Devletlerin tüm politikalarının merkezinde çıkarları olduğunu bilinen bir gerçektir.

Çıkarlar bazen bir devleti müslümanları koruyucu bir konuma itebilir. Aldanmamak gerek.

Hemen örneğini verelim ABD Senatosu Uygur meselesinden dolayı Çin'e yaptırım kararı aldı.

Bazı Çinli yetkililer yaptırıma uğrayacak? Şu durumda nasıl düşünmeliyiz. ABD Müslüman Uygurlara hami/koruma mı oldu diyeceğiz... Yoksa 

Yoksa ABD çıkarları gereği Çin'i sıkıştırmak için Uygur kartına sarılıyor" mu demeliyiz?

Elbettte Uygur Türkleri de ABD'nin Türkistan hayranı olmadığını iyi biliyordur ama dedik ya devletlerarası ilişkiler ve çıkarlar dengesi. 

Çin'e karşı Uygurların hukukunu savunan ABD'nin Filistinliler meselesindeki tavrını çok net biliyoruz. 

Mısır halkının iradesine saygı duymadığını da...

15 Temmuz darbecilerinin arkasında olduğunu da...

YPG/PKK desteğini de...

Yani ABD'nin merhameti değil; çıkarları vardır. 

İsrail-İran geriliminde Cihat Yaycı'dan çarpıcı yorum: Bu bir cambaza bak savaşıdır' diyerek Türkiye'yi uyardı İsrail-İran geriliminde Cihat Yaycı'dan çarpıcı yorum: Bu bir cambaza bak savaşıdır' diyerek Türkiye'yi uyardı

Muhtemelen Çin Yönetimi ABD'nin Uygur Müslüman Türk toplumuna verdiği -sözde- desteği korkunç cinayetlerin bir aracına dönüştürecektir.

Hak taleplerini "siz Amerikan'nın ajanısınız" gerici ve ilkel dili ile bastırmaya çalışacaktır.

Asimilasyon katmerli bir şekilde sürecektir.

Çözüm aslında o kadar da zor değil!

İslam Dünyası kardeşlik hukuku temelli bir yaklaşımla Uygurlara sahip çıkan bir dil ve politik söylem geliştirebilseydi ne ABD'nin manipülatif/pragmatist siyaseti Uygurlara zarar verirdi ne de Çin'in sömürgeci/asimilasyonist politikaları devasa bir müslüman toplumu esir alabilirdi.

ABD'nin Uygur Politikası Çin'e kısmi bir zarar verebilir ama Uygurlara herhangi bir fayda vermeyecektir. ABD Uygur/Türkistan meselesini bir pazarlık aracına dönüştürme dışında herhangi bir hedefin peşinde değildir.

ABD Uygurların hukukunu savunuyorsa...

Editör: TE Bilisim