AB, Macar ekonomisine darbe vurmaya hazırlanıyor AB, Macar ekonomisine darbe vurmaya hazırlanıyor
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, tüketicinin son yıllarda büyük bir tüketime yönlendirme problemiyle karşı karşıya olduğunu belitti. Canikli,” Çok yoğun bir tüketim algısı oluşturma bombardımanıyla her alanda her ürün için her yerde karşı karşıya. Hem hizmetler için hem de mallar için. İnanılmaz bir bombardımanla karşı karşıya. Yani öncelikli tüketmesi yönünde.” dedi.

Bakan Canikli Rixos Otel’de düzenlenen 18. Geleneksel Tüketici Ödülleri törenine katıldı. Törende konuşan Canikli, Türkiye kitlelerinin ve tüketicisinin son yıllarda büyük bir problemle karşı karşıya olduğunu belirtti. Canikli, şunları söyledi:

” Son yıllarda gündeme gelen, Türkiye kitlelerini etkileme açısı açısından son yıllarda, döneme gelen başka büyük bir problemle karşı karşıya Türkiye ve tüketiciler. Çok yoğun bir tüketim algısı oluşturma bombardımanıyla her alanda her ürün için her yerde karşı karşıya. Hem hizmetler için hem de mallar için. İnanılmaz bir bombardımanla karşı karşıya. Yani öncelikli tüketmesi yönünde. Daha çok tüketmesi, her zaman tüketmesi, her şeyi tüketmesi yönünde, yoğun bir şekilde bir bombardımanla karşı karşıya. Sağınıza bakın, solunuza bakın onu görürsünüz. Televizyonu açın onu görürsünüz, nereye bakarsanız onu görürsünüz ‘Tüket’. Böyle zihinlerine adete nakış gibi işleniyor insanların. ‘Tüket’ olgusu, ‘tüketme’ olgusu. Burada bir kriter yok. Seçicilik söz konusu değil. Yani tüket ama şu şartlarda tüket, şu şekilde, yeteri kadar tüket. Buna benzer hiçbir kriter yok. Tek bir hedef var, tek bir komut var ‘daha çok tüket’. Yani şöyle düşünün günlük hayatımızda yediğimiz, içtiğimiz neyse hizmet olarak aldığımız hangi alana bakarsanız bakın bu kavramın acımasızlığıyla hepimiz karşı karşıya kaldığımızı görürsünüz.”

“SATIN ALDIKLARI AMA TÜKETMEDİKLERİYLE İNSANLIK BÜYÜK ORANDA AÇLIKTAN ÖLÜMLERİ ORTADAN KALDIRABİLİR”

İnsanların tüketmediklerinin değerlendirilmesi durumunda açlık sınırı yaşayan insan sayısının daha güzel standartlara kavuşacağını aktaran Canikli,” Bugün insanlığın, dünya nüfusunun yüzde 46’sı 2 doların altında günlük hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Yoksulluk sınırı 1 doların altındaki hayatını sürdürmeye çalışan insan sayısı 1 milyar 200 milyon. 1 doların altında ve her yıl açlıktan, gıdasızlıktan ve ona benzer nedenlerden 18 milyon insan hayatını kaybediyor. Şimdi bu rakamları ve tüketim olgusunu birlikte değerlendirdiğimizde insanlığın geleceğini tehdit eden bir gelişme olarak nitelendirilmesi sanırım abartılı olmayacaktır. Bütün bu rakamlar, gerçekler ortada. Bizim tüketmediklerimizden, satın aldıklarımız tüketmediklerimiz de dahi eğer değerlendirilse bu insanların önemli bir bölümü daha iyi bir hayat standardına kavuşacaklar ya da açlıktan ölen insanların sayısı çok daha azalacaktır. Şimdi tabi bu noktada devlete düşen görevlerden bir tanesi, bu noktada tüketiciyi bilinçlendirmek. Olay sadece maddi olarak tüketiciyi korumak değil ya da maddi olarak tüketiciye hatırlatmak değil elbette bu açıdan korumak gerekir ama onun yanında başka insanları da yani bu olgunun ortaya çıkardığı acımasızlığın vurduğu insanları da korumamız gerekiyor. Bu her ülke içerisinde hem de bütün dünya için geçerli. Maalesef bu sorun bugün ve gelecekte de Türkiye’nin ve dünyanın en büyük sorunlarından bir tanesi olmaya, kalmaya devam edecek gibi gözüküyor. Tekrar ediyorum, bütün dünyada insanların aldıkları ve yemedikleriyle açlık sorunu büyük oranda çözülebiliyor. Aldıkları ama tüketmedikleri, satın aldıkları ama tüketmedikleriyle insanlık büyük oranda açlıktan ölümleri ortadan kaldırabilir.” şeklinde konuştu.

“ANALİZLERİNİ YAPTIK HEPSİ SAHTE ÇIKTI”

Bir dönem televizyonlarda yoğun şekilde reklamları yapılan bal reklamlarına da değinen Nurettin Canikli sözlerine şöyle devam etti:

” Bir ara televizyonlarda, tabi ben hakiki bal üretimi yapan insanları dışında tutuyorum. Bir ara biliyorsunuz yoğun bir bal reklamı vardı. Hakikaten sunum da çok güzeldi. İşte bal akıyor, sunan insanlar toplum tarafından bilinen insanlar. Ballandıra ballandıra anlatılıyor ve işte yüzbinlerce insan satın alıyor. Çok da ucuz. Yanlış hatırlamıyorsam 10 kilosu 100 liraydı. Hâlbuki hakiki bir bal en az 150-200 lira. Her şeyiyle hakiki, doğal en aşağı olmaması gerekiyor. O değerlendirmeyi yaptığımızı zaman doğal yöntemlerle doğal ortamda böyle bir balın üretilmesi bu fiyata kesinlikle mümkün değil. Sonra kamuoyuyla paylaştık biliyorsunuz, analizlerini yaptık hepsi sahte çıktı. Hatta bazıları o kadar ileri gidiyor ki, arıyla hiç ilgili yok. Hani espri olarak deniliyor ya ‘biz arıya bile güvenmiyoruz, kendimiz yapıyoruz balı’ diye.“

Editör: TE Bilisim