İsmet Büyükataman'ın açıklamaları şu şekilde:

Türk milletinin adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun isminin Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamasının ardından AKP ve yandaşlarını bir telaş hali almıştır. Cumhurbaşkanlığını çantada keklik görenlerin oyunları bozulmuştur.
Toplumu her fırsatta kutuplaştıran, bu kutuplaştırmanın etkisiyle gündelik çıkarıyla bugüne kadar iktidarda kalan Başbakan, kutuplaştırdığı kitlenin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini gayet iyi bilmektedir. Yol arkadaşı PKK ve onun siyasal uzantıları da ikinci tur için kendisinden daha fazla taviz koparmak adına yanında şimdilik yer almamıştır.
Daha önceden AKP’ye güvenen ve siyasi tercihini bu yönde kullanan aziz vatandaşlarımız da PKK ile yürünen yolda ve ateş çemberine dönen Ortadoğu’da ihanete ortak olmama düşüncesi ile yurt genelinde AKP’yi terk etmeye başlamıştır.
Bu durum ise zaten ne yapacağını şaşırmış bir halde bulunan Başbakan Erdoğan’ın öfkesini daha da artırmakta ve yeni oy kapıları, yeni çıkış yolları arama uğraşı içerisine sokmaktadır.

Bunun üzerine her zaman olduğu gibi yine ülkücü camiayı istismar çalışmalarına başlamıştır. Anne ve babasının cenazesine gelmediği ancak ihtiyacı olduğunda sahte gözyaşları döküp ülkücü oy devşirmeye çalıştığı ülkücü şehitler bir anda akıllarına gelmiştir.

Ciddi bir algı yönetimi ve psikolojik harekâtın yürütüldüğü AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilen hiçbir eylemin ve dile getirilen hiçbir söylemin tesadüfi olmadığı aziz milletimiz tarafından artık çok iyi bilinmektedir.
Sosyal medya üzerinden öncelikle kendilerine ülkücü süsü verilen troller başta olmak üzere, “İkinci turda Erdoğan’ı PKK’ya muhtaç etmeyin.” söylemleriyle ve çeşitli toplum mühendislikleriyle ülkücü camia üzerinde bir algı operasyonu yapılmaktadır. Tayyip Erdoğan ve avanesi bilmedir ki; “Alçak bir yöntem kullanılarak şerefli bir hedefe ulaşılmaz.”
Türk milletinin derdini kendine dert etmeyen, Türk milletinin endişesini yüreğinde hissetmeyip, Türk milletiyle kederde, tasada, neşe ve kıvançta bir olmayan AKP ve HDP’nin bizim için birbirinden hiçbir farkı yoktur.
Görünen odur ki; AKP iktidarı kendi yarattığı sorunlar denizinde hayat mücadelesi vermekte ve yükselen milliyetçilik dalgalarına karşı kendisini korumanın yollarını aramaktadır. Bu sert dalgalar, iktidar için papaz elbisesi bile giyerim, diyen Başbakan Erdoğan’ın bir kez daha her renge utanmadan girebileceğini göstermiştir.
Çünkü Başbakan’ın tek derdi oy, tek amacı iktidardır. Bunları elde ettiğinde ise tek dostu bölücübaşı ve tek düşmanı Türklük olmaktadır.

‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’

Kendisine karşı dahi dürüst olamayan, kendisine yalan söyleyen, yalanı meslek haline getiren, her ağzını açtığında kin ve nefret kusan bir kişi başka birini sevebilir mi? Kendi kalbi ile barışık olmayan birisinin başkalarıyla iyi geçinmesi mümkün müdür? Kendi kendisinden canı sıkılan, kendinden yorulmuş birisi içinde yaşadığı topluma mutluluk verebilir mi?

Allah, Fırat'ın kıyısında kaybolan bir koyunu Hz. Ömer’den sorarsa; fakir fukaranın 2,2 katrilyonunu iç edenden her halükarda bunun hesabını sorar. Erdoğan, korkulu rüyaları olan yüce divandan ve bu aziz millete hesap vermekten kaçamayacaktır.
Şüphesiz ki aziz milletimiz sandık başına gittiğinde bu kara senaryoların bedelini ödetecek ve bebek katilinden barış elçisi, peşmerge başından gurur kaynağı, terör örgütünden merhamet makamı ve bölücülük çığırtkanlarından barış heyeti oluşturan AKP iktidarından, yüce divana gönderilecek bir ihanet takımı oluşturacaktır.

Editör: TE Bilisim