Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet Yeşilyurt sakinlerinin maden mücadelesi için birleşti
Biz taşların, kayaların arasından çıkmış, suyu, kayası sert, yiğidi mert birçok yurt köşesinden birisiyiz. Allah’tan başka kimseye bir mecburiyetimiz yoktur. Vefa biliriz, kitabın ortasından konuşuruz. Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevi hazretleri o topraklardan çıkmıştır. Bu millete manevi feyiz ve ilham kaynağı olmuş, dizinin dibinde devlet adamları ders almış büyük bir alimdir. Ulu hakan Abdülhamit Han’a Kuran, sünnet ve her türlü ahkamını hatırlatan, ona eğitim veren, kitabın ortasından konuşan, sözünü budaktan sakınmayan, eğilmeyen, bükülmeyen, sadece secdede eğilen alimlerin ve toprakların çocuklarıyız. Bugün ülkemiz 40 bin kişinin katili, dağlarda domuzla beslenen, Allah’ı inkarı kendi beyanı ile sabit bir katilin Türk Devleti’ne muhatap kılınmasına bu şehrin evlatlarının İslam ahkamından, Türk milletinin kahramanlık destanlarından hatırlatacakları olmalıdır. Bu gerçekler iktidar, ikbal ve gelecek kaygısı ile ifade edilmezse bugünkü paçavralı Diyarbakır PKK şovlarına muhatap olmaktan, yüreklerimizi yaralamaktan kurutulamayız. Gümüşhane insanı birçok yöremiz gibi dini, milli hassasiyetleri üst seviyede, yiğidin harman olduğu yerdir. Susmak bize yakışmaz kardeşim, partin senin olsun, mesele parti meselesi de değildir. Söz konusu olan Allah’ın bizi yaratmakla şereflendirdiği Türk kimliğinin silinmesi, bir kanlı katilin devlete kılavuzluk etmesi ve Anayasa’dan Türklüğü sildirme isteğidir. Buna hemşerilerimin sahiden diyecek bir şeyi yok mudur? Ben olacağına o sesin Gümüşhane ‘den dünyanın neresinde olursa olsun Başbakan’a ulaştırılacağına inanıyorum. Bu gidişat bölünmedir. Bölücülük, bölünmüş yol yapmaya benzemez. Birisi ülkeye hizmet, diğeri ülkeye ihanettir. Örgütün hedefi kesinlikle bölücülük ve haçlı Siyonist destekli Kürdistan’ı kurmaktır. Türk milliyetçiliğinin şerefli mazisinde iz bırakan, fikri temellerini atan, kendisini rahmetle, minnetle andığımız diğer mümtaz şahsiyet de Nihal Atsız’dır. Gümüşhaneliler birer Gümüşhanevi hazretleri olup kitabın ortasından konuşmalı, iktidarı bu kötü gidişat konusunda uyarmalıdır. Yine Allah bizi Müslüman Türk olarak yarattı bu hakikati bu millete anlatmada aynı topraklarda doğan Nihal Atsız’ı dünyaya getirdi. Gümüşhaneliler bu iki cennet mekan iki muhterem zatın diliyle ülkeye Müslüman Türklüğümüzü hatırlatmalıdır. Bizim duruşumuza, tavrımıza ve sesimizin gür çıkmasına bu ülkenin ihtiyacı vardır. Müslüman-Türk doğduk, öylece yaşayacak; kelime-i şahadetle inşallah çene kapayacağız. İki dünyada bu kimlik üzerine kalmak şerefimiz, onurumuz, son kararımızdır. Kesinlikle değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek nihai kararımız olmalıdır. Çünkü biz kimlik bedelimizi kuruluş ve Kurtuluş Savaşı ile kanımızla canımızla ödedik. Diyarbakır Meydanı’nda yükselen isyanın, ayrılığın değil, ilimizden yükselecek birlik, bütünlük ve kardeşlik iklimi ülkeyi kuşatmalıdır. Bu ülkede Sam Amca’nın samyeli iklimi çoraklaştırmamalıdır. Diyarbakır Meydanı’nda olmayan tek bir bayrağı mı barıştır? Bu barışta Türk milletinin bayrağına o meydanlarda yer yok mudur? Gümüşhane’den ve ülkenin her karış toprağından yükselen ay yıldızlı al bayrak olmalıyız. Hepimiz Müslüman-Türk milleti olarak tek milletiz. Bu haykırış o vadilerdeki sarp kayalarda yankılanmalı ve bütün bölücü karargahlarda duyulmalıdır. Bütün bölücü odakların ve ihanet odaklarının içlerine korku salınmalıdır. Bu ülkeyi ne böldürecek ne de bu ülkenin çakıl taşını hiç kimseye verdirmeyeceğiz. Bölücülere verilen her taviz, onları azdırır onlara yeni mevziler kazandırır. Şark meselesi avuntusu, Sevr özlemi çeken, haçlı ve Siyonist mahfiller bayram eder. Bu ülkede hep birlikte bayram edecek, sonsuza kadar bir ve beraber yaşayacağız.  
Sabri Şenel
Editör: TE Bilisim