Atsız Hoca'nın Kabrinde Toplanan Ülkücüler, İstiklal Marşını okuyup,Ülkücü Şehitler ve Türk Dünyası Büyükleri için 

saygı duruşunda bulundular.

Programa katılanlar arasında ;

MHP MYK Üyeleri,MHP İl Divan ve Yönetim üyeleri,İl Ocak Yönetimi,MHP İlçe Başkanları,İlçe Ocak Başkanları,Üniversiteli Bozkurtlar,Asenalar,Sivil Toplum Kuruluş Başkanları ile çok sayıda gönüldaşımız katıldı.

İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Sayın Gökmen Kantar,kabir başında şöyle hitap etti :

 

Dünya'da kapitalizmin büyük buhranlar ve depremler yaşadığı bir dönemde inancını ve ilhamını Büyük Türk milletinden alan;Türk Milliyetçileri bundan 69 yıl önce ülkemizde ortaya çıkış şekli ve taşıdığı anlam açısında çok mühim bir olaya ''3 Mayıs 1944 tarihinde" tanıklık etmiş cesur ve azimli tavırlarıyla Türk tarihine ebedi imzalarını atmışlardır.Bunun içindir ki sahip oldukları vatan ve millet sevgisinin,hangi şart altında olursa olsun savunmaları ve bizlere "miras" olarak ulaştırmaları karşısında bu yiğit dava adamlarının ve kahramanlarının haklarını ödemek ve mirasçıları olmak elbette kolay değildir. 

3 Mayıs 1944 olayları merhum Hüseyin Nihal Atsız'ın mesnetsiz iddialar üzerine hakkında açılan dava ile başlamıştır.Bu tarihte Türk Milliyetçisi gençler, her türlü baskı ve zulme rağmen demokratik tavrın ilk örneğini ortaya koyarak; Türklüğü aşağılayan bölücü ve yıkıcı tehdit ve dayatmaları "teşhis" etmişlerdir.

 

Yeni Anayasa devleti yıkmaksa ne yapmalı? Yeni Anayasa devleti yıkmaksa ne yapmalı?

Bu yıkıcı ve dayatmacı dış odakları senaryoların karşısında dimdik bir şekilde ayakta duran Türk Milliyetçilerinin muhalefetinden tedirgin olan dönemin iktidar sahipleri; yüzü aşkın genci tutuklamış bir çoğuna işkence ederek eziyete maruz bırakmıştır.Bu amaçları doğrultusunda milli şef ve bürokrasisi, Yiğit Türk evlatlarına her türlü işkenceyi uygularken hiçbir şekilde hicapta duymamışlar aksine kin ve nefretlerinin kusmuşlardır. 

Ne hazindir ki ! Devletin kuruluş felsefesi olan "Türk Milliyetçiliği" bu kötü niyetli kişiler tarafından "vatan hainliği" gibi ağır bir suç unsuruna dönüştürebilmek istenmiştir. 


Fakat baskı ve zorbalıkla susturulacağı zannedilen bu dava, inançlı ve cesur dava adamları sayesinde "Bir ölür,Bin diriliriz" düsturuyla zindanlardan çıkmış ve daha büyük bir imanla ülkü ateşini yeniden harmanlamayı başarabilmiştir.İşte bu kutlu tarih ( 3 Mayıs ) matem yerine coşkunun temsilcisi olmuş, davamızın fikirden harekete geçişinin öncülügünü yapmış işaret fişeği olmuştur. 

Bugünde ülkemizin geldiği noktada,Türk Milliyetçiliğinin önündeki engellerin artarak varlığının sürdürdüğü ne yazık ki ortadadır.Yaşadığımız devirde artık Türk Kimliği yıpratılmakta,bölücülük ise demokrasi kisvesi pazarlanmaya çalışılmaktadır.Buna karşın milli birlik ve bütünlüğe sahip çıkan her fikir ırkçılık ve faşizmle eşdeğer tutularak hakarete maruz bırakılmaktadır.Ancak buradan bir kez daha vurgulama ihtiyacı hissediyorum ki tüm baskılara rağmen, Türk Milletini şanlı mazisinden onurlu gelecegine taşıyacak olan topluluk: Yine Türk Milliyetçileri yani Milliyetçi-Ülkücü hareketin temsilcileridir.Bizler var oldukça bu topraklarda 3 Mayıs kutlanacaktır.Bundan kimsenin şüphesi olmasın. 

Bu duygu ve düşüncelerle Büyük Türk Milletinin ve Türk Milliyetçilerinin bu kutlu günü kutlarken; Başta Başbuğumuz Alparslan Türkeş,Hüseyin Nihal Atsız'ı , Osman Yüksel Serdengeçti, Zeki Velidi Togan,Hasan Ferit Cansever,Reha Oğuz Türkkan,Hüseyin Namık Orkun,Necdet Sancar,Hikmet Tanju,Fethi Tevetoğlu olmak üzere 3 Mayıs 1994'ün bütün fedakar, cefakar Milliyetçi kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyor.Ruhları şad mekanları cennet olsun diyorum.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE, Sözleri ile tamamladı.

 

Kabir'de Yapılan Dua'lar ve konuşmalarının ardından İl Başkanları MYK Üyeleri ile birlikte kabiri çiçek bahçesine çevirip suladılar.

Editör: TE Bilisim