Ameliyatı gerçekleştiren OMÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Bölümü doktorlarından Doç. Dr. İlhan Karabıçak ve Yrd. Doç. Dr. Kağan Karabulut, “Normal şartlarda böyle bir ameliyatı yapmak için 20-25 santimetrelik kesi yapılması gerekiyordu. Haliyle hastalar ameliyat sonrası ciddi ağrı duyuyor ve aynı zamanda daha geç iyileşiyorlardı.” dedi. 37 yaşındaki genç doktor Karabıçak, uyguladıkları tekniğin normal ameliyatlara göre daha çabuk yara iyileşmesi, hastanın hastaneden çok daha erken taburcu olması gibi faydaları ve kozmetik üstünlüğün olduğunu vurguladı. “Normalde bu ameliyatlar açık yöntemle yapılıyordu. Haliyle hastalar ameliyat sonrası ciddi ağrı duyuyorlar. Özellikle genç bayanlar bu kadar büyük ameliyat izini istemiyorlar.” dedi.
Dünyadaki yeni yöntemleri yakından takip ettiklerini belirten Doç. Dr. İlhan Karabıçak, “Bu hastalık çok nadir görülmektedir. Dünyada her 1 milyonda 4 kişide görülen bir hastalık türü. Bundan dolayı tanısı çok zor konulmaktadır. Biz SILS tekniğini insülinoma tedavisinde ilk defa denedik. Araştırdığımızda yaptığımız ameliyatın benzerinin şimdiye kadar dünya da 4 kez yapıldığını ama insülinoma için ilk defa yapıldığını saptadık. Bir ilkin OMÜ’de gerçekleşmiş olması bizi çok mutlu etti.” şeklinde konuştu.
İnsülinoma tümörü saptanan iki hastayı OMÜ’de 3 hafta ara ile ameliyat ettiklerini belirten Yrd. Doç. Dr. Kağan Karabulut, tek kesiden kapalı ameliyatta hastanın pankreası ve dalağının karın içine yerleştirilen özel bir torbaya konulduğunu, sonrasında hastanın dalağının poşet içinde küçük parçalara ayrılıp karın dışına çıkartıldığı, çıkarılan pankreasın doku bütünlüğü bozulmadan ameliyatın tamamlandığını vurguladı.
4 yıldır baş ağrısı, asabiyet, baş dönmesi, şuur kaybı gibi şikâyetleri ile hastane hastane dolaştığını belirten 63 yaşındaki Mustafa Torun, hastalığının ilk kez burada doğru olarak teşhis edildiğini söyledi. Yapılan tetkikler sonucunda pankreasında insülin hormonu salgılayan bir tümör tespit edilmesi üzerine ameliyata alındığını kaydeden Torun, “Normalde benim hastalığıma sahip olan hastalar açık teknikle veya laparoskopik olarak ameliyat ediliyormuş. Ancak doktorlar bu hastalık için ilk defa bende uygulanan yöntemle göbeğimden 2.5 santimetrelik delik açılarak pankreasımın bir kısmını ve dalağımı aldılar. Ameliyat akşamı hiç ameliyat olmamış kadar rahat geçirdim. Kendimi bu yöntemi uygulayan doktorlar sayesinde hiç ameliyat olmamış gibi hissediyorum. Vücudumda sadece 2.5 santimetrelik bir kesi var. Ziyarete gelenler yatakta yatacağımı düşünüyor ama beni ayakta görünce 'ne zaman ameliyat olacaksın' diye soruyorlar. Ben de 'ameliyat oldum' deyince şaşırıyorlar.” diye konuştu.
Kapalı yöntemle pankreasındaki tümörü çıkartılan ikinci hasta olan 58 yaşındaki Şehri Baysal, 2 yıldır sürekli bayıldığını, son 1 aydır hastanede şeker içeren serum ile yaşayabildiğini belirtti. Kapalı yöntem ile ameliyat olduğu gün kan şekerinin düzeldiğini belirten Baysal, “Kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmemiştim. Ameliyat sonrası günlerce ağrı çekeceğimi düşünüyordum. Hatta ameliyattan çıktıktan sonra bana yemek yiyebilirsin dediklerinde 'ameliyat olmadım mı' diye sorduğumu hatırlıyorum.” dedi.
Doç. Dr. İlhan Karabıçak, iki yıl önce da halk arasında köpek kisti olarak bilinen hastalığın tedavisinde uyguladığı cerrahi yöntem ile literatüre geçmişti.
Editör: TE Bilisim
