Birinci görevimiz sanırım kapanan tıkanan arkları açmak, açtırmak suyu hasreti olan kurak toprakla buluşturmaktır.

İster milletvekili ister bakan kim olursak olalım fark etmez!

Ekmeden, dikmeden, üretmeden asla ayakta kalınmaz hazıra dağlar dayanmaz.

Kobani kararları sonrasında Meclis’te ortalık karıştı Kobani kararları sonrasında Meclis’te ortalık karıştı

Gümüşhane dağları altın olsa tükenir.

Arapların petrolü neye yarar!

Silah alır karşılıklı birbirilerini boğazlatırlar.

Hazır bazen azdırır ya da küresel çetelere yeraltı kaynakları peşkeş çekilir.

Özetle doğal kaynak fakiri üreten milletler ve ülkeler zengin petrol kralları dışında halklar genelde fakir ve çaresizdir.

Konumuz bu değil.

Ekmemek, dikmemek açlık sefalet ve başkalarına boyun eğme pozisyonudur.

Ekmemek, dikmemek tohumu fidanı toprakla buluşturmamak canlıyı rızıksız bırakmaktır.

Bu tam bir çöküş yok oluş bitiş trajedisidir.

O ekilen tarla sadece insana değil tüm canlılar için rızk yaşam alanı can suyu can ilacı hayat enerjisidir.

Aksi takdirde hangi felaket kapımızı çalar kim bilir?

Ekmek, dikmek, sulamak aslında suyu bile yer altı kaynaklarında hazır tutmaktır.

İçme sulama suyu olarak potansiyel kaynağı saklamak buharlaşıp yağmur döngüsünü sağlamak yeşilin oksijen üretimi ile yağmura davetiye çıkarmaktır.

Zira yağmur daha çok ekili alanlara ormanlık bölgelere yağar.

Bu ilahi ilmi yaşanan gerçektir zira o canlılar Allah’ı zikreder onları Allah rahmetsiz bırakmaz inşallah!

Ekelim ki yeniden çölleşmeye aday topraklara yeşilin her tonu ile hayat gelsin.

Gül olsun dalına bülbül konsun, kınalı keklik çimen çayır ot buğday yesin, tosunlar karnı doyunca böğürsün, inekler süt versin.

Gümüşhane’nin elmasından kuşburnu pestil ve meşhur kuru fasulyesi çırtılmışı zulufu organik olsun.

Tarih olmasın.

Sadece Gümüşhane’de yetişen her türlü sebze meyve bitki hayvan ve canlı nesli tükenmesin.

Gümüşhane belediyesi ve belde belediyesi ve köy muhtarlarının devletin vatandaşın birinci görevi kesilen sulama suyunu bağlamak, arkı açmak kurak toprağı suyla buluşturmak, vadiyi ovayı yeşertmek hayata dair umutları da yeşertmek ve artırmaktır.

Yıllar önce yol çalışmasından kaynaklanan arkları medyada şikayet etmiştim.

Bir sayın valimiz nezaket gösterip bizzat beni aradı.

Çok memnun olmuş ve ümitlenmiştim ama ne müteahhit ne bürokrat siyaset aşılamadı.

Hala arklar virane dutlar cevizler susuz ve Gümüşhane pestil festivali aslında festival startı dut arkı başından başlamalı.

Evet ekmemenin sonu nedamet felakettir.

Eskiden Gümüşhane ve Anadolu’nun her yerinden büyük şehirlere güzün organik erzak kamyonu gelirdi şimdi köye su ve ekmek gidiyor bitiş bu!

Allah yavru yılanı çiyanı böceği her yavruyu susuz aç bırakmasın.

Lütfen ekin dikin dünyada siz kabirde iken dikili ağacınız olsun.

“Dağlara buğday ekin ümmetin diyarında kuşlar acından ölmesin” diyor Hz Ömer.

Yine Osmanlı çetin kış şartlarında yabani hayvanlar aç kalmasın diye İstanbul’da Belgrad ormanlarına yem bırakıyor.

Aynı hassasiyetle birçok noktaya buğday eken Gümüşhane Çevre Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ederiz.

“Kimin elinde bir fidan varsa kıyamet kopmadan diksin” diyor peygamberimiz.

Söylenecek son söz budur!

Editör: TE Bilisim