ALEMLERE RAHMET…
Bir insan düşünün; Doğup büyüdüğü topraklarda yaşatmıyorlar onu, her türlü entrikayı yapıyorlar. Defalarca suikast düzenliyorlar (8/30).
Ve sonuçta göç etmek zorunda bırakıyorlar (17/76). Öz yurdunu, evini, barkını bırakıp göç ediyor. Göç yolunda öldürülmekten –mağaraya sığınarak- kıl payı kurtuluyor (8/30;9/40).
Fakat gittiği diyarda da rahat bırakmıyorlar onu. Arkadan saldırıyorlar, savaş açıyorlar. Onlarca arkadaşını ve akrabasını öldürüyorlar (3/140).
Saldırmazlık anlaşması yaptıkları halde anlaşmayı bozup ihanet ediyorlar (9/1,3).
Yıllarca hac ve umre için bile öz yurduna (Mekke’ye) giremiyor. Sokmuyorlar onu oraya (48/25). .
Ve tam 20 yıl sürüyor onların bu işkenceleri…
.
Ama O;
Vaktiyle baskı ve zorbalıkla göç etmek zorunda bırakıldığı öz yurduna (Mekke’ye) muzaffer bir komutan/devlet başkanı olarak döndüğü ve 20 yılı aşkın bir süredir kendisine bu işkenceleri yapanların heyecandan titreyerek bekledikleri bir anda (48/24), onlara, ‘Korkmayın, bugün size kınama yok’ diyor ve zerre miktar intikam hissi taşımadan Rabbine hamd için secdeye kapanıyor (110/3).
.
Yıllarca O’na işkence edenler -muzaffer bir komutan olarak döndüğü için- ‘şimdi bizden intikamını alacak’ diye düşünürken, heyecan ve korku ile O’nun ağzına bakarken, O ‘Rabbim! Beni bağışla, beni affet…’ diye istiğfarda bulunuyor (110/3).
.
Ey ‘kitap nedir-iman nedir bilmeyen’(42/52) bir beşeri –kitabınla- alemlere rahmet yapan(21/107) Rabbim! Rahmetini bize de ulaştır.
Ey ‘birbirine düşman olanları, kalplerini birleştirerek kardeş yapan’(3/103) Rabbim! Sen bizim de kalplerimizi birleştir. Sen bizi de onlar gibi kardeş yap. Sen bizi de uçurumun kenarından kurtar. Rabbim! Bizim başka çaremiz/kurtuluşumuz yok!
.
Allah'ın ipine hep birlikte sıkıca sarılın. Tefrikaya düşmeyin. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşman idiniz de O kalplerinizi birleştirmiş ve O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Ve O sizi ateş çukurunun kenarından kurtarmıştı. İşte doğru yola ulaşasınız diye Allah size âyetlerini böyle beyan ediyor (Ali İmran 3/103).
Fuat Çiçekli
Fuat Çiçekli
Editör: TE Bilisim