“ Yaz bakalım, on emrimi söylüyorum. Yarın ziyaretime gelecek elemanlara verelim, duyursunlar! ”
Yıllar önce Dönemin Başbakanı Recep tarafından Hakan Fidan eliyle başlatılan ikili görüşmeler sonucu, İmralı Apo’sunun biti kanlanmış, beli doğrulmuş, ellerindeki şehit kanlarına rağmen çevresindeki Türk Askerlerine emir verir hale gelmişti! Eee boru değil ya, muhatabı Cumhur’un Başı idi.
Adam yerine konmak ne güzeldi yahu!
Hem yakın tarihin en kanlı “NARKO-TERÖR” örgütünü kur, yabancı istihbarat kuruluşların maşası olarak kendi ülkene zarar ver, on binlerce insanın ölüm emrini ver, on binlerce gencin uyuşturucu ile zehirlenmesine sebep ol, sonra da çapsız bir sürü siyasetçi gelip sana yalvarsın!
“ Aman Apocuğum, canım Apocuğum, bak önümüzde seçim var, hadi bize yine kıyak yap. Örgüte silah bıraktır, hiç olmazsa silah bırakacak gibi yapsınlar, ama istersen sonradan bırakmasınlar! ”
İmralı Apo’sunun 10 emrini alan PKK postacıları, bunu eski “Yeni Şafak” yazarı ve Erdoğan’ın başdanışmanı Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a verdiler.
Lepiska saçlı Yalçın 10 emri okudu ve “Oha, dedi. Bu kadar açık yazılır mı Sırrı? Sen bunun bir kopyasını Kandil’e götür, ben ise bu on emrin üzerini çikolata-şeker ile kaplayayım da Türk Milletine yutturalım. Yutmayan da gargara yapsın kardeşim. Süreç bu! Ya uyacaklar, ya uyacaklar…”
Sonunda Dolmabahçe Sarayında kurulan “Çadır Tiyatrosunda” yazarı ve düzenleyicisi AKPKK olan “Sarayda Silah Bırakma” oyunu sahnelendi. Önce Artiz Sırrı, sonra da Lepiska Yalçın konuştular. Verilen talimata uyan televizyonlar derhal canlı yayına geçtiler ve Türk Milletine müjdeler verdiler!
Neler neler söylediler! Barış gelmiş, PKK silah bırakmış, huzur gelmiş, analar artık ağlamayacakmış!
AKPKK’nın yalan balonu şiştikçe şişti ve koskocaman oldu. Fakat aynı gün alçağın biri, Kandil’den biri, bir söz söyledi, balon güüüm diye patladı!
“ PKK Silah bırakacak lafı, demagojidir ” dedi, iyi mi?
Değerli Okurlar;
Ne AKP Hükümeti, ne İmralı Apo’su, ne de PKK Yetkilileri, Türk Milletine doğruyu söylemiyorlar, söyleyemiyorlar. Bu on madde var ya, bunun gerçek yüzünü açmak gerek. Onlar açamıyorlarsa, biz açalım.
Türk Milleti kabul eder veya etmez. Orası Türk Milletinin bileceği bir iştir.
- İmralı Apo’su dâhil, ne kadar katil varsa hepsi için Genel Af çıkacak.
- Bölgeye Demokratik Özerklik verilecek.
- Özerk Bölge veya moda adıyla “KANTON”, kendi savunma güçlerini kuracak. Vergi toplayacak. Kendi bayrağını ve marşını oluşturacak.
- Kürtçe eğitim ve öğretim yapılacak. Türkçe, yabancı dil olarak öğretilecek!
- Koruculuk Sistemi kalkacak.
- Kürt Kimliği, devletin kurucu unsuru olarak yeni anayasaya yazılacak.
- PKK, Kürt Ordusu olarak tanınacak.
- Ulus devlet yıkılacak, çok uluslu yeni bir devlet kurulacak…
İmralı Apo’sunun ve AKPKK’nın gerçek istekleri şimdilik bunlardır.
Eğer bunlar gerçekleşirse, 2015 seçimlerinden sonra, Türkiye’den ayrılma ve Büyük Kürdistan’a katılma talebi gelecektir.
İstediğiniz kadar karşı çıkın, Emperyalist Devletler derhal müdahale edecekler ve bölgede yapılacak plebisit sonucu, kopma gerçekleşecektir…
Canınız çok mu yandı? Yanar tabii ki, yanmaz mı?
Hangi etnik kökenden olursa olsun, inancı ne olursa olsun Türkiye’yi “VATAN” kabul eden, bir ve beraber yaşamak isteyen hepimizin canı yanıyor.
Vatanı ve Türk Milletini savunmaktan başka hiçbir günahı olmayan on binlerce gencimizin canını almış katillerin, AKP tarafından baştacı edildiğini görünce canımız çok yanıyor.
Bela, başımıza ilk defa gelmiyor. Tarih boyunca defalarca denenmiş pis oyunlar bunlar. Her defasında Türk Milleti olarak bunları def etmeyi becerdik.
Kimi zaman nasihat ederek, kimi zaman da savaşarak vatanımızın ve milletimizin birliğini ve bütünlüğünü koruduk.
Bu kez Türk Milleti olarak yapmamız gereken tek iş var;
“SANDIĞA GİTMEK, GİTMEYENİ GÖTÜRMEK, AKP VE PKK PİYONLARINA ASLA OY VERMEMEK, HER BİRİMİZİN AKP’ YE OY VERECEK BİR KİŞİYE GERÇEKLERİ AÇIKLAMASI VE AKP’ YE OY VEMEMESİNİ SAĞLAMAK.”
Bu çalışmaya önce kendi evinizden, yakın akrabalarınızdan başlamalısınız. Sonra tanıdığınız, sohbet ettiğiniz komşularınıza anlatacaksınız. Yanınızda çalışan kişiler varsa, onları da aydınlatacaksınız.
Bu çalışmalar halka-halka büyüdükçe, ülkemize güneş doğacak, cehalet-karanlık-yobazlık-
Haydi çalışmaya! Bu bir seçim çalışması değil, kutsal bir vatan görevidir…
Sağlık ve başarı dileklerimle 04 Mart 2015
Rifat Serdaroğlu
KAYNAK : www.rifatserdaroglu.com
Editör: TE Bilisim
