İsrail-İran geriliminde Cihat Yaycı'dan çarpıcı yorum: Bu bir cambaza bak savaşıdır' diyerek Türkiye'yi uyardı İsrail-İran geriliminde Cihat Yaycı'dan çarpıcı yorum: Bu bir cambaza bak savaşıdır' diyerek Türkiye'yi uyardı
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazilerinin kullanımına ilişkin beş meslek odası ile Ankara Barosu'nun açtığı ‘miras’ davasında, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı kabul ederken, Atatürk'ün vasiyet ve miras belgelerini Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden istedi. Mahkeme, Atatürk'ün AOÇ'ye ilişkin ‘bağış senedi’ belgesini de istedi. Açılacak vasiyetname belgesi ile birlikte AOÇ arazilerine inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Ankapark gibi projelere ilişkin davaların da etkileneceği belirtiliyor.

Ankara Barosu yöneticisi Cemalettin Gürler, konuyla ilgili, “Mahkeme davayı kabul ederek ortada bir hukuksuzluk olduğunu kabul etti. Atatürk'ün vasiyet belgelerini istemesi de yepyeni bir süreç anlamına geliyor.” açıklamasını yaptı. Odalar ve Ankara Barosu, mahkemenin kararıyla birlikte davaya tüm vatandaşların müdahil olabileceğini kaydederek, “Türkiye tarihinin en kalabalık müdahil olma davası olabilir.” açıklamasında bulundu. Davada ikinci mahkeme 10 Mart 2015’te görülecek. Vasiyetnamenin mahkemeye gönderilmesi halinde, Atatürk’ün ölümünün ardından bu belge 76 yıl sonra ilk kez devlet arşivlerinden çıkarak kamuoyuyla paylaşılmış olacak.

Ankara Barosu’nun yanısıra Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası ve Çevre Mühendisleri Odası, 5 Mayıs 2014’te ‘miras davası’ olarak adlandırılan dava sürecini başlattı. Açtıkları davada odalar, Atatürk’ün, AOÇ arazilerinin kullanımına ilişkin vasiyetnamesinin ve bağış senedinin ihlal edildiğinin tespiti ile ‘müdahalenin meni’ talebini dile getirdi. Davada ilk duruşma bugün gerçekleşti. Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı kabul ederek, Atatürk’ün vasiyetnamesini Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden talep etti. Mahkeme ayrıca, ‘bağış senedinin’ bir örneğini de talep etti. Ankara Barosu ve odalar, söz konusu davada Atatürk’ün AOÇ arazilerini Türkiye halkına miras bıraktığını, üzerinde keyfi uygulamaların yapılamayacağını vurgulamıştı.

“AOÇ ARAZİLERİ AMACI DIŞINDA KULLANILDI”

Basın açıklaması yapan odalar ve Ankara Barosu yöneticileri, vasiyetnamenin açılacak olmasının önemli bir gelişme olduğunu belirtti. Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Mahkeme, hukuka olan güvenimizi tazeledi. Biz AOÇ arazilerinin, Atatürk’ün vasiyetinin aksine amacının dışında kullanıldığını düşünüyoruz. Bizim Kaçak Saray dediğimiz yapı da bunun son örneği. Açılacak vasiyetnameyle birlikte, bugüne kadar AOÇ üzerinde yapılan tüm tasarruflara ilişkin bilgi ve belgeler de ortaya çıkacak, hepsi de kamuoyu nezdinde tartışılır hale gelecek.” diye konuştu.

AOÇ arazilerinin yıllar içerisinde talan edildiğini, son olarak Ak Saray’la birlikte bu talanın arttığını savunan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu ise “Artık yürütülen davalar bambaşka bir mecrada yürüyecek. Mahkeme, bu konunun tartışmaya açık olduğunu ilan etmiştir.” dedi. Şehir Plancıları Odası Ankara Şube Başkanı Emre Sevim ise vasiyetnamenin açılmasıyla; AOÇ arazileri inşa edilen yapıların, tapu tahsislerin yeniden tartışmaya açılacağını vurguladı.

“MAHKEME ESASA GİRDİ, DAVANIN HAKLILIĞI ORTAYA ÇIKTI”

Ankara Barosu yöneticisi avukat Cemalettin Gürler ise davaya bakan mahkemenin ‘esasa girerek’ belge toplamaya başlamasıyla, hukuki sürecin vasiyetnamenin açılmasıyla farklı bir boyut kazandığını söyledi. Gürler, şunları söyledi: “Mahkemenin, davanın esasına girerek belge toplamaya başlaması, davanın haklı olduğunu gösterdi. Mahkeme, davanın haklı olabileceğini, burada bir hukuksuzluk olabileceğini kabul ederek, belge toplamaya başlamıştır. Bu noktada tüm yurttaşlar davaya müdahil olabilir. Umarız mahkeme sonucunda pek çok belge ortaya çıkar, AOÇ arazilerinin hukuksuz bir şekilde nasıl katledildiği ortaya çıkar. Dava sonucunda, vasiyette ‘şartlı kullanım’ olduğu için amacı dışında kullanıldığı tespit edilirse, arazi üzerindeki yapıların yıkılması bile söz konusu olabilecek. Bu dava sayesinde ilk defa vasiyetin orijinalini görme şansı da bulmuş olacağız.”

AOÇ ARAZİLERİNİN 3’TE 2'Sİ GİTTİ

1925 yılında Atatürk'ün emriyle kurulan Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ), 102 bin dekar alanıyla Türkiye'nin en büyük tarım uygulama alanıydı. Yıllar içerisinde kanun, düzenleme, yasa ve yönetmeliklerle arazileri yapılaşmaya açılan AOÇ'den geriye 33 bin 350 dekar arazi kaldı. Son olarak toprakları üzerinde Cumhurbaşkanlığı konutu (Ak Saray) yapılan AOÇ arazisi, anayasa ve yasalara aykırı olarak yapılan devir, temlik ve satışlarla 102 bin dekardan 33 bin 350 dekara düştü. Böylece AOÇ arazileri başlangıçtaki varlığının üçte birine kadar düştü. Traktör fabrikası, Ankapark, Anadolu Bulvarı, Ak Saray, Ankara Hali gibi yapılarla yıllar içerisinde sürekli küçülen AOÇ'den geriye artık tanımlanamaz bir arazi kaldı.

Editör: TE Bilisim