Destici Kızdı.. ‘Atla Deve Değil ki’ Destici Kızdı.. ‘Atla Deve Değil ki’
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin küresel krizden sonra ortaya koyduğu performansın yatırımcılar tarafından takdir edildiğini ve yakından takip edildiğini söyledi. Yatırımcı ve finans çevresi ile görüşmeler yapmak için New York’ta bulunan Babacan, kaldığı otelde gazetecilerle bir araya geldi. Babacan, kredi derecelendirme kuruluşlarını eleştirerek Türkiye’yi geriden takip ettiklerini, yatırımcıların kredi notu konusunda Türkiye ile bir sorun yaşamadıklarını belirtti.

ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden güvenlik görevlisine Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan Babacan, konunun bütün yönleri ile bir an önce aydınlığa kavuşmasını temenni ettiklerini kaydetti. Türkiye’nin özellikle son 10 yılda olağanüstü bir performans gösterdiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı, bir yandan ABD’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik sorunlar bir yandan Avrupa Birliği’nin içine düştüğü derin finansal ekonomik krizin olduğunu hatırlatarak, “Geçen hafta Davos’taydım. Çok sayıda temasta bulundum. Bir yandan AB’nin bulunduğu durum, bir yandan bir yandan Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki güvenlik ile ilgili problemler gündeme geldi. Bütün bunları dikkate aldığımızda Türkiye’nin istihdama devam etmesi, yatırımcıların ilgi odağı olmaya devam etmesi son derece takdir edilen bir durum. Politikalarımıza bakacak olduğumuzda günü kurtaran değil, hep istikrarı hep güveni önceleyen, uzun vadede Türkiye’nin sürdürebilir bir şekilde kalkınmasını sağlayacak politikalar uyguluyoruz” dedi.

Yatırımcılarla yapılan görüşmelerde genellikle Türkiye’de yapılacak olan reformların merak edildiğini ifade eden Babacan, görüşmelerde özellikle yargı ve eğitim sektörü ile ilgili reformların Türkiye açısından çok önemli olduğunu aktardı. Türkiye’nin gerçek anlamda bir hukukun üstünlüğünü uygulayan bir ülke oluşunun, ekonomi ve demokrasi açısında da önemli olduğunu yatırımcılara anlatan Babacan, “Yatırım ortamının iyileştirilmesi büyük önem arz ediyor. Türkiye’nin yatırımcılar açısından güvenilir bir ülke olması yatırımcıların kolay bir iş yapabileceği, kuralları baştan bildikleri ama oyun ortasında kuralların değişmediği bir ülke oluşu çok önemli. Önümüzdeki dönemde düzenleme ve denetlemeye önem vereceğiz" diye konuştu. Babacan, yatırımcıların İmralı - Devlet görüşmelerini de olumlu karşıladıklarını aktardı.

"HEDEFİMİZ 2023’e KADAR İSTANBUL’U BÖLGESEL FİNANS MERKEZİ YAPMAK"

2023 yılına kadar İstanbul’un dünyanın en önemli 10 finans merkezinden bir tanesi yapmayı amaçladıklarını ifade eden Babacan, İstanbul’un sadece Türkiye için değil, bölge için önemli bir finans merkezi olacağını iddia etti. Borsa İstanbul’un herkesin dikkatinin çektiğini, Türkiye’de farklı kurumları bu çatı altında toplamayı düşündüklerine dikkat çeken Babacan, “Biz hep söylüyoruz, Frankfurt ile Singapur arasındaki coğrafyaya baktığımızda biz İstanbul’un en önemli finansal merkezi olacağına yüreketen inanıyoruz. Bu potansiyeli var İstanbul’un. Batıdan doğuya bakacak olursan, New York’tan sonra ilk durak Londra’dır sonra Frankfurt, Frankfurt’tan sonra İstanbul olmalıdır. Arkasından Singapur, Hong Kong, Şanghay ve Tokyo olmalıdır. Yeter ki biz doğru politikaları izleyelim. Doğruları yapalım” şeklinde konuştu.

"KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARI TÜRKİYE'Yİ GERİDEN TAKİP EDİYOR"

Kredi derecelendirme kuruluşlarının kredibilite kaybına uğradıklarını ve yaptıkların değerlendirmelerin piyasayı çok yansıtmadığı eleştirisinde bulunan Babacan, “Kuruluşların ileriye doğru söylediklerinin artık çok bir anlamı yok. Çünkü güvenirlikleri önemli ölçüde yara aldı. Ancak olup biteni arkadan gelip anlatmaya çalışıyorlar. Biz de Türkiye olarak yürüyoruz, güzel şeyleri yapmaya devam ediyoruz. Onlar da bizi geriden takip etmeye çalışıyorlar. Türkiye'nin şu anda aldığı not hak ettiğinin altında. Biz bunu hükümet olarak söylüyoruz, belki doğal da karşılanır, hükümetler hep isterki not yüksek olsun. Piyasa oyuncularına, yatırımcılara ve göstergelere bakıyorsunuz, bizim söylediklerimizi teyit ediyor” diye konuştu.

Türkiye’nin CDS (kredi temerrüt swapı) rakamlarının kredi notu çok daha yüksek olan ülkelerle aynı olduğunu hatırlatan Babacan, yatırımcıların bunu ciddi bir sorun olarak görmediğini söyledi. Babacan, kredi derecelendirme kuruluşlarından Fitch ve Moody’s ile yollarına devam edeceklerini ifade etti.

Babacan, Türkiye’nin borçlanma faizi ile ABD Hazine borçlanma faizi arasında çok az bir fark olduğunu hatırlatarak, “ABD, dünyanın en büyük ekonomisi, ama daha 2013 bütçesi belli değil. Ama Türkiye'nin herşeyi belli. Hazine borçlanma faizimiz tarihi düşük seviyede. Notu bizden çok yüksek olan ülkelerle aynı. Amerika sıkıştığı zaman merkez bankaları hemen para basıyor, ama biz sıkıştığımızda dolar basamıyoruz. Piyasadan bulmak zorunda kalıyoruz. Bunun yanında iç piyasa tahvillerinin 4’te biri yabancıların elinde. Yabancı geliyor, iç piyasamızdan tahvil alıyor. Çok enterasan. Geçtiğimiz günlerde bir Türk bankası Eurobond çıkartıyor ve Türk parası bazında çıkartıyor. Bunlar ekonomimizin ne kadar güçlendiğinin gösteriyor” şeklinde açıklamalarda bulundu. Babacan’ın bugün New York’tan ayrılması bekleniyor.

Editör: TE Bilisim