir de dini bir sır katalım demişler. Bakmışlar ki öyle bir algı uyandırmadı, o zaman açıklayalım da millet ona göre baksın demiş olmalılar. Bir düşünün, bu memlekette birilerinin sarı saçına, mavi gözüne oy atanlar olduğuna göre, 'Muhammed' ismine neler yapılmaz.

Sosyal, laik bir hukuk devletinde, böyle bir olayın olmaması gerekmektedir. İnsanların dini duygularıyla oynanmaması gerekmektedir. Kesinlikle ve kesinlikle dini  değerler , ilkeler, siyasete alet edilmemeli, aynı şekilde devletin de din üzerinde egemenliği olmamalı; ama ne yazık ki oluyor.

 

 

Ekmeleddin İhsanoğlu karşısında her açıdan eksik kalan Erdoğan, her zaman olduğu gibi saldırmayı yöntem olarak seçmiş bulunmaktadır. Politikada mesleği ve geçim sahası bu olduğu için gerginlik yaratıp, Türk milletini kamplaştırıp, Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak istemektedir. Bunun gereği olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'na sataşıp durmaktadır.

O, her ne kadar sataşırsa sataşsın Ekmeleddin Bey polemiğe girmemeye dikkat ve devam ediyor. Bunu yaparken de kendine söyleneni cevaplamadan geçmiyor. Söyleneni duymamazlıktan gelmiyor. Erdoğan, Ekmeleddin Bey'e statüko bekçisi olarak ima etmesine verdiği cevap ne kadar güzel.

Ekmeleddin İhsanoğlu demiş ki;

"Ben yine polemiğe girmeyeceğim. Fakat ben Anayasaya bekçiyim. Ben devletin birliğine, milletin dirliğine, bütünlüğüne bekçiyim. Ben hak ve hukukun uygulanmasına, kanun hakimiyetine bekçiyim. Ben insanların eşit muamele görmesine bekçiyim. Ben Anayasada yazılı olan hükümlerin bekçisiyim. Ben Cumhurbaşkanı andındaki hükümlerin bekçisiyim"

 

 

Ben inanıyorum ki, iktidarın içindeki paralel hırsızlama iddialarının da takipçisi olacak, yolsuzluk, talan, adam kayırma, ballı ihale, rüşvet, bakan çocuklarının evinde bulunan kasalar, çete oluşturma, kendi aralarındaki tapeler ilgili iddialar hakkında Cumhurbaşkanlığı Denetleme Kurulunu harekete geçirecektir.

Bunu yapmakla, Devletin parasına puluna, yetimin hakkına sahip çıkacaktır. Hakkında fezleke olan bakanları koruma altına almayacak, olayların aydınlanması için görevini yapacaktır. Ayakkabı kutularında bulunan milyon dolarları yardım parası diye yutturma yerine, nereden geldiğini, niçin o kutulara konduğunun araştırılmasını emredip, gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Böylece Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, coğrafyasının, malının mülkünün, parasının pulunun, vatandaşların hakkının, adaletin, hukukun bekçisi olacaktır. Yetim hakkının bekçisi olacaktır. Böyle bekçiliğe can kurban…

Evet, sayın Erdoğan geçmişiniz hala, yapmış olduğunuz iddialarıyla hazırlanmış fezlekelerle dolu. Siz nasıl olur da haklarında ciddi iddialar olanları yargıda aklanmaları yerine, kendi korumanız altına alırsınız?

Ekmeleddin İhsanoğlu topyekun Türkiye Cumhuriyeti'nin değerlerinin bekçisidir. Fakat Erdoğan bir statükodan kaçıp, Erdoğan statükosunu kuran ve onun bekçiliğini Devletin tüm kurumlarına yaptırmaya çalışan kişidir.

Sağlıcakla kalın