Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe! Aydınlar Ocağından Gerekli Yerlere Açık Dilekçe!

Türk Konseyi liderler zirvesi bugün toplanıyor. 
Türkiye’nin 2022 dönem başkanlığını üstleneceği zirvede önemli kararlar alınacak.

Ama önce Konseyin ne olduğunu bir hatırlayalım. 2009’da Nahçıvan’da imzalanan ve 2010’da kurularak ilk buluşmasına gerçekleştiren Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Türk Dünyasının siyasi çatı kuruluşu konumunda. Bir anlamda Avrupa Birliği gibi bir Türk Birliği projesinin en etkili ve yetkili zemini...

İlk etapta Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan tarafından kurulsa da 2017 yılında Macaristan ve 2018’de de Özbekistan’ın katılımı ile ikinci genişleme dönemini yaşadı. Bugünkü zirvede ise 3. genişleme dönemi başlayacak.

Bu çerçevede Türkmenistan Konsey’e gözlemci üye olarak katılacak. Böylelikle 5 daimi ve 2 gözlemci üyesiyle KKTC dışında bağımsız Türk devletlerini tek bir siyasi kuruluş içerisinde bir araya gelmiş olacak. Türkiye dışında diğer ülkeler tanımadığı için KKTC için henüz üyelik mümkün gözükmüyor. Ancak bugün açıklanacak deklarasyon metninde KKTC vurgusu yolculuğun başladığının bir göstergesi...

Burada özellikle Türkmenistan’ın dahil oluşu Türk Dünyası açısından ciddi bir adımdır. Zira Türkmenistan 1995 yılında imzaladığı “Tarafsızlık anlaşması” gereği hiçbir kuruluşa üye olmuyordu. Bu karar Türkmenistan’ın dışa açılma politikasının en sembolik başlangıcı olabilir.

Bir diğer önemli karar Konseyin isminin değişmesi olacaktır. Aslında bu öneri geçtiğimiz yıl salgın sebebiyle çevrimiçi gerçekleşen Türkistan zirvesinde Nursultan Nazarbayev tarafından getirilmişti. “Artık Türk dili konuşan ülkeler değil Türk Devletler Birliği diyelim.” demişti Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı...

İşte bugün organizasyonun adı "Türk Devletleri Teşkilatı" olarak ilan edilecek. Bu çok stratejik bir aşamadır çünkü her üye ülke birer Türk Devleti olduğunu uluslararası sistemde tescillemektedir.

Bir diğer karar 2040 vizyon belgesinin karara bağlanarak imzalanmasıdır. Üye devletler bu strateji ile önümüzdeki yaklaşık 20 yıllık dönemdeki bütünleşme hedeflerini deklare etmiş olacaklar.

Dış politikada ortaklaşa duruş sergilemenin yöntemi de vizyon belgesinde yer alacak.

Bu çerçevede örgütün genişleme strateji ve yöntemi de gündeme gelecektir. Bu konuda peşpeşe yazılar yazarak önerilerimizi daha da kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu önerilerimizin Liderlerin de ortaklaştığı hususlar arasında olması memnuniyet verici

Konseyin Türk Dili temelinde üyelik mekanizmasını sınırlaması da zirveden çıkacak sonuçlardan biri olacak. Daimi, gözlemci ve proje ortaklığı tesis edilecek. Ukrayna, ABD ve Rusya gibi ülkelerle de faydalı projeler temelinde proje ortaklığı kurulabilecek. Ama tekrarlamak gerekirse üye olmak İçin mutlaka Türk Dil ailesinden (Ural-Altay) olmak şartı getiriliyor.

Türk dünyasında yatırım ve finans çabalarını uyumlaştırmak üzere Ortak bir Kalkınma Fonu kurulacak. Merkezinin İstanbul olması düşünülse de Özbekistan da bu konuda aday ülkelerden. Henüz merkezi müzakere edilmekte. Ekonomi bahsinde belki de en önemlisi yatırım ve hizmetler konusunda serbest ticaret anlaşmaları yapılacak olması. Örneğin Türkiye'nin AB üyeliği ya da diğer ülkelerin Avrasya Ekonomik Birliği üyelikleri buna engel değil.

Ve görev süresi geçtiğimiz aylarda dolan Genel Sekreter Baghdad Amreyev’in başarılı çalışmalarından dolayı bir yıl daha süresinin uzatılması kesinleşmiş durumda. Bu arada zirve vesilesiyle Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'e "Ali Nişan" verilecek. Karabağ Zaferi'nin örgüt için öneminin de bir göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu daha önce Nazarbayev'e verilmişti.

Bunlar önemli ve güzel gelişmeler...

Dile kolay!

Vaktiyle Türkiye dışındaki Türklerin dertlerini dert edinmek, savunmak sıkıyönetim mahkemelerinde yargılanma sebebiydi. Şimdi dünya Türklüğü bir masada toplanmış ortak çıkar ve geleceği için birlik kuruyor. Yeri gelmişken yıllardır bu ideal için koşturan birisi olarak kendi adıma da kıvanç duyduğumu ifade etmek isterim.

Ve elbette vurgulamak gerekir ki Türklerin birlikteliği düşüncesi Mustafa Kemal Atatürk’ün bir uzak hedef ülküsüydü.

Umarım bu çatı kuruluş olması gerektiği gibi siyaset üstü kalır ve tüm ülkeleri kuşatacak gerçekçi vizyonla ileriye taşınır.

Prof. Dr. Kürşad Zorlu

Editör: TE Bilisim