Doğruyum!
Çalışkanım… Varlığım, Türk Varlığına Armağan Olsun!
Nedir bu hazımsızlık kardeşim?!.
Türkelinde, Türk Milleti kendine ant kıldığı ve çocuklarına söylettiği veciz bir nesri, hukuk kararlarında kurtarmaya çalışıyor. Adeta iadeyi itibar aranıyor…
Ant’da sizi kıllandıran, kabız yapan hangi kelime, hangi fiil var da yine pirelendiniz?
Danıştay niye şimdi böyle karar açıklarmış?!.
Bre hödükler.. biz bu işi unuttuk mu sanırdınız?..
Ulan teresler.. bu millet kendine “Türk” demeyecek de sizler yavşayacaksınız ya!..
Başbuğ Mustafa Kemal’in yolundan şaşırtacaksınız ya!.. Milli şuur, tarih ve yurt sevgisini kavlatacaksınız ya! Hiç tevili yok, aklınıza, hazımsızlığınıza ve “Türklük” nahoşluğunuza tüküreyim…
Esas ayıp olan Danıştay kararına mahkum kılınmaklığıdır…
Türk Milleti her zemin ve halde sahip çıkamadığının esasta mahçupluğunu duymalıdır. En safi cümleler bütününde dahi kim kimi seviyor ve koruyor memlekette?!.
İşte o Ant’da yazılan bir erdemli vazifenin bile şuur ve vazife sorumluluğunu göremeyen kafalar yırtık dondan çıkar gibiler…
Gelin şu sorunu çözün madem ki…
Türkiye’de Türk, kendine, andına, yazı ve yazgısına; töre ve tüzesine “Türk” demesinde ne etsin; haydi akıl verin! Ben Anadoluluyum…
Ben Türkiyeliyim…
Ben ümmetim… Ben Müslümanım! Türk.. ııhh olmaz!!!
Müslüman Türk olmaz…
Anadolulu Türk olmaz; eh.. andı hiç olmaz!
Türk lafzıyla sorununuz olduğu sürece başa dönersiniz. Andın ırkçılıkla alakası yoktur. Her millet kendiyle övünür. Milli motive, odaklanma önemlidir; toplumsal sıhhat ve dayanışma tevarüs eder. Çocuklarımıza bu duyguyu vermekte beis yoktur!
Türklüğe ve onunla ilintili her yazında ırkçılık arayanlara, Allah belasını verir!
Ne Mutlu Türk’üm Diyene!..
Murat Taşdan
