Fabrikaları kapatan, parayı betona gömen, üretmeden tüketen zihniyet Türkiye’yi ekonomik krize sürükledi… Hükümetin Ar-Ge’ye yönelik desteklerinin durumunu, Ar-Ge’nin neden üretime katkıda bulunmadığını Milli Gazete'ye değerlendiren Birleşmiş Milletler eski Kalkınma Müdürü Bartu Soral ve ekonomist Şevket Apuhan, planlama ve zihniyet devriminin şart olduğunu belirtti.

Türkiye’de son dönemde ekonomiyle ilgili tartışmalar gündemin ilk sırasına yerleşti. Hükümet tüm uyarılara rağmen tüketimden betona yatırımdan ve israftan vazgeçmeyerek Türkiye’yi ekonomik krize sürükledi. Artık günü bile kurtaramayan ekonomik politikalar kırmızı alarm verirken hâlâ hiçbir ekonomik planın olmaması durumun vahametini gözler önüne seriyor. Üretim varmış, her şey yolundaymış gibi gözükmesi adına sürekli dile getirilen Ar-Ge’ye verilen desteklerin nerede kullanıldığı henüz belirlenemezken Ar-Ge’de bile üretim yapamamanın sebeplerini Birleşmiş Milletler eski Kalkınma Müdürü Bartu Soral ve ekonomist Şevket Apuhan, Milli Gazete’ye değerlendirdi.

Birleşmiş Milletler eski Kalkınma Müdürü Bartu Soral


“YA DESTEKLER DOĞRU KULLANIYOR YA DA DEVLET BU DESTEKLERİ VERMİYOR”

Birleşmiş Milletler eski Kalkınma Müdürü Bartu Soral, Türkiye’deki Ar-Ge’ye yönelik yatırımlar hakkında, “Hükümet, Ar-Ge’ye destek veriyor. Bu destekler ne fayda sağlamış? Bunu anlamak için son 10-15 yıldaki dış ticaret açığına bakacaksınız. Açık küçülmektense büyüyor, yüksek teknolojiye dayalı ihracatın oranı artmıyor ve 2002’den beri sabit, emek yoğun sektöründeki ihracatımızda artış var. Tüm bu manzara bize şunu ispatlıyor: Ar-Ge destekleri ya doğru kullanılmıyor ya da bu destekler hiç verilmiyor, verilmiş gibi yaparak bütçe oyunu yapılıyor. Toplam ihracat içinde yüksek teknoloji ihracatına bakarsanız % 1’i görürsünüz. Demek ki hiçbir şey yapılmıyor” ifadelerini kullandı.


“PLANLAMA VE LİYAKLATLİ KİŞİLER YOK”

Açıklamasına, “Yatırımlar içinde yüksek teknolojiye baktığınızda hiçbir oynama olmadığını görürsünüz. Ya destekler veriliyor fakat denetlenmiyor ya da bu destekler verilmiyor” diyerek, devam eden Soral, bu durumunun sebebinin planlamanın ve liyakatli kişilerin olmamasından kaynaklandığını söyledi. Soral, “Bunun sebebi planlamanın olmayışıdır. Bir ülkede hangi sektörde büyüyeceğin, özel sektörün nereye yatırım yapacağı belli değilse özel sektöre destek versen de Ar-Ge’ye girmez. Hükümet kadrosunda cahil, cühela takımına iş verip, bunca kitap okumuş yazmış, işin ehli ekonomistleri sizden değil diye kapı dışarı ederseniz bu işi de beceremezsiniz. Planlama olmadan, sanayi stratejisi yapılmadan, bu stratejiye tüm ekonomi katılmadan bu iş olmaz” dedi.


“ÜRETME DERDİ OLMAYAN ÜLKELERİN AR-GE İLE ARASI BOZUKTUR”

AB, Macar ekonomisine darbe vurmaya hazırlanıyor AB, Macar ekonomisine darbe vurmaya hazırlanıyor

Ekonomist Şevket Apuhan, Ar-Ge’nin bir üretim kültürü olduğunun altını çizerek, “Öncelikle belirtmeliyiz ki Ar-Ge bir üretim kültürüdür. Piyasada en çok paya sahip olan organizasyonları incelediğimizde bu başarılarının altında Ar-Ge harcamalarının yattığını görürüz. Üretmek gibi bir derdi olmayan ülkelerin, Ar-Ge harcamalarıyla da arası bozuktur. Türkiye’nin 2023 yılı için 500 milyar dolar ihracat hedefi vardı ve bu hedefin çok gerisinde kaldık. Bunun sebebi, bu hedefin altyapısını oluşturacak harcamalardan kaçınmamızdır. Örneğin yerli savunma sanayimizin büyüklüğü 60 milyar dolara dayanmış durumda ve bu alanda gerçekten başarılı çalışmalar yapılıyor. Bu alanda 1 milyar 250 milyon dolarlık bir Ar-Ge yatırımı söz konusu. Bu kaynak 5 milyar dolara çıkarıldığında, savunma sanayimizin büyüklüğü de 100 milyar dolar seviyesine çıkacaktır” ifadelerini kullandı.


“TÜRKİYE’DE ÖNCELİKLE BİR ZİHNİYET DEVRİMİ ŞART”

Apuhan, “Bir kez daha belirtmeliyiz ki, bu rakamlar aslında çok küçük rakamlar. Bunu görmeyip bu küçük rakamlarla övünürsek çağın gerisinde kalacağımız aşikâr. İçerisinde bulunduğumuz çağda 3 kuruşa 5 köfte yememiz mümkün değil. Ar-Ge yoksa teknoloji; teknoloji yoksa ihracat da yok. Türkiye’yi yöneten irade bunun neresinde diye sorarsanız şunu söyleyebilirim: Hiçbir yerinde değiller. Zira Türkiye’nin geleceğini kendilerine dert edinen insanlar; ülkenin ekonomik yapısını beton üzerine kurmazlardı. Türkiye’de öncelikle bir zihniyet devrimi şart” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim