Bizim de içinde bulunduğumuz "Gelişmekte Olan Ülkeler" kategorisinde bulunan bazı ekonomiler Tasarruf ve Yatırım Oranlarını GSYH'ya göre %35'e çıkarabildikleri için son 17 yılda 3-8 kat arasında büyüdüler.

Ekteki grafikte görüleceği üzere, Türkiye olarak biz bu oranlara ulaşamadığımız gibi, "tasarruf/yatırım oranı"mız da 2007 yılından itibaren ciddi bir şekilde bozulduğu için, ancak yabancı kaynaklarla ve tüketerek büyümeye çalıştığımızdan, korkunç "cari açık" verdik ve bu açıkların finansmanı sebebiyle de borçlandık.

Türkiye 80'li, 90'lı yıllarda yaklaşık %25 seviyelerinde tasarruf/yatırım oranını tutturabilmiş iken, 2007'den sonra tasarruf oranının hızla aşağılara doğru indiğini biliyoruz...

Müslümanların faiz sorunu Müslümanların faiz sorunu

Halihazırda ancak %13'ler civarında tasarruf yapabilen bir ekonominin dış kaynaklara mahkum olması ve bu kaynakları da verimli alanlar yerine tüketimde kullanan bir ekonominin krize girmesine şaşırmamak gerekmektedir.



TASARRUF/YATIRIM ORANI ÜZERİNDE BİRAZ DÜŞÜNELİM Mİ ?

Mesela 2019 yılını büyük ihtimalle "0" cari açıkla kapatacağız ama aynı şekilde "0" büyümeye, yani fakirleşmeye de razı olacağız.

Tersinden bir örnek verelim mi? 2013 yılında rekor bir seviye olan dış ticaret açığımız 99,8 milyar $ olunca, yıl sonu büyüme rakamları da rekor kırmış ve siyasiler kişi başına milli gelirimizin 12.480 $'a çıktığını büyük bir gururla açıklamışlardı. Havuzun suyu bitince şimdi bu rakam 8.800 $'a indi...

ÖZETLE; Kimse kendine pay çıkarmasın ve milleti de kandırmasın... İthalat ve cari açık düşünce, büyüme de bitiyor...


Kaynak:Demokratik Değişim Hareketi sayfası

Editör: TE Bilisim