Destici Kızdı.. ‘Atla Deve Değil ki’ Destici Kızdı.. ‘Atla Deve Değil ki’
Söke Ziraat Odası Başkanı Mustafa Kemal Kocabaş, üreticinin et fiyatlarının yükselmesinde suçlu değil, mağdur olduğunu söyledi. Et ithalatının kapılarının açılmasını eleştiren Kocabaş, "Et fiyatlarının yükselmesiyle Et ve Süt Kurumu'nun bulduğu çözüm, yine donmuş et ithalatı. Bu yol defalarca denenmesine rağmen et fiyatlarının düşmediği artık biliniyor." dedi.

Et ithalatı yapılırken üreticinin zarar etmesi göze alınıp fiyatları aşağıya çekmenin hedeflendiğini belirten Oda Başkanı Kocabaş, "Her seferinde hedef tutmuyor. Her ithalatta fiyatlar düşecek bekleyişindeki üreticiler hayvanları kesiyor. Hayvan kesimi artınca fiyatlar biraz düşüyor ama kesilen hayvanların yerine beslenen hayvanlar yetişmeyince fiyatlar yine yükselmeye başlıyor. Üretici, et fiyatlarının yükselmesinden kazanıyor gibi görünürken artan yem maliyetiyle yetişen yeni besilerden zarar ediyor. Bu döngü devam edip gidiyor. Çözümün et ithalatında olmadığını hep söyledik, söylüyoruz. Et fiyatlarının yükselmesinin önüne geçilebilmesi için ilk adım, hazır yeme dayalı hayvancılıktan kurtulmamız gerekiyor. Bunun için de kaba yemin en önemli unsuru olan çayır ve meralarımızı arttırmak gerekiyor." şeklinde konuştu.

Türkiye'de 1990’lı yılların başında 24 milyar hektar çayır ve mera varken 2000 yılı başında 16 milyar hektara düştüğünü kaydeden Kocabaş, şunları söyledi: “Doğuda terör, batıda meraların toplu konuta açılması, düşüşün en büyük nedenleridir. Kaba yemi yonca, fiğ, korunga, silajlık mısır, hayvan pancarı gibi yem bitkilerinden elde ediyoruz. Kaba yemde de üretim, talebi karşılamaktan çok uzaktır. Ayrıca yem bitkilerine desteğin yetersizliği, ekime teşvik edici olmamaktadır. 'Bazı ülkelerde et neden ucuz?' sorusunun cevabı buradadır. Bu ülkelerin hayvan beslemede kullandıkları yemin yüzde 50’si mera ve çayır, yüzde 25’i bitkisel ürünlerden elde edilen kaba yemdir. Bu nedenle bu ülkelerde et daha ucuzdur. Bizde ise yılda 60 milyon ton kaba yem ihtiyacımızın çayır ve mera payı 12 milyon ton civarında. Kaba yemin sadece yüzde 20’si, toplam yemin de yüzde 10’u çayır ve meradan karşılanıyor. Çayır, mera ve kaba yem üretimimiz yeterli olmadığı için hayvanlarımıza, karma yem dediğimiz fabrika yemi yediriyoruz. Bu yemin de hammaddesinin yüzde 50’si dolarla olduğundan her gün bir bakıma hayvanlarımızın önüne, yem olarak dolar koyuyoruz. Fabrika yeminde KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e düşürülmesi de işe yaramadı, yem sanayicisi hemen zam yaptı. Şimdi soruyorum, bu kadar yüksek maliyetlerle üretim yapan üreticilerin, et fiyatlarının yüksek olmasında suçlu gösterilmesi insafsızlık değil midir?”

Editör: TE Bilisim