Müslümanların faiz sorunu Müslümanların faiz sorunu
Sevgili arkadaşlar;

Bu yazı için attığım başlık herkes için şaşırtıcı olabilir...

Aşağıda verileriyle birlikte yapacağımız değerlendirmeler okunduğunda anlaşılacağı üzere; Ağustos 2018'de karşılaştığımız döviz kuru atağı olmasaydı, bugün muhatap olacağımız ağır tablo muhtemelen şöyle olacaktı;

* 2018 itibariyle dış borcumuz 467 milyar $ olduğuna göre  ve önceki yıllara baktığımızda ortalama yıllık cari açığımızın da 65 milyar $ olacağı hesaplandığında; bu açığı finanse etmek için 2020 Mart itibariyle yaklaşık dış borç toplamımız 602 milyar $ olacaktı...

* Oysa ki, 2018-2019 ve 2020'nin ilk ayları itibariyle dış ticaret  ve cari açık kontrol altına alındığından, hâli hazırda dış borcumuz 433 milyar $'a düşmüş bulunmaktadır.

* Aynı şekilde Devlet İç Borçlanma Kağıtlarında 80 milyar $'lık yatırımları bulunan yabancılar, bu dönemde bu kağıtlardan çıkmış olduklarından, bu miktar yaklaşık 20 milyar $ civarına düşmüş bulunmaktadır.

* Yine bu dönemde yabancıların İstanbul Borsasında %70'e ulaşmış oldukları pay da %50 civarına düşmüş bulunduğundan, dünyanın karşı karşıya bulunduğu "finansal türbülanstan" kısmen en az etkilenen ülkelerden birisi olacağız.

Düşünün ki, son yirmi günde dünya borsalarının değeri 90 Trilyon $'dan 60 Trilyon $'lara düştü...Dünyadaki toplam 260 Trilyon $'lık kredi havuzundaki payımız ise; nisbeten düşerek 433 milyar $'la sınırlı kalmış oldu. 

Şimdi tam tersini düşünelim; 2020 yılında karşılaştığımız bu finansal fırtınaya daha büyük dış borç miktarlarıyla yakalansaydık ne olurdu ?

İşte yukarıda özetle izâh etmeye çalıştığımız sebeplerle; 2018 Ağustos ayında karşılaştığımız "kur şoku", corona salgını sebebiyle dünyanın muhatap olduğu finansman krizinde bizim "EKONOMİK AŞIMIZ" olmuş gibidir.

Aksi hâlde ülkeyi o tarih itibariyle 16 yıldır yönetenler, dış borç, ithalat, kredi ve tüketime dayalı "hormonlu ekonomik modele" devam edecekler ve Türkiye'yi daha büyük bir açmaza sürükleyeceklerdi.

Böyle bir dönemde keşke MB'nın toplam rezervleri de 94 milyar $ yerine 200 milyar $ olsaydı, bu krizi çok daha rahat atlatmış olacaktık...

Demek ki, bu durumda Ağustos-2018 kur atağı Türk Ekonomisi için çok hayırlı ve "koruyucu aşı" gibi olmuş...

Selam ve sevgilerimle,

R.GÖKDEMİR

Editör: TE Bilisim