Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti
 2000'lİ Yıllarda ülke Eğe bank skandalı ile sarsılınca insanlar soluklarını banka kapısında aldılar. Bu banka ile irtibatımız sadece işyerine en yakın banka olmasındandı. Bizde mezkur bankada ki vadesiz tasarruf mevduatımızı bu hengameden dolayı çektik. Sadece faize olan hassasiyetimizden dolayı bir çok insan gibi faizsiz finans kurumu olan İhlas finans kurumu Ümraniye şubesine yatıralım diye gittik. Aslında o günlerde kurum sarsılıyordu. İhlas finans kurumunda çırpınmaya başlamışlar ve panik halindeydiler. Bütün bunlardan bizim haberimiz yoktu. Orada ısrarla kurum görevlileri tarafından kar zarar katılım hesabı açmamız yönünde tavsiye yapılıyordu. Gözümüzün içine baka baka bizi ikna edip kandırlar. Elimizdeki avucumuzdaki paramızı sisteme taze kan olsun diye karınca kaderince misali aldılar. Hemen akabinde kriz patladı. Çarşı Pazar karıştı. İhlas kurumu genel merkezine gittik. Genel müdür yardımcısı ve kredi fonlar müdürü arkadaşlarımızın oluşu da paramızı geriye almaya yetmedi. Genel müdürlükte günlerce uğraşmamız hiçbir şeyi değiştirmedi. Orada son derece hüzünlü burada paylaşmaktan bir Müslüman olarak utandığım güven zedeleyen mağduriyet manzaraları izledim. Bu ülkede kimsenin inançları ne siyasete ne ticarete nede başka maksatla istismar edilmemelidir. Bunun hesabını herkes bu dünyada olmasa da musallayla başlayan mahşer de ödeyecektir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen hala pula dönen paramız ödenmedi. Bunu yasal kılıf ve gerekçelerle izah ederek bu dünyada sorumluluktan kurtulmak mümkündür. Biz ihlas mağdurları olarak Enver ören bey kadar güçlü değiliz. Onları her iktidar döneminde hep ayaklarının üstüne düşüyor gördük. Bizim asıl hesaplaşma yerimiz musalla ve mahşer sürecidir. Oğlu mücahit ören bey babasını kabrinde rahat ettirmek için mağdurlardan helallik almak zorundadır. Oraya yatırdığım mevduat Ümraniye şerif alide sattığım arsanın parasıydı. Şimdi o arsayı o parayla almak mümkün değildir. Yani bizler mücahit ören beyler kadar olmasa da üç beş kuruşumuzu değerlendirecek kalaycı aklına sahibiz. Arsamız kalsaydı bize bugün 6 tane daire verirlerdi. Bunu gelsinler tapu kayıtlarından ve yeri göstererek ispat edelim. Allah kimseye başkalarını mağdur ederek servet birikmeyi nasip etmesin. İhlas kapılarında mağduriyet öyküleri anlatarak hepimizin ruh ve mana dünyasını süsleyen ihlas kelimesinin maneviyatını zedelemeyi Müslüman Türk anlayışıma sığdıramıyorum. Lütfen kalan herkesin hakkını en kısa zamanda ödeyerek Enver Ören beyi kabrinde rahat ettirin. Söz konusu olan kul hakkıdır. Allah kimseyi kul hakkıyla huzuruna çıkarmasın. Bizlere de  olabilecek kul hakkını ödeme güç ve imkanı versin.

Editör: TE Bilisim