Tilkiye “sloğan at” demişler: “Kahrolsun kümesler, yaşasın tavukların özgürlüğü! ” demiş.
Tanzimat sonrası (1839) Osmanlı coğrafyasında açılan yüzlerce misyoner okullarından biri olan Boğaziçi Üniversitesi, son resmi yapılandırmadan dolayı rahatsız olunca iyice hırçınlaştı. Sürü öfkesine kapılarak üniversitenin yönetim binasını işgal etmeye kalkanlardan bazıları tutuklandı. Sorguya alınan 108 kişiden sadece 7’si bu okulun öğrencisi, diğer 101 kişi de okulla alakası olmayan bir takım çakallardı.
İlk rektörü Cyrus Hamin’den (1863 – 1877) itibaren John Scott Everton’a (1968 – 1971) kadar bütün rektör ve dekanlar ABD’den gönderildi. Türk milliyetçiliğinin yükselişe geçtiği 1970’lerden günümüze kadar, iç tepkilerden çekindikleri için, kendilerinden olan ve kripto ad olarak Türk adı taşıyanlar atandı.
Ancak son yılda, istila ettikleri bu eğitim kurumunun başına tarihlerinde ilk kez kendilerinden olmayan, üstelik safkan bir Anadolu çocuğu atanınca emperyal efendilerin uykusu kaçtı. Bu günler için besleyip yetiştirdikleri ne kadar çakal varsa üniversite yollarına saldılar.
İstilacıların emrinde çakal sürüsüne dönüşmüş bu kimliksiz kitleler, sonunda ortalığı karıştırmak amacıyla Kabe posterini yerlerde süründürüp üzerine bastılar. Hatta Kabe’nin üzerine Şahmaran figürünü işlediler. Böylesine ahlaksız bir eylemin saldırı hedefi Hirıstiyanlık veya Musevilik değil doğrudan doğruya İslamdır.
Şahmaran, kürt halk kültüründe bereketi, ölümsüzlüğü ve ilahi gücü temsil eden, yarı insan yarı yılan şeklinde mitolojik bir figürdür. Bir başka açıdan Kabe üzerindeki şahmaran, İslam düşmanı olan misyonerlerin Kürtler aracılığıyla verdikleri bir intikam mesajıdır. Eylemleri yapan çakalların tasmalarındaki damgalara bakınca PKK, HDP, DHKP -C ve onlarla işbirliği içinde bulunan muhalefet artıklarını görürüz.
Sonuç olarak bu coğrafyada istilacıların emriyle çok sloganlar atıldı. Onların ellere tutuşturduğu, kulaklara fısıldadığı sloganlar nedeniyle sokaklar kardeş kanlarına sahne oldu. Sonra gördük ki atılan sloganların tümü karanlıkta bekleyen tilkiler içindi.
Emperyal efendi olan tilkilere tavuk taşıyan boyunları tasmalı çakallar sürüsüne duyurulur.
Alıntı
ROBERT KOLEJİNİ TANIYALIM
Maşallah zengin fışkırıyor
Forbes Dergisi… “En Zengin 100 Türk” listesi yayınladı.
Listedeki milyonerlerimizin…
Eğitim durumları da yer alıyor dergide…
İlk 30 zengin tek tek masaya yatırılmış.
Maşallah büyük çoğunluğu…
Amerikan okullarından mezun olmuş.
Ve listeden dikkat çekici bir manzara…
Rahmi Koç, Ömer Koç, Robert Kolej….
İbrahim Bodur, Robert Kolej… Ömer Dinçkök Robert Kolej Yüksek Okulu…
Mehmet Emin Karamehmet Robert Kolej…
Hüsnü Özyeğin, Robert Kolej mezunu…
Yani en çok zengin çıkaran okul…
Robert Kolej olmuş…
Orhan Pamuk’tan Cem Boyner’e…
Bülent Ecevit’ten Haldun Dormen’e…
Sayısız zengin veya ünlü de…
Robert Kolej’in kapısından çıkmış.
Maşallah… Maşallah….
* * *
Vay anam vay
Geçenlerde TAKVİM’de bir röportaj vardı.
Eski MİT’çi Mehmet Eymür satır aralarında… İlginç bir noktaya işaret ediyordu.
Diyordu ki; “1972’de Robert Kolej’e…
Düzenlenen baskında ben de vardım…
Prof. Sumner Boyd ile konuştum.
Başında bir perukla yakalanan ve…
Sağır dilsiz gibi davranan…
Aydoğan Büyüközden’i…
Emniyet’e götüren ekipteydim.
CIA, Prof. Boyd’un evinde…
Karargah kurmuştu.
Bu operasyonda 266 örgüt mensubu yakalandı.
Kamuoyunda ABD’li, İngiliz ve…
Rum casuslarının…
Yuvası olduğu iddialarıyla anılan…
ROBERT KOLEJ Hiç araştırılmadı.”
Müthiş bir iddia…
Satır aralarında kaynadı gitti.
Prof. John Freely mesela…
O bir Amerikan Deniz Kuvvetleri’nde…
Görev yapmış komando subayı…
Allah Allah…
Bir komando subayı…
Robert Kolej’de ne dersi verir…
Engin Ardıç…
O bir Robert Kolej mezunu…
17.12.2005 tarihinde…
Aynen şöyle yazmış; “Bizim A sınıfına…
Charles Gilchrist gelirdi.
Savaş yıllarında SOE…
Yani İngiliz Özel Harekat Dairesi’nin…
Ajanı olarak komandoluk yapmıştı.
Görevi köprü uçurmak…
Nöbetçi Alman askerinin gırtlağını…
Çıt çıkarmadan jiletle kesmek.”
Vay anam vay…
Köprü uçurmayı geçtim…
Jiletle çıt çıkarmadan…
Gırtlak kesme uzmanı…
Robert Kolej’de…
Çok ilginç yahu…
Durun bitmedi…
Engin Ardıç devam ediyor; “Bayan Mary, Doğan Nadi’nin eşi…
Savaş yıllarında OSS ajanıymış…
Yani FBI’ya bağlı ilk…
Amerikan Dış istihbarat örgütü.”
Bir kez daha vay anam vay…
İlginç bir okul bu yahu…
Ya zengin fışkırıyor…
Ya da casus…
Derse giriyorsunuz….
Öğretmen…
Komado subayı…
Veya…
Gırtlak kesen…
İyi mi?
* * *
Yardım köşesi
ROBERT Kolej’de okuyup…
Zengin olma hayaline girecekseniz…
Bu sene hazırlık sınıfına…
En az 40 bin…
En çok 64 bin lira ödemeyi…
Göze alacak kadar…
Zengin olmak zorundasınız…
* * *
Vay canına sayın seyirciler
“Türkiye ve Dünyada Casuslar” kitabını yazan…
Aytunç Altındal bir söyleşide diyor ki; “Robert Kolej’in kurulmasında…
Büyük casusluklar yaşandı.
Okul, Osmanlı’daki…
Amerikalı, İngiliz ve Rum casusların…
Yuvası olmuştu.
Birçok casus bu okulda…
Öğretmen kisvesi altında…
Faaliyet göstermişti.
O dönemde bu okulda okuyan…
Çok sayıda Türk genci de…
Hristiyan olmuştu…”
Peki Robert Kolej nasıl kuruldu?
1839’lara gitmek lazım…
O dönemde İstanbul’a gelen…
ABD’li misyoner Cyrus Hamlin…
Türkiye’de Protestan okulu açmak için…
Faaliyete başlıyor.
Okulu New Yorklu…
Christoper Robert finanse ediyor….
1863’te Robert Kolej açıldığında…
ABD’nin kendi toprakları dışındaki….
İlk okulu oluyor…
Vay canına sayın seyirciler…
Ve bir de Robert Kolej’in…
Yüksek Okulu faaliyete geçiyor…
12 Mart döneminde Yüksek Okul’a…
Darbeciler el koyup…
Boğaziçi Üniversitesi yapıyor…
Bekir Hazar/2012
