Akşehirliler Emir Timur’u layıkıyla ağırlar. Timur da giderken bu konukseverliğe karşılık; “Akşehir’e bir fil hediyem olsun” der ve gider.
Fil bu, zamanla bağ bahçe koymaz her yanı talan eder.
Akşehirli ne yapsın çaresiz Emir’in hediyesi diye ses çıkaramaz.
Hocaya: “Hocam perişan olduk bizi kurtar. Biz bu file birşey yapsak Timur kellemizi alır” derler.
Hoca: “Benimle gelin Emir’e durumu arz edeyim” der. Ahaliyi arkasına alır huzura çıkar.
Timur: “Hoca niye geldin? Filim nasıl?” diye sorar.
Hoca: “Sultanım bu filiniz” derken bir bakar ki korkudan arkasında kimse kalmamış herkes kaçmış.
Timur: “Eeeee ne olmuş file?”
Hoca: “Sultanım hediyeniz olan filden çok memnun kaldık. Ancak, yalnız kalıyor diye çok üzülüyoruz, bu nedenle de bir tane daha istiyoruz.”
***
İnsanların sözü ile davranışlarının birbirini desteklemesi, birbiriyle örtüşmesi beklenir. Böyle insanlara “Özü, sözü bir” ya da “özü sözü doğru” insan denilir.
Halk arasında kaypak ve yanar döner olmayan, eğilip bükülmeyen insanlar için kullanılır.
Bence de çok önemli bir niteliktir.
Bir insan kapının önünde farklı, arkasında farklı olmamalı;
Kapının önünde söylediği ile arkasında söylediği bir olmalıdır.
Daha da ötesi davranışları sözünü tamamlamalıdır.
Davranışlar sözü desteklemiyor, söz gelimi gıyabında iyi şeyler yapmadığını söylediği bir insanın yüzüne geldiğinde bu insanı yüreklendirir gibi davranıyorsa bu insanda kişilik bozukluğu olduğundan bile söz edilebilir.
Bir şey ya iyidir ya da kötüdür.
Kötü olduğunu düşündüğümüz şeyi insanın yüzüne karşı “iyi” diye nitelemek, insanı Nasrettin Hoca’nın durumuna düşürebilir.
Kötüye “Kötü” diyelim ki kötü, kendisini sorgulasın belki de nadim olsun.
Kötüye “İyi” demek, kötüyü daha da cesaretlendirmekten başka bir işe yaramaz.
Salı günkü grup toplantısında da Devlet Bahçeli, Viyana Büyükelçiliğine atanan ülkücü katili ve Ermeni tezleri savunucusu lehine değil de ülküdaşlarımızın beklentisi doğrultusunda bir kınama konuşması yapsaydı veya hiç konuşmasaydı keşke.
Bir de bunlar kendilerini Türk Milliyetçisi ve Ülkücü olarak tanımlıyorlar değil mi?
En iyisi bunlara Ziya Paşa’nın meşhur beyti ile cevap verelim:
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde.”
Sevgiyle kalın
Kamil Akdoğan
Editör: TE Bilisim
