Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara! Yeni bir milliyetçilik yaklaşımı arayanlara!
Osmanlı'yı kısa sürede aşiretten devlete ve imparatorluğa yükselten büyük ekonomik gücün gizemi, Ankara Tiftik Keçisidir desek yanlış olmaz.
1220'lerde, Osman bey' in dedesi Süleyman Şah, Tiftik keçisini Türkistan'tan Anadolu'ya getirmişti. 
Süleyman Şah 1229'da ölünce oğulları Kayseri'den Ankara'ya kadar uzanan bölgede tiftik keçisi sürüleriyle yayılıp yerleşmiş ve bölgeyi yurt edinmişlerdi.
Ankara ve çevresinde halk tiftikten İpek gibi kumaşlar dokuyordu.
Türklerin dokuduğu tiftik kumaşının ünü Ankara'dan tüm dünyaya yayıldı. Avrupa'da  -Ankara keçisi- (Angora Goat) adıyla anılmaya başlandı.
Selçuklu döneminde üretilen Türk kumaşları, bezleri ve halıları zaten Avrupa ve İtalya pazarlarında tanınıyordu.
Tiftikten dokunan Moher ya da Sof'larla  pamuklu dokumalar ve ipekli kadifeler ünlüydü.
15. Yüzyılda - Yeniçeri Çuhası- diye anılan kumaşlar dış ülkelerde ilgi görüyordu.
Tıpkı ipek kumaş gibi, Osmanlı ekonomisinin bel kemiği ve en çok gelir getiren ihracat ürünü Tiftik kumaşıydı.
Avrupa'da öyle talep görüyordu ki, Osmanlı yönetimi talebi karşılayamaz olmuştu.
Avrupa, - bize damızlık Ankara Keçisi satın- demeye başladı.
Osmanlı'nın dünyadaki tiftik keçisi kumaşı tekelini kırmaya yönelik bir girişimdi bu.
Sultanlar bunu anlayınca işlenmemiş ham tiftik ve Ankara keçisi dışsatımına yasak getirdiler.
Bunlar kesinlikle yabancıya satılmayacaktı. Sadece işlenmiş tiftik ürünleri satılacaktı.
Bundan sonra Avrupalılar Osmanlı topraklarından damızlık Ankara Keçisi kaçırma girişimlerine başladılar.
O tarihlerde Ankara, Çankırı, Beypazarı, Nallıhan ve Kalecik'te 1355 tiftik tezgahı bulunuyordu. Yıllık 20.000 top kumaş yurt dışına satılıyordu.
Birkaç defa, 1711, 1740, 1778 yıllarında Ankara Keçisi kaçırma işi oldu. Ancak götürülen keçiler hava uyumsuzluğundan dolayı yaşamadı.

Ancak, James Watt'ın 1765'te İngiltere'de icad ettiği buhar makinesinin, 1785'te Edmond Cartwright tarafından buharlı dokuma tezgahına dönüştürülmesinden sonra, kol gücünün yerini buharlı makineye bırakmasıyla İngiliz malı ucuz fabrika işi kumaşlar, Osmanlı'nın üretimini tehdit etmeye başladı.
Osmanlı yönetimi ekonomik ve teknolojik olarak kendini yenileyemediği için, 500 yıldır en önemli ihraç ve gelir kaynağı olan Ankara Tiftik Keçisi kumaşları değerini koruyamadı.
İngiliz' in cambazlığıyla, hırsızlığıyla baş edemedi.
Osmanlı, savaş alanlarında kazandığı zaferlerini, bilimsel, teknolojik alanlarda sürdüremeyince ekonomik ve siyasi olarak hızla gerilemeye başladı. 
Ekonomik çöküntü, bilim ve üretimden uzak kalma siyasi sömürgeleşmeyi getirdi. Bu da Osmanlı'nın dağılıp parçalanmasına ve tarihten silinmesine neden oldu.

Bunun yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti de son yıllarda yine işgalcilerin talimatıyla tüm fabrikalarını kapatıp, gelir kaynaklarını yabancılara teslim ederek, Osmanlı'nın son yıllarından ders almadığını gösterdi.
Çöküntülere, iflaslara ve sömürgeleşmeye götüren siyasetlerimizle övünmeye devam ediyoruz.

KENAN ÖZEK

Editör: TE Bilisim