Milli egemenliğimiz kaldı mı? Milli egemenliğimiz kaldı mı?
 AZİZ TÜRK MİLLETİ;

HUKUK ve DEMOKRASİ anlayışlarını acı tecrübelerle yaşayarak öğrendiğimiz siyasi kadrolar son iki aydır hepimizi yoğun bir HAMÂSET söylemine muhatap kıldılar.


Millî birlik veya devletin bekâsından; nimetlerden kendi dar zümrelerinin yararlandığı, külfetin ise geniş halk kitlelerine yüklendiği bir siyasi ve toplumsal düzeni ve kendi statülerini korumayı anlayanlar, bu düzenin daha da adaletsiz bir şekilde devam etmesi için önümüze getirdikleri ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİN milletimize ne getirdiğinin anlatmak yerine, kutsallarımızı esas alan hamâsi nutuklarıyla, bu defa da hür irademizi "algı operasyonları" ile etkilemeye çalışıyorlar.


Türk Milleti olarak, iki yüz yıllık "muasır medeniyet" yolculuğumuzdan geri dönmeyeceğimizi, daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk ve adâleti hâk ettiğimizi, daha âdil bir toplumsal düzeni istediğimizi; REFERANDUMUN konusunun egemenliğimizi devralmaya göz dikmiş TEK ADAM sistemi olduğunu bildiğimizi, TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN söylemlerinin "algı operasyonuna" malzeme yapılmaması gerektiğini ve bu değerlerin kullanılmaması gerektiğini artık biliyoruz.


Referandum kampanyasında söylenenlerin ne anlama geldiğini 15 yıldır birbiriyle çelişen ve "ALDATMA VE ALDATILMALAR" tarihine dönüşmüş bulunan söylem ve uygulamaların, bu millete ne kadar ağır bedeller ödettiğini biliyoruz artık. Türk Milleti, kendi kendini DEMOKRATİK-HUKUK DEVLETİ ilkeleriyle yapılandırılmış kurum ve kurallarla yönetecek siyasî ve kültürel birikime sahiptir. Türk Milleti; geleceğini ve istikbalini TEK ADAMLARIN kurtarıcılığına terk etmeyecek kadar büyük bir millettir ve bu anlamda nevzuhur bir topluluk değildir.


TÜRK MİLLETİNİN ZEKİ, TÜRK MİLLETİNİN FERASET SAHİBİ olduğu bilgisiyle, millî duygularımız üzerinden kurulmuş bu tuzağa düşmeyeceğimizi ve Türk Milliyetçileri olarak, HUKUK VE DEMOKRASİ adına bu kutsal mücadeleye bayraktarlık yaptığımızı, bu anayasa değişikliğine yol vermeyeceğimizi bütün Dünyaya ve muhataplarımıza ilân ediyoruz.


İnanıyoruz ki Türk milleti; bizlerin hiç bir siyasî hesap gözetmeksizin, tamamen vatanseverlik duyguları ve milliyetperverlik saikiyle sınırlı imkânlarla yürüttüğümüz mücadeleyi anlayacaktır. Türk milleti egemenliğine sahip çıkacak hukuk ve demokrasiye sahip çıkacak ve pazar günü "HAYIR" iradesini tereddütsüz ortaya koyacaktır.


Sevgili Arkadaşlar bizlere sıkça soruluyor; "siz Anayasa taslağına HAYIR dediğinize göre, mevcut anayasayı mı savunuyorsunuz?" HAYIR tabi ki; Türk milletinin sistemin merkezinde olduğu, siyasetin "bürokratik ve siyasal oligarşinin" KRALLARINDAN kurtarıldığı, SİYASAL PARTİLER VE SEÇİM KANUNLARININ milleti köleleştirici hükümlerinin yırtılıp atıldığı, HUKUKUN, DEMOKRASİNİN ve İNSANIN öncelendiği yeni bir ANAYASAYI savunuyoruz tabi ki..! Ama önce 16 Nisan'daki işimizi halletmemiz lazım...


Ülkeyi kendi tapulu mülkleri, devleti ve partileri ise şahsi şirketleri gibi görenlerin buyurganlıkları ve kibirlerine son vermek için; EGEMENLİĞİN KAYITSIZ ŞARTSIZ TÜRK MİLLETİNE AİT OLDUĞUNU BİR DAHA GÖSTERMELİYİZ.


ALLAHA EMANET OLUNUZ...


Editör: TE Bilisim