Almanya Mesleki Teknik Eğitimde neden başarılı? Almanya Mesleki Teknik Eğitimde neden başarılı?
 * 2002 yılında Türkiye'deki toplam servetin %67,7'si nüfusun %10'una, toplam servetin %32,3'ü de nüfusun %90'ına aitmiş.

* 2018 sonuna geldiğimizde nüfusun %10'unun sahip olduğu toplam servet %81,2'ye, nüfusun %90'ına ait servette %18,8'e düşmüş.

* 2019 yılı rakamlarına göre ise; "imar rantları", "kentsel dönüşüm", "mega projeler" ve "kamu kaynaklarına" el atma sonucu %81,2'ye ulaşan %10'luk kesimin "servetleri", bu kaynaklardaki suyun çekilmesiyle %70,3'e gerilemiş. Bu gerileme otomatikman nüfusun diğer %90'ının payını %29,7'ye çıkarmış.

Peki önümüzdeki yıl o %10'luk en zengin kısmın servetleri, muhtemelen yine azalacak, belki de 2002 oranlarına geri dönecekler !

Bu verilerin bize gösterdiği; yıllardır ısrarla tekrar ederek, çığlıklar şeklinde herkese seslenmeye çalıştığımız, adına Türkiye ekonomisi dediğimiz sistemin, YANAŞMA DÜZENİNİN kurallarına göre çalışan "ahbap-çavuş" kapitalizmi olduğudur.

Bu sistemde servet ve gelir sahibi olmanın yolu; tasarruf ve yatırım yapmak, çalışmak, üretmek, yenilik yaratmak, bilimsel gelişme ve yüksek katma değer oluşturmak, ihracat yapmak değil, KAMU KAYNAKLARINA çökmekten geçmektedir.

Servetin belli ellerde toplanmasına yarayan saydığımız bu faktörlere bakarsanız bunun bilimsel bir gerçeklik olduğunu da daha iyi anlamış oluruz.

Kent ve imar rantları, imtiyazlı ve gelir garantili kamu yatırımları, dış borçlanma ve krediye dayalı inşaat, otomotiv başta olmak üzere çılgınca tüketimle oluşturulmuş "servetler" en ufak bir finansal sarsıntı da "sistemin gazabına" uğruyorlar.

Çünkü toplam servetin %80'i ağirlıklı gayrimenkul olmak üzere saydığımız unsurlardan oluşmaktadır...

Sistemin gazabı geniş yoksul kitleleri de vursa bile, onlardan daha çok kamu kaynaklarından beslenen, sistemin devşirmelerini vuruyor...

Haftalardır yazıyorum YANAŞMA DÜZENİ birinci sınıf "yanaşmalarını" bile kurtaracak kaynaklara artık sahip değildir diye...

2018'de başlayan finansal sarsıntı, önce ekonomik verilerle, sonra da "sosyal çalkantılarla" ağırlaşarak, 2020'de daha da sert bir şekilde kapımızı çalacak...

Sistemin gazabı dediğimiz süreç, hiç değilse bu anlamda daha âdil kurallara sahip...

R.GÖKDEMİR


(*) Veriler; Credit Suisse'in yıllık servet dağılımı raporlarından alınmıştır.

Editör: TE Bilisim