Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bugünkü çağrı "faizleri düşürmekten başka çaremiz yok";

İyi de faiz düşerse,nakit para tekrar dövize doğru kanalize olacaktır yani döviz talebi artarak devam edecektir, böylece dövizdeki artışı hızlandıracaktır.

Hepimiz de malum olduğu üzere yılsonu dönemleri Türkiye'deki özel sektörün dış borçlarını ödemek için iç piyasadan temin etmeye çalıştığı döviz talepleri ile de zaten Türkiye'deki siyasi krize dayalı olarak bozulan ekonomi ile artan dolar ve euro'daki artışı hızlandırmış hatta tetiklemiştir.

Sonra bir şeyin daha altı çizilmelidir: Türkiye'deki Finans sektörünün büyük kısmı(49 bankanın 37 si)'nde yabancılar hissedar.. Bakalım yabancılar bu karara rıza gösterecekmi?

Bütün dünyanın bildiği ve hepimizce malum olan bir gerçek var;

Türkiye'de en rahat, hızlı ve fazla para kazanan sektör bankacılık sektörüdür...

Ayrıca Türkiye, para hareketleri kontrolsüzlüğü ve devlet tedbirinin (kısıtlayıcık ve vergi) en az olduğu, sıcak para ile Uluslararası sermayenin, yatırım ve istihdama dönüşmeden istendiğinde gelip istendiğinde serbestçe gideceği, ayrıca en hızlı ve rahat para kazandığı ülkedir...

*******

BRICS grubu, petrol devi ülkeleri “transfer” ederek sttratejik genişleme başlattı BRICS grubu, petrol devi ülkeleri “transfer” ederek sttratejik genişleme başlattı

Küresel devlerin Türk bankalarını satın almalarındaki etkenlerin başında ise borçlanmaya dayalı suni yüksek büyüme ivmesinin yakalanması oldu. Türkiye'de patlayan kredi (konut, diğer gayrimenkul, araç, ihtiyaç vb..) talebinin yanı sıra, kredi kartı gibi henüz bakir olan ve büyük potansiyel taşıyan ciddi kârlı alanlardan elde edilen gelirler ile bankalar hızla büyümüştür...

Daha acı bir gerçek; AKP hükümeti Türk vatandaşlarını sürekli bankalara bağımlılığa ve kredi borçlanmalarına teşvik etmiştir . Seçim dönemlerinde ise 'AKP hükümeti giderse siyasi ve ekonomik krizin oluşacağı, böylece istikrarın bozulacağı, zaten % 70 i bankalara borçlu olan Türk Milleti'nin bankaların kıskacında kalacağı korkusu' hakim kılınmıştır. Bu algıyla 'sürekli iktidarda kalma', 'sürekli borçluluk' hali politik olarak devam ettirilmiştir. Kısacası Türk milleti bilerek ve isteyerek ucuz kredi tuzağıyla bankaların kucağına itilmiştir...

Her halükarda ve sürekli kazananlar yine AKP hükümeti ile ekonomik partnerleri olan bankalar ve yabancı sermayedarlardır ...

Kaybeden ise her zamanki gibi Türk Milleti'dir, geleceğimiz ve kazanımlarımızdır..
Erdinç Balcı
( [email protected] )

Editör: TE Bilisim