Müslümanların faiz sorunu Müslümanların faiz sorunu
"Biz bu ekonomiyi toz beziyle toz alır gibi düzeltiriz. Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası yani ekonomik kurumların ışıkları üç ay sabaha kadar yansın ekonomin bütün problemlerini hallederiz. Işıkların yandığı ilk bir ayda devletteki olağanüstü israfı ortadan kaldırmak gerekiyor. Kamu alımlarında, yatırımlarında tahmin edilenin çok üstünde israf var. İlk bir ayda bunların üstesinde geliriz."

***
İşte Röportajın Tamamı :

EKONOMİ CİNNET GEÇİRİYOR, HALK ZEKATA MUHTAÇ HALDE..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 14 Eylül'de işçilerle buluştu. Erdoğan, Beştepe'deki buluşmada, iktidarları döneminde asgari ücretin 16 kata yakın arttığını söyledi, "Fevkalade yükselişi emekli maaşlarında görmek mümkündür. 27 kat artan emekli maaşları vardır" ifadelerini kullandı. CHP İstanbul Milletvekili ve ekonomist İlhan Kesici bu rakamlara itiraz etti. Nasıl mı? Kesici şu tespitle başladı: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hesaplarına bakılırsa Türkiye başka bir galakside yaşıyor. Eski Anadolu tabiriyle, her işimiz düzene girmiş de vakit hacca gitme vakti! Oysa durum şu: Çarşıya, pazara, markete çıktığımız zaman görünen durum zekata muhtaçlığımızdır."  O zaman rakamlar eşliğinde yolculuğumuz başlasın.

19 YILDA MAAŞLAR ERİDİ

"Cumhurbaşkanı Erdoğan 14 Eylül'de insanlarımızın geçimlerini ne kadar iyileştiğini anlattı. 2002'de brüt asgari ücret 250 liraydı şimdi brüt 3557 lira. Yani 'Asgari ücretlinin durumunu 15 kat düzelttik' dedi. Emeklilerde de rakam vermedi ama 27 kat düzeldiğini söyledi. Bu mukayeseler yapılırken durmadan aşınan Türk Lirası üzerinden yapılmaz. Mukayeseler altın ya da döviz üzerinden yapılır. Altın üzerinden hesaplayalım: 2002'de 250 lira alan asgari ücretli 25 lira olan çeyrek altından 10 tane alıyordu. 2021'de 3357 lira alan asgari ücreti 811 lira olan çeyrek altından 4 tane alabiliyor.  Yani 19 yılda 6 çeyrek altın erimiş gitmiş. Yine en düşük emekli maaşı 2002'de 257 lira ve emekli 10 çeyrek altın alıyor. 2021'de en düşük emekli maaşı 2420 lira ve 3 tane çeyrek altın alıyor.Yani 19 yılda 7 çeyrek altın (asgari ücretli 4, emekli 3 altın alıyor) erimiş."

"SANKİ BAŞKA GALAKSİDE YAŞIYOR" 

CHP Milletvekili İlhan Kesici, Aytunç Erkin'in sorularını yanıtladı. "Erdoğan'ın hesaplarına bakılırsa Türkiye başka bir galakside yaşıyor" dedi.

GÖKYÜZÜNDEN İNSİN

"Cumhurbaşkanı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileriyle, makroekonomi rakamlarıyla gökyüzünde konuşuyor. Bu doğru değil. Yeryüzüne inip mikroekonomi rakamlarına baksınlar. Yani çarşıda, pazarda, marketteki verilere baksınlar. İnsanlar geçmişte yaşamıyor. Bugün iyi yaşamak yarın da daha iyi yaşamak istiyorlar. Artık anlaşılıyor ki verdikleri rakamlar, mukayeseler gerçeği yansıtmıyor. Erdoğan bu rakamların hepsine hakim olmayabilir ama kendisine sunulan rakamların mutlaka doğru olması lazım. Yanlış bilgi vermek çok vahimdir."

ARTIK VAATLERİ YOK

"AKP 2011 Seçim Beyannamesi ve 2013'teki 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda şu hedefleri koydular: Milli gelir 2 trilyon dolar, kişi başı milli gelir 25 bin dolar, ihracatta 500 milyon dolar olacak. Şimdi geldikleri noktaya bakalım. 15 gün önceki Orta Vadeli Program'a göre bu rakamlar şöyle: Milli gelir 925 milyon dolar, kişi başı milli gelir 10 bin 703 dolar, ihracat da 242 milyon dolar? Adam 2011 yılında 'Çok iyiyim' demiş, hedef koymuş. Bugün o hedefi 925 milyon dolara indirmiş Kendi koydukları hedefin yarısı! Milli gelirde yarısının altı? Kişi başı milli gelir ve ihracat yarısının altının altında! Bu ekonominin ruhunu gösteriyor.  Artık vaatte bile bulunamıyorlar. Bu yüzden sandıkta seçmen 'Tamam inşallah' diyecek."

BÜYÜME HIZI: YÜZDE 2

"Ekonomin diğer tarafı büyüme. Yüzde 21.7 büyüme rakamı çok güzel ve iktidar bayram etti. Bu rakam bayram yapmayı icap ettirecek büyüklük değil. Ekonominin genel gidişatında bizi endişeye sevk eden yıllık ortalama büyüme hızlarıdır. Binlerce parametreyle ölçülü ama tek bir parametre yeter! O da yıllık ortalama büyümedir. Çok partili dönem yani 1946'dan 2002'ye kadar büyüme hızı yüzde 5.3?  Ustalık dönemi dedikleri son üç yılın yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 2! Yani  'Bana yetki verin her şeyi halledeyim' dediği dönem. Türk ekonomisinin can damarı imalat sanayidir. İmalat sanayinin kapasite kullanım oranı yüzde 80. Kapasite kullanımının en son çeperlerine gelindi. Buna rağmen, kapasiteye rağmen büyüme yüzde 2. Bu yüzden Türkiye imalat sanayine büyük yatırımlar yapılamadan bu hal düzeltilemez."

AİLE İÇİ KAVGA BÜYÜDÜ

"Ben bir müddet önce Türk ekonomisini kış geliyor diye anlattım, sonra kara kış ardından nükleer kış ve son olarak buhran dedim. Şimdi buhranı da geçiyorum. Ekonomi cinnet geçiriyor, insanların büyük bir bölümü cinnet geçiriyor. Aile içi kavgalar cinnet boyutuna ulaştı. Geçimsizlik ve huzursuzluk nedeniyle aileler büyük sorun yaşıyor."

İLK BİR AYDA İSRAFI BİTİRİRİZ !

"Biz bu ekonomiyi toz beziyle toz alır gibi düzeltiriz. Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası yani ekonomik kurumların ışıkları üç ay sabaha kadar yansın ekonomin bütün problemlerini hallederiz. Işıkların yandığı ilk bir ayda devletteki olağanüstü israfı ortadan kaldırmak gerekiyor. Kamu alımlarında, yatırımlarında tahmin edilenin çok üstünde israf var. İlk bir ayda bunların üstesinde geliriz."

ÖNCE EVİN İÇİ DÜZELTİLMELİ..

"İktidar şöyle bir imaj çiziyor: Koca Türk ekonomisini Merkez Bankası'na kilitleyip durdular. Faiz arttı, faiz düştü, rezervler vs? Bu tartışma ekonomiyi doğru değerlendirmenin üstünü örtmekte. Türk ekonomisinin bir numaralı problemi zannedildiği gibi dış kaynak değil. Bir numaralı mesele, evin içinin düzene sokulmasıdır. İçerisi düzelirse dış kaynak dünyada sebildir. Ekonomi yönetiminde en kötü ifade 'Kötü günler geride kaldı' ifadesidir. İktidar her konuşmasında, 20 yıldır, 'Kötü günler geride kaldı' diyor. Bu, kötü günlerin devam edeceğinin göstergesidir. Hâlâ, '2001 krizinin etkilerini yaşıyoruz' cümlesi anlamsız. Bırakın eski zamanda yaşamayı!"

TAMAM İNŞALLAH !..

1994'te, "Tamam inşallah" sloganıyla geldiler, "Tamam inşallah"la da gidecekler.
"Vakit değişim vakti. Taze kan, taze fikirler, kadrolar ülkeyi yönetmelidir. Aslında 7 Haziran 2015 yılında bu iktidarın normal süresi bitti. Uzatmaları oynuyorlar. 1994 belediye seçimlerinde Erdoğan'ın ve Refah Partisi'nin sloganı vardı: 'Tamam inşallah!' 94 seçimlerinin son haftasında bu sloganı kullandılar. İstanbul seçimlerinde Erdoğan yüzde 25, ANAP'ın adayı olan ben yüzde 23 aldım. Şimdi ben de 2023 seçimlerini onların sloganına benzetiyorum: Tamam inşallah! İktidarlar geliş sebepleriyle giderler. 'Tamam inşallah' sloganıyla geldiler şimdi de 'tamam inşallah'la gidecekler. Bunlar kendilerinin zannettiği gibi 'din' argümanlarıyla gelmediler. Ekonomiyle geldiler. İktidarların gelişleri de gidişleri de ekonomidir. 1994 ekonomik krizi, 1999 Marmara depremi, 2001 ekonomik krizi Türkiye'ye yeni bir iktidarı mecbur bıraktı. 
Şimdi de gün ekonomiyle gitme günüdür. 

TENCERE, İŞ, GEÇİM..

Ekonomi demek tencere, iş, geçim demektir. Bu üçlünün dünyada götüremeyeceği hiçbir iktidar yok! Demokratik rejimlerde de yoktur otoriter rejimlerde de böyle olur."

Editör: TE Bilisim