Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit Devlet Bahçeli’den Mehmet Şimşek’e sert çıkış: Müfsit
           Ankara Arena Kapalı Spor Salonu tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Ülkenin her tarafından ve Turan coğrafyasından temsilcilerin katıldığı tarihi bir gün yaşandı. Bu hareketin mazisinde yaşanmışların, şehitlerin emanetinin emin ellerde olduğunu gösteren müstesna bir gün kararlılık anı olarak tarihe, geleceğe not düşüyordu. Gözler ışıl ışıl, ümitler yeşermiş, tedbirli bir özgüven içerisinde, olanlar ülkücülerin mahşeri vicdanında yankılanıyor anlamlanıyor ve yeminler tazeleniyordu. Ülkenin ve Turan coğrafyasının hali Truva atları ile iç karartsa da asla pişmanlık, ümitsizlik, kararsızlık; yüzlere, gözlere, davranışlara yansımıyordu. Ülkücü sanatçıların muhteşem konserleri, Ülkü Ocakları genel başkanı sayın Olcay Kılavaz’un harikulade konuşması, MHP genel başkanı sayın Devlet Bahçeli Bey'in güzel konuşması ile taçlandırıyordu. Ankara'da sadece binlerce ülkücü yoktu, başta Türk milliyetçilerinin efsanevi lideri Başbuğ Alparslan Türkeş’in maneviyatı olmak üzere Türk milleti için bedeller ödemiş, şehit olmuş, rahmeti rahmana giden milyonlarca millet evladının ruhları, salonu gören gözler için doldurmuştu. Adeta orada şu gerçek haykırılıyordu: ”Türk milleti kimseye haksızlık yapmaz; ekmeğimizi, aşımızı, işimizi, yuvamızı herkesle paylaşırız. Vatanımızı, devletimizi, dilimizi, bayrağımızı ve kutsal değerlerimizi kimseyle asla ve asla tartıştırmayız.” Salonun ve kalabalıkların ortak dili: Ayaktayız, ilgiliyiz, ülkede olanların farkındayız idi. Ey Türk milleti, olanları anlayalım, dinleyelim ve bu milletin evlatlarının sesine, haykırışına kulak verelim ve uyanık olalım. Tarihin derinliklerinden gelen bir ses, ruh ve çekilen acılar milli hafızada ülkücülerin diliyle haykırılıyordu. ”Bu ülkeye ve millete yapılan hesapları bozarız. Hiç kimsenin işimize, birliğimize, dirliğimize burnunu sokmasına müsaade etmeyiz.” Salonda Türk milletinin dostlarına güven verildi, düşmanlarına ise anlamlı mesajlar vardı. Şeytanın bile aklına gelmeyecek planların sahipleri bir şeyi unutuyorlar. Bu millet tekin değildir, kendisine ihanet edeni özellikle ekmeğini yiyip ihanet edeni asla unutmaz. Herkes yaptığının karşılığını bir şekilde mutlaka öder. Hayali, suni suçlama ve saptırmalarla gerçekler gizlenemez. Biz milletçe, sonsuzluğa giden yolculuğumuzda zaman içerisinde kazalara uğrasak da zaferlerden muzafferiyet kuralı mağlubiyetlerden acı dersler alarak örsle dövüldük, bilendik, harmanlandık.  Sadece bu millete has müstesna bir ruhla, insanlığın önünde gelecek ümidi olarak duruyoruz. Dün biz vardık, dünya adaletimizle mutlu ve güvendeydi. Yarın da huzur ve adalet için Türk milletinin tekrar sahneye çıkmasına kurak toprağın suya ihtiyacı gibi insanlığın ihtiyacı vardır. Söylenen sözden çok söylenemeyeni daha fazla olan bir duruşun, silkinişin, haykırışın hissettirildiği bir gün yaşadı başkent Ankara. Hiç kimse rüya görmesin, hayal ve hezeyana kapılmasın. Ülkücüler ayakta, Turan coğrafyası ayaktadır. Milletimiz Türk milletinin sembolü olan bozkurtları takibe almak, onları izlemek, yol, yön ve istikametini buna göre tayin etmek zorundadır. ”Ey Türk üste mavi gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir.” Bu yılların gerçeği zihinlere bir daha kazınırcasına haykırıldı, bu ruh ve mana ikliminde iman tazelendi. Sonsuzluğa yürüyen Türk milletinin geleceği adına alandayız ve bir aradayız.


Sefa Buğra Şenel, Ümit Ateş 
TÜRK GENÇLİK KURULTAYINDAN KARELER

Editör: TE Bilisim