‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’
Atatürk düşmanlarının öteden beri Atatürk’e saldırmak için kullandıkları en önemli yöntem, Atatürk’ün “dinsiz” olduğu ve “dindarlara baskı yaptığı” şeklindeki yalanı durmadan tekrarlamaktır. 

Yokluk ve yoksulluk içindeki bir toplumla önce emperyalizmi dize getiren sonra da çağdaş bir ulus yaratan.
 
  "Atatürk'ün din düşmanı olduğu ve dindarlara baskı yaptığı" iddiası herkesi ilgilendirir, bu nedenle de üzerinde durulması gerekir.

"ATATÜRK'Ü "DİNSİZ"  GÖSTERMENİN DIŞ AYAKLARI"

Atatürk'ün "dinsiz" gösterilerek Müslüman Türk insanının gözünden ve gönlünden düşürülmesi projesinin dış ayakları da vardır.

 Üstelik bu proje daha Atatürk'ün sağlığında başlamıştır. Örneğin,‘Alman asıllı Ortadoğu uzmanı Kurt Ziemke, 
1930 yılında ‘Die Neu Türkei’ (Yeni Türkiye) adında bir kitap yayımlamıştır.

 Bu kitapta Almanya’nın Türkiye’ye yönelik uygulaması gereken politika ve stratejisi anlatılmaktadır. 

‘İngilizler Musul’da hedeflerine ulaşmak için bir yandan Türkiye’deki ayrılıkçı hareketlere destek verirken bir yandan Kemalist akımın yayılmasını engelleyecek önlemlere başvurmuşlardır.

 ATATÜRK'ÜN hem din düşmanı, 
hem de Kürt düşmanı olduğu temasını ortaya atıp işlemektir.’ 


Atatürk'ün hayatı incelendiğinde onun hayatının hiçbir döneminde hiçbir dine ve hiçbir din mensubuna kötü gözle bakmadığı, 

hangi dinden olursa olsun  bütün dindarlara saygıyla yaklaştığı, hiçbir din mensubuna baskı yapmadığı görülecektir. 

Nitekim Atatürk, "Her türlü düşünceye ve inanışa saygılıyız" diyerek laiklik ilkesini hayata geçirmiştir.
 Atatürk’ün anladığı laiklik her şeyden önce dine ve dindara saygıdır. 
 
Yani düşünce ve inanç özgürlüğüdür.

Öteden beri Atatürk düşmanları, Atatürk’ü Müslüman-Türk milletinin gözünden düşürmek için Atatürk’e “dinsiz” diye iftira atmışlar, genç nesilleri bu çirkin iftirayla zehirlediler.

ATATÜRK:

Atatürk, daha 7 yaşında annesi Zübeyde Hanım’ın isteği ile Kuran-ı Kerim’i hatmetmiştir.
 8 Yaşında Kuran’ın tamamını ezbere okuyabilmektedir. 

ATATÜRK: Çanakkale Savaşı yıllarında yakın dostlarına,  “Allah’ın inayeti sayesinde” bu savaşı kazanacaklarını belirtmiştir. 

Atatürk, Kurtuluş Savaşı yıllarında camilere, cem evlerine gitmiş, cuma namazlarını kılmış, 
Cami minberine çıkıp “Allah birdir, şanı büyüktür” diye başlayan Hz. Peygamber’den övgüyle söz eden bir hutbe vermiş, 

TBMM’yi Kur'an okutarak  tekbir ve dualarla açtırmıştır. 

Atatürk, 1930’larda Çanakkale Şehitleri için her yıl Çanakkale Mehmet Çavuş abidesi önünde mevlit okutmuştur. 


Atatürk döneminde okullarda din eğitimi devam etmiştir. 
Köy ilkokullarında din derslerinde “Cumhuriyet Çocuğunun Din Dersleri” adlı kitap okutulmuştur. 

Atatürk, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından yakılıp yıkılan yüzlerce camiyi onarttırmış ve yeniden yaptırmıştır. 

Hatta Eskişehir Mihalıççık camisini cebinden 5000 lira verip yeniden yaptırmıştır.

 Ayrıca Atatürk’ün yurt dışında Paris ve Tokyo camilerinin yapımına katkıda bulunduğuna ilişkin kanıtlar vardır.

 Atatürk, İslam dünyasıyla da yakından ilgilenmiştir. 
Kurtuluş Savaşı sırasında İslam dünyasının desteğini yanına alan Atatürk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra da İran-Irak ve Afganistan gibi Müslüman ülkelerle Sadabat Paktı’nı kurarak, 

Hıristiyan haçlı saldırılarına karşı Müslüman ülkelerle birlikte hareket etmiştir. 

Atatürk, Müslüman ülkelerin liderleriyle de çok iyi ilişkiler geliştirmiştir. 
Örneğin Afgan Kralı Amanaullah Han ve İran şahı Rıza Pehlevi ile kişisel dostluk kurmuştur. 

Atatürk, 1937 yılında Filistin’e yönelik bir Siyonist- Haçlı Hıristiyan saldırısı olacağını haber alır almaz “Filistin’e el sürülmez” diye bir bildiri yayınlayarak Müslüman Filistinlilerin yanında olduğunu herkese göstermiştir. 

Tarihe çok meraklı olan Atatürk en çok Hz. Muhammet’ten etkilenmiştir. 

 Hz. Muhammed’in savaşlarını anlatan haritaları bizzat kendisi çizmiştir. 
Tarih çalışmaları sırasında Hz. Muhammet’i eleştirmeye kalkanları, “Hz. Muhammet’in kıymetinden habersiz cahil serseriler bizim tarih çalışmalarımıza katılamazlar” diye azarlamıştır. 

Hz. Muhammet’ten, “Benim senin adın silinir ama o ölümsüzdür” diye söz etmiştir.

Atatürk, çağını aşmış bir "savaş ustası", gelmiş geçmiş en büyük örgütçülerden biri ve Asya'nın en büyük devrimcisidir. 
O tartışmasız bir "dahidir". 

(Prof.İlber Ortaylı'da ;
Bu kadar "üstün yeteneklere" sahip bir insanı, bir "dahiyi" anlamak doğrusu çok da kolay değildir. 

Atatürk’ün felsefeden, tarihe, dinden, dile, matematikten kuramsal fiziğe kadar pek çok farklı alanda  5000 civarında kitap okumasının altında "bilimsel zeka" ve "bilim insanlarına has bir "merak" ve "sorgulama dürtüsü" vardır. 

Atatürk'ün "göz kamaştıran başarılarının" anahtarını da burada aramak gerekir.

Müslüman Anadolu insanını, Hıristiyan işgalciye karşı en iyi birleştirecek şeyin İslam dini olduğunu görerek, Kurtuluş Savaşı'nın başından sonuna kadar İslam dininden övgüyle söz etmiştir. 

**"
NOT:
  Din istismarcısı Atatürk düşmanlarının ve  Atatürk’e yönelik bu asılsız iddialarına yanıt vermek için 

Tarihçi yazar Sinan MEYDAN'IN
15 yıllık bir çalışmayla 1153 sayfalık “Atatürk İle Allah Arasında” adlı kitabını okumalarını tavsiye ederim

Editör: TE Bilisim