Annem kanser hastası lakin hastalığını bilmiyor.

Annem babamı sıkıştırır öğrenir diye babama da haber vermedik.

Nitekim annem babamı sıkıştırdı ısrarla sordu: “kötü hastalığa mı yakalandım?”

Babamın haberi olmadığını öğrenince rahatladı ama hastalık gün geçtikçe acılar dayanılmaz hale geldi zira daha çok acı çekmesin diye doktor bilgi ve tavsiyesi doğrultusunda ameliyat yaptırmadık.

Yaklaşık 1.5 yılda iki kez İstanbul’dan Gümüşhane’de 1950’li  yıllarda köyde yapılan ilk modern evimize baharda gelip bir kaç ay kaldı.

2013 yılının güz aylarıydı annem ve babamı alıp İstanbul’a getirmek için köye gitmiştim.

Hazırlıkları yaparak yola çıkmak ve evden ayrılmak üzereydik aksilik ya yengem hiç alakası yokken anahtara temas edince anahtar kırıldı kapının üzerinde kaldı.

Annemin iki gözü iki çeşme hüzünlü zira bu evden son ayrılışı olduğunun farkına vardı.

Hatta “beni ölünce köye getirin morga koymayın kapının önündeki bahçede şu ağacın altında bekletin” demişti.

Almanya’da Hans, Türkiye’de Niyazi’nin emeklilik mukayesesi! Almanya’da Hans, Türkiye’de Niyazi’nin emeklilik mukayesesi!

Ölümü hissetti zira yaşadığı hastalık bunun mesajını çok açık biçimde defalarca vermiş.

Görmüş geçirmiş annem kabir ziyaretinde bile kabirlere seslenerek  “bize imrenmeyin bizde geleceğiz” diye köyün mezarlığında adeta sohbet etmişti.

Teslimiyet hali hayatına hükmetmişti.

Yaşım itibarı ile annemin dağ taş bağ bahçe bostan tarla ile nasıl geçim mücadelesi için güreştiğine şahidim.

Adeta Aslanlar gibi mücadele ediyor, babam Almanya’da İstiklal harbi gazisi dedeme köyde hizmet ediyor, adeta onu baş tacı ediyordu.

Kayın peder evin tek otoritesi bir dediğini iki etmiyor, kusursuz hizmet veriyordu.

Aile sadakatı hizmeti vefası hanım efendiliği dilden dile dolaşıyordu.

Köydeki ve İstanbul’daki hanesi misafirden dolar taşardı. Ziyaretlerden müthiş zevk alır köyden son gelişinde bile toparladığı ürünleri ziyaretine gelen ya da eşe dosta zevkle dağıtırdı.

İnsanlara hediye vermekten yardım etmekten olağan üstü haz duyardı.

Fakiri o bilir halden anlardı çünkü fakirliği çaresizliği diz boyu çeken bir hayatın model bir kahramanıydı.

Vay benim anam yemez yedirir giymez giydirirdi.

Bu satırlar annesini seven bir evladın yürek sesinden çok bir kahramanın hayatından ifade edilenlerin ancak bir bölümüydü.

İşte her giden ve geri gelmeyenler gibi artık ayrılık vakti gelmişti.

Köydeki hanenin kapısını çaresiz kapatmak zorundaydık kapanmaya direnen kapıyı iple bağladık.

Zeki Paslı ağabeye tembih etmiştik tamir etmesi için oda sağ olsun bizden sonra kilidi tamir etti.

Kapının gidişe bir hanenin ışıklarının ebedi sönmesine itirazı vardı zira o evde ülkenin ışıkları sönmesin diye gazi olan dedem Şükrü Şenel yaşamış, babaannem ile hastalara şifa dağıtan adeta bir hastahane gibi nice acıların dindirildiği bütün bu hizmetin fisebilillah yürütüldüğü şifa haneydi.

Doktor nerede hasta olanların birçoğu parasızlık ilaç tedavi yetersizliği ve yeterli beslenememekten genç yaşta ölüyordu.

Mezarlıklarda doğum ölüm tarihleri bunun ispatı ve mesajını veriyordu.

İşte böyle bir hanenin kapanması artık sona gelindiğinin izlerini taşıyordu.

Yıllardır köylerden göç sadece senenin bir kaç ayı kalabilen yaşlıları bırakmıştı.

Köylerde onlarda gidince virane olmuş, haneler yürek parçalıyordu.

“Gel Hele de güzel gözlüm gel hele kapıları kilitlenmiş gel hele” türküsü herhalde bu viran olmuş son bulmuş hayatın içinden yükselen yürek yakan feryadın türküsüydü.

Anneme kusursuz baktık. Kardeşlerim özellikle bacılarım alarm verdiler adeta bir bebek için seferber olmuş gibiydiler.

Üç bacım ağabeyim ve benden daha çok hasta yatağında anneme yakın durdular.

Acılar uyuşturucu ilaçlar ile artık hafiflemiyordu artık çilekeş annemin son zamanlarıydı bunu bizde yakından hissetmiştik.

Annemin adını verdiğimiz kızım ve diğer hane mensupları son gece yanındaydık.

2 Haziran sabahı saat 9 gibi hafif bir çize ile rahmet bereket yağmurları ile uçtu gitti.

Gidenler geri gelmeyenler kervanına oda katılmıştı.

Kabrin nur mekanın cennet olsun cefakar annem!

Artık yanına daha sonra babamı da almıştı.

Allah tüm geçmişlerimize rahmet etsin.

Bizleri hastalara yaşlılara bakmak insanlara yardım etmekten mahrum etmesin inşallah!

Amin!

Editör: TE Bilisim