Başbakan Erdoğan ‘AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları…

Esad’ın durumu bellidir. Şu anda Suriye’de mezhep savaşı vardır. Türkiye’yi de bu durumun içine sokmak istiyorlar ama biz Türkiye’yi bu duruma sokmayacağız. Kılıçdaroğlu gibi adamlara rağmen sokmayacağız.

Dinsel milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçilik bizde olmayacak. Burada çok dikkatli olacağız.

Bir ülkenin Başbakanı somut bilgilerle, sağlam istihbarat oluşturur. Bu olayların ortaya çıkışı, sebepleri, sonuçları konusunda her türlü okumayı yapıyoruz.

Taksim’de Gezi Parkı bahanesiyle büyük bir açıkhava tiyatro sahnesi kuruldu. Tiyatronun, sahnenin önünde gerçekten samimi gençlerimiz var. Yanlış bilgilendirme olabilir, dezonformasyon olabilir ancak ön tarafta samimi insanlar olduğunu biliyoruz.

O insanlarla birlikte art niyetli, olayları provoke etmek için hazırlıklı kişilerin olduğunu da biliyoruz. Bunlar illegal örgütlerle, terör örgütleriyle iç içedir.

İki haftayı aşkın süredir dünyaya sürekli olarak sadece bu büyük tiyatronun sahnesi gösteriliyor. Bu düğmeye nereden basıldı. Gezi Parkı bu işin sadece kullanılın bir enstrümanıdır. Düğmeye basış dışarıdan.

Bu tiyatro sahnesinin sergilediği şiddet, vandallık, nefret gizlenmeye çalışılıyor.

Bazı siyasetçiler, medya kuruluşları, sivil örgütler, bazı ulusal ve uluslararası medya kuruluşları sürekli tiyatronun ön tarafını izlediler, izliyorlar.

Halbuki perdenin önü başka arkası başka. Ön tarafta ağaç var samimi gençler var. Arka tarafta ise illegal örgütler, yakma, yıkma var.

Ama dikkat edin perdenin arka tarafından konuşan yok. Niye konuşmuyorsunuz? AKM’ye asılan paçavraları konuşsanıza. Niye konuşmuyorsunuz, orada susuyorsunuz? Gazi Mustafa Kemal’in ve Türk bayrağının bir araya gelemeyeceği paçavralarla bunları bir araya getirenlere niye tavır almıyorsunuz.

Perdenin arkasında kurulan tuzaktan bahseden yok. Sokaklara öfke, nefret pompalanırken birileri canbaza bak diyerek tiyatro sahnesinin önünü gösteriyor.

Ulusal medyaya şunu açık açık söylüyorum. Biz bu medyaya karşı şerbetliyiz. Bizim siyasi tarihimiz böyle bir medyayla mücadele ile geçmiştir.

Bizi böyle vurmak isteyenler geçmişte sadece karavana attı, bugün de sadece karavana atarlar.

Aynı tavır içindeki uluslararası medya da Türkiye’yi bilmiyor, tanımıyorlar. AK Parti’nin bugünlere nasıl geldiğini bilmiyor olabilirler. Ama biz onların da tavırlarına asla eyvallah demeyiz.

Türkiye bunların zannettiği gibi bir ülke değil. Türkiye imajı 3 tane yalan haberle sarsılacak bir ülke değil. Benim ülkemde bu ameliyatları yapamazlar. Türkiye bugün adeta bir güneş gibi coğrafyasını aydınlatan bir ülkedir. O güneşi hiçkimse balçıkla sıvıyamaz.

Dün AB Parlemontosu’nda bizimle ilgili alınan karara bu ülkenin vatansever evlatlarının evet demesi mümkün mü? Biz bu kararı zaten hemen tanımıyoruz dedik, reddediyoruz dedik.

Sen hangi hakla Türkiye hakkında bir karar alıyorsan. Eğer sen samimiysen önce Yunanistan’daki bütün olaylarda, önce orayla ilgili, İngiltere ile ilgili karar al. Daha dün G8 ile ilgili olaylarda kadın erkek yerlerde sürükleniyordu. Almanya akıl veriyor. O aklı kendine sakla. Almanya’da polislerin ne yaptığı ortada. Benim öldürülen 8 vatandaşımın faillerini bul, karşıma çık.

WSC kalkıp Türkiye’ye itidal çağrısı yapıyor. Bak biz 17 gündür itidal gösteriyoruz. Büyüyen Türkiye’yi çıkarlarına aykırı görenlerin fırsattan istifada maskelerini çıkardıklarını görüyoruz.

Bizim itibarımız güçlenir, onlar itibarlarını kaybederler.

Dünyayı halklar yönetir, milletler yönetir. Biz yöneticiler gelip geçiciyiz.

Polis hukuksuz gösterileri dağıtmak için belli yöntemler kullanır. ABD’de bunun örnekleri var. Rusya’da daha sert örnekleri var. Orada dinlemezler, biber gazı da kullanmazlar. AB ülkelerinde biber gazı kullanımı polisin meşru hakkıdır.

İleri demokrasi ülkelerinde bizdeki kadar şiddet olmadığı halde çok daha sert tepkiler görürsün. Çünkü orada polisin can güvenliği çok sıkıdır.

Birileri her zaman yaptığı gibi çifte standardı devreye koyup Türkiye’yi karalamaya çalışıyor. Türkiye güneştir. O güneşi kimse balçıkla sıvamaya kalkışmasın.

Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar.. Yerel seçime bir hafta kaldı! İşte detaylar..

Perdenin arkasında hem polise, hem sivillere, hem kamu ve özel mülke karşı ağır bir şiddet var.

Perdenin ardında güya yazar, sanatçı, siyasilerin tahrikleri var.

Günlerdir polisin şiddetinden bahsediliyor medyada. Peki göstericilerin şiddetinden bahsedeni gördünüz mü? Adana’da polisimizi şehit ettiler. Bahsedeni gördünüz mü?

CHP’nin bir milletvekili çıkıyor, son derece ahlaksızca, son derece edepsizce polise en ağır küfürleri yapıyor. Günün sonunda bakıyorsunuz yine polis suçlanıyor. CHP’nin lideri çıkıyor mezhep çatışmasını körüklüyor. En tehlikeli oyunu oynuyor.

Zaman bazı şeyleri daha çok ortaya koyacak. Göreceksiniz ki hak aramak değil, yeşille alakalı değil. Fakat ben Rabbime hamd ediyorum. Kimse burada kalkıp zamdan bahsetmiyor. Sendike kurdurmuyorsunuz bize, parti kurdurmuyorsunuz diye bahsetmiyor.

Kılıçdaroğlu kalkıyor bizi Esadla kıyaslıyor. Bunun siyasetteki acemiliği… Siz Suriye’de ikinci bir parti göremezsiniz. Çünkü bunlar CHP ile özdeş. Bunların geçmişi karanlık. CHP il başkanı ilde valiydi.

Biz her yerde gösteri yapabilmeliyiz derseniz, böyle bir şey yok.

Geçen gün Bülent Bey’e geldiklerinde ellerinde bir manifesto. Her yerde göstere yapabilmeliyiz. Hayır. Bu ülkede yürütme nereleri miting alanı olarak belirlediyse orada miting yapabilirsin. Eğer hukuka saygın varsa buna uymak zorundasın.

Biz 21,5 milyon oy aldık. Bize devlet, yürütme nereyi gösteriyorsa mitingimizi orada yapıyoruz. Neresi denirse orada yapıyoruz. Peki biz buna kuzu kuzu uyuyoruz da sen niye uymuyorsun? Senin özelliğin ne? Karıştırmak. Senin özelliğin bu.

Özgürlükten bahsedenler, camiye ayakkabıyla girenlerden, camide içki içenden, türbanlı kızlara yapılanlardan bahsetmiyorlar. Sanatçılarımıza baskı uyguluyorlar. Sabah akşam Başbakan çok sert, Başbakan böyle olmasaydı, böyle olmazdı, bakın falanca filanca ne kadar kibar, onlar çok kibar, Başbakanımız geriyor… Burada kendilerince kurnazlıkla bizi birbirimize düşürme gayretine gidiyorlar.

Ama bu tuzağı da bu teşkilat bozuyor. Her şeyden önce biz insanız. Akşam gelen sanatçılardan bir tanesine onu söyledim.

Biz insanız an gelir insanımıza sarılırız, an gelir celalleniriz. Ne karşısında haksızlık karşısında.

Sevgililer Sevgilisi’nin yanında hayat sürmüş. O insanlar, Hz. Ebubekir’e bakıyorsunuz farklı, Hz. Ömer’e bakıyorsunuz celalli, Hz. Osman’a bakıyorsunuz bir yanağına vur ötekinden al, Hz. Ali’ye bakıyorsunuz bir cenvager. Çünkü bir makineden çıkmış değil bunlar.

Türkiye demokrasinin egemen olduğu bir ülkedir. Provokasyonlar yoluyla toplum mühendisliği yapanlar kusura bakmasınlar avuçlarını yalarlar.

ERDOĞAN, POPSTAR İZLİYORMUŞ

Kimin ne hesabı varsa buyursun. 8 ay sonra seçim var.

Bu sabah TV kanalında Bülent Ersoy’u dinledim Bir oturumda “Seçimle gelen seçimle gider, sandıkta hesabını sorun, bu tür şiddetlere yönelmeyin” dedi. Aklı yolu bur.

Gelenlere bakıyorsun bu yönde bir şey diyemiyorlar. Ama ben imtiyazlıyım, seçkinim, enim oyumla çobanın oyu bir mi, referandum tanımam diyenler kusura bakmasınlar.

Muhalefet başladı hemen, halk oyuyla olmaz demeye. Kardeşim yargıya inanmazsın, halkın oyuna inanmazsın neye inanırsın. Herhalde bizim verdiğimiz karara inanacaklar, başka yol yok.

 

Editör: TE Bilisim