Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı! Ey Gümüşhane siyasetçileri! Ey Gümüşhane bürokratları! Ey Kürtün halkı!
Sigaranın dünya genelinde her yıl 5.4 milyon kişinin ölümüne neden olduğu belirtildi. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, akciğer kanserinin yüzde 90’ının sigaradan kaynaklandığını söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) önderliğinde, tütün ürünleri tüketiminin ve tütün dumanına maruz kalmanın yol açtığı sorunlara karşı yürütülen mücadele kapsamında dünya ülkelerinde her yıl 31 Mayıs günü “Dünya Tütünsüz Günü” olarak kabul ediliyor. Oldukça yaygın şekilde kullanılan tütün ürünleri sağlık üzerinde kalıcı hasarlara yolaçtığı belirtildi. Kanserin, kökeninde yaygın tütün kullanımının olduğunu belirten Prof. Dr. Başak Oyan Uluç, bu hastalığın günümüzde ölüm nedenleri arasında 2. sırada yer aldığına dikkat çekti.

TÜTÜN AZALDIKÇA KANSER AZALIYOR

Kanserden ölümlerin yüzde 30’undan, akciğer kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 90’ından sigaranın sorumlu olduğunu belirten Prof. Dr. Uluç, sigara kullanımını azaltmaya yönelik alınan önlemlerin etkileri şöyle anlattı: “Bir ülkede tütün kullanımı azaldıkça akciğer kanseri de azalmaktadır. Türkiye’de son yıllarda başarıyla uygulanan dumansız hava sahası gibi önlemler sayesinde sigara kullananların sayısında azalma sağlanmıştır. Bu azalma, özellikle erkeklerdeki akciğer kanseri görülme sıklığına da yansımaya başlamıştır. Sigara yasağının olumlu etkileri gelecek 10 yıl içinde akciğer kanseri ve buna bağlı ölümlerde kaydedilen azalmayla görülecektir. Ancak yasağın ilk başladığı döneme göre denetimlerde gevşeme olduğu, halka açık bazı sosyal alanlarda bu yasağa uyulmadığı görülmektedir.”

İMMÜNOTERAPİYLE UMUT VERİCİ SONUÇLAR

Son yıllarda akciğer kanserinde umut verici sonuçların immünoterapi çalışmalarından gelmeye başladığını ifade eden Uluç, kısa süre içinde ilaçların piyasaya çıkacağını belirtti. Uluç tedaviyle ilgili şunları söyledi: “Sağlıklı bir immün sistem aktifleştiği zaman, bunun normal dokulara da zarar vermesini önlemek için belli bir süre sonra fren mekanizmaları devreye girmekte ve bağışıklık sisteminin saldırısını durdurmaktadır. İşte fren mekanizmalarından en önemlilerinden biri PD-1 reseptörüdür. PD-1 reseptörü aktifleştiği zaman, bağışıklık sistemi tümöre karşı tolerans geliştirmekte ve immün sistemin tümöre saldırısı durmaktadır. PD-1’i hedefleyen nivolumab ve pembrolizumab isimli ilaçlar bağışıklık sisteminin başlattığı saldırıyı frenleyen PD-1 reseptörünün aktifleşmesini önlemekte ve bu şekilde immün sistem tümöre tolerans geliştirmeyip, tümörü yok etmektedir. Daha önce aldığı tedavilere direnç geliştirmiş olan hastalarda PD-1’i hedefleyen immünoterapi ilaçlarının etkili olduğu klinik çalışmalarda gösterilmiştir ve yeni çalışmalar devam etmektedir. Bu ilaçların en önemli avantajı moleküler değişiklikleri olsun olmasın tüm küçük hücreli-dışı akciğer kanserlerinde etkili olmalarıdır.”

İmmünoterapinin akciğer kanseri dışında çok sayıda farklı kanser türünde cilt kanseri ve böbrek tümörlerinde de etkili olduğunu söyleyen Uluç, immünoterapilerin gelecek 10 yılda kanser tedavisinin belkemiğini oluşturması ve kanserlerin yüzde 60’ında kullanılmaya başlanmasının beklendiğini söyledi.


Cihan

Editör: TE Bilisim