Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile..

"Allah'ım sana nasıl şükredebilirim ki"!

Benim şükrüm bile;

Senin verdiğin bir nimettir...

Hz. Davud (a.s)

Dünyɑdɑ ɑçlɑr ile obezlerin sɑyısı eşit. Açlɑr çöplüklerden toplɑdığı;

Obezler ise McDonɑlds'tɑn ɑldıklɑrı çöplerle besleniyorlɑr.

FAKİR GÖNÜL

Kızının arada bir çalınan kapılarına koşarken ki heyecanını üzülerek izlerdi Zeynep hanım. Yemek tepsisini kucağına alıp zengin komşularının hizmetçisine teşekkürler ederken tatlı diliyle, hizmetçi kadında pek bir utanırdı küçük kızın bu halinden. Hanımın gönderdiği artık yemekleri bile anlamıyordu  o çocuk aklıyla. Her haliyle sofra artığı olduğu belli olan yiyeceklere  de öyle bir bakışı vardı ki Melike’nin...

Kendini bildi bileli hep bir yokluk hep bir sıkıntı gördüğü için, hizmetçi  kadının getirdiği artık yemekler dahi ona lezzetli gelirdi. Sadece tepsiyi içeriye götürdüğünde annesinin yüz ifadesini anlayamıyordu.

-"Anne bak Saliha abla yine yemek getirdi. Ne kadar güzel değil mi? "Sorduğu sorulara da çoğu zaman cevap alamazken, anne babasının konuşmaları da aklına yer ederdi ister istemez...

-"Yine göndermiş bak çürük meyveleri. Zengin olsa ne olacak?

Gönlü fakir kadının. Kendince sevaba giriyor işte.

"Anne babasını fısıltıyla  konuştuklarını duymakla kalmayıp, kendi aklında da anlamaya çalışıyordu

YAD Tonyukuk Danışma Kurulu bildiri yayınladı YAD Tonyukuk Danışma Kurulu bildiri yayınladı

__"Demek köşk 'ün sahibi de fakir biri. O yüzden böyle çürük meyveler gönderiyor bize" diye geçiriyordu içinden.

Ama çok iyi bir insandı  ki kendilerine böyle sürekli yemek gönderiyordu...

Aylar sonra küçük Melike’nin babası iş bulmuş akşamına da elleri dolu gelmişti eve.

Zeynep hanım o akşam çok güzel yemeklerle donatmıştı sofrayı.

Babası, bulduğu işi anlatırken annesine, Melike sessizce içeriye gitti.

Babasının getirdiği meyvelerden en güzellerini bir tabağa doldurdu, bir tabak ta yediği o güzel yemekten koydu tepsiye. Küçük adımlarla köşkün kapısına yöneldi sonrasında,

Bahçe kapısını ayaklarıyla itip, merdivenleri çıktı, ayağıyla çaldı köşkün kapısını,

Kapıyı köşkün sahibi Nebahat hanım açmıştı...

__"Bu nedir?" diye sordu şaşkınlıkla.

Melike’nin cevabı öyle içten olmuştu ki

__"Her zaman bize yemek ve meyve gönderiyordunuz, Öyle seviniyordum ki, Ama meyveler her zaman çürük olurdu, Yemeklerde de ekşi bir tat oluyordu, Bugün babam işe girdi biliyor musunuz? Eve getirdikleriyle annem öyle güzel yemekler yaptı ki, Ama siz böyle kötü yemekler, çürük meyveler yerken bunlar benim boğazımdan geçmedi. En güzel meyveleri seçtim sizin için. Annemin o güzel yemeğinden de getirdim"....

***

Allah’ım! Günümüzü hayırlı eyle.

Emeğimizi değerli eyle.

Amelimizi makbul eyle.

Niyetimizi sahih eyle.

İçinde bulunduğumuz durumdan hayırla çıkmayı nasip eyle.

Darda kalmışlara imdat eyle.

Borç yükü taşıyanlara ödeme kolaylığı lütfeyle.

Allah’ım!

Altından kalkamayacağımız  borçtan, düşmanın galip gelmesinden ve düşmanları sevindirecek bir musibete dûçâr olmaktan Sana sığınırız.

Yolumuzu kolay eyle...Amin!

Alıntı

 

Editör: TE Bilisim