‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’ ‘Millî Mücadele’nin Dinci Muhalifleri’

Atatürk, milli mücadeleyi başlatmak için 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan ayrıldıktan ancak 8 yıl sonra tekrar İstanbul'a gelebildi. Kendisini denizden ve kıylardan karşılayan yüz bine yakın insanın temsilcilerine şu konuşmayı yaptı: 
 
“İstanbul halkını, İstanbul’daki cemiyetleri ve muhtelif teşekkülleri heyeti aliyenizde selamlamakla bahtiyarım.
İstanbul’dan çıktığım günden bugüne kadar 8 sene geçti. Hicran ve teessürle geçen dakikaların bile ne kadar uzun geldiği düşünülürse, 8 senelik hasretin, İstanbul’un muhterem ahalisi için ruhumda ateşlediği iştiyakın büyüklüğü kolaylıkla takdir olunur.
İki büyük cihanın kavşağında, Türk vatanının zihniyeti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul, bütün vatandaşların kalbinde yeri olan bir şehirdir. Bu şehir uğursuz hadiselerle mustarip bulunduğu zamanlar, bütün vatandaşların kalplerinde kanayan yaralar açmıştı. Kalbi yaralı olanlardan biri de benim.
Bugün görüyoruz ki, geçirdiğimiz karanlık gecelerin haznesinden kalplerimizi dolduran nurlu sihirler doğdu.
8 sene evvel mustarip, ağlayan İstanbul’dan kalbim sızlayarak çıktım.  8 sene sonra kalbim müsterih olarak, gülen ve daha güzelleşen İstanbul’a geldim.
Bütün İstanbulluların ruhuma heyecan veren sıcak muhabbeti ile karşılandım.
8 sene, toplum hayatımızın yeni dahil olduğu devrin tarihi ihtiva ettiği ihtilallerle, inkılaplarla ve neticeleri ile az dolu değildir.
8 senede milletimizin siyasi, içtimai, medeni gelişme yolunda gösterdiği kabiliyet ve liyakat derecesi yüksektir. Bu dereceyi  her gün daha yükseltmek için çok dikkatle ve azimle çalışacağız.
Vatanın imarı, milletin refahı daha çok gayret ve mesai talep etmektedir.
Hissiyatı ve vicdani değerlendirmeleri ilim ve fen ile büyütüp geliştirerek toplumumuzun hakiki huzur ve saadetine çalışmak ulvi bir görüştür. Bu görüş size aziz İstanbul halkına 8 sene evveline kadar, içinde 7 evliya kuvvetinde bir korku verici tasavvur ettirilmek istenen bu sarayın içinde söylüyorum. Yalnız artık bu saray Cenabı Hak adına görev yaptıklarını söyleyen Halifelerin değil, gerçek olan milletin sarayıdır. VE ben burada milletin bir ferdi, bir misafiri olarak bulunmakla bahtiyarım.
İstanbul’un bedii güzellikleri, İstanbul halkının samimi iltifatları içinde geçireceğim günlerin bende yeniden unutulmaz hatıralar bırakacağına, feyizler ve ilhamlar yaratacağına şüphem yoktur. Bunun için çok seviniyorum.
Bu sevincimi halka duyurmanızı rica eder ve heyetinizi tekrar selamlarım.”

GAZİ MUSTAFA KEMAL
(8 yıl aradan sonra ilk defa 1Temmuz 1927 de
İstanbul’a gelişindeki yaklaşık yüz bin kişiye yakın halkın temsil heyetine  hitabı)

KENAN ÖZEK

Kaynak: Niyazi Ahmet Banoğlu
Atatürk’ün İstanbul’daki hayatı)

Editör: TE Bilisim