İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet! İzmit Belediyesi’nden Türk kültürüne manidar bir hizmet!
Halk arasında saman nezlesi olarak bilinen alerjik rinit, bahar aylarına girilmesiyle birlikte birçok kişiyi etkilemeye başladı. Uzmanlar, özellikle baharda havaya yayılan polenlerin başta çocuklar olmak üzere yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, hamileler ve ofis ortamında çalışan kişileri olumsuz yönde etkileyerek yaşam kalitesini bozabileceğini belirtti.

Central Hospital’dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Mübeccel Akman, alerjik rinitle ilgili bilgiler verdi. Akman, “Mevsim geçişlerinde yaşanan üst solunum yolu hastalıklarına karşı çocukların korunması oldukça önemlidir. Alerjik rinit nedeniyle çocuklarda çene gelişim bozuklukları, diş çürükleri ve işitme kayıpları yaşanabilir.” dedi.

Hastalığın alerjiye yatkınlığı olanlarda daha fazla görüldüğünü belirten Dr. Akman, "Alerjik rinit, burun mukozasında alerjik nedenli bir iltihaplanmadır ve genetik geçişli alerjik hastalıkların en sık görülenlerinden biridir. Alerjenlerin solunum yoluna yapışarak iltihabi reaksiyonları başlatması sonucu oluşur. Alerjik rinit çoğunlukla alerjik yatkınlığı olan kişilerde görülür. Hastalık, en sık genç bireylerde rastlansa da küçük çocuklarda ve yaşlılarda da alerjik rinit oluşabilir. Özellikle anne veya babasında bahar alerjisi olan çocuklarda alerjik rinit görülme oranı yüzde 30, her iki ebeveynde de varsa bu oran yüzde 60’ı bulmaktadır. Bu sebeple ilkbaharda artan üst solunum hastalıklarına karşı çok dikkatli olunmalıdır." diye konuştu.


Alerjik rinitin en belirgin bulguları ile ilgili Dr. Mübeccel Akman şunları sıraladı: "Burun akıntısı-tıkanıklık ve sık tekrarlayan kriz şeklinde olan hapşırıklar. Bunların yanı sıra gözlerde sulanma-kaşınma, boğazda ağrı, öksürme, gözaltlarında şişme, tat ve koku duyusunda azalma, yorgunluk ve uyku bozuklukları görülebilir. Ayrıca çocuklarda sıkça elleri buruna sürtme ve kaşıma hareketleri de gözlemlenebilir. Alerjik rinite neden olan ajanlar; ev tozları, polenler, hayvan tüyleri, küf mantarları, gıdalar ve ilaçlar. Küf mantarları da polenler gibi alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Ev içi ve ev dışında bulunabilen küf mantarları; en çok ev içi bitkilerine, nemli bölümlere ve banyoya yerleşirler. Renkli ve kokulu çiçekler de az da olsa alerjiye sebep olabilir."

Dr. Mübeccel Akman, "Alerjik rinit, hayatı tehdit eden ağır bir hastalık olmasa da, kişi için son derece rahatsız edici olabilir, kişinin yaşam kalitesini etkiler. Alerjik rinit ayrıca göz nezlesi, sinüzit veya astım ile birlikte de görülebilir." ifadelerini kullandı.

Alerjik rinit çocuklarda hasar bırakabileceğini belirten Dr. Akman, "Mevsim geçişlerinde yaşanan üst solunum yolu hastalıklarına karşı çocukların korunması oldukça önemlidir. Alerjik rinit nedeniyle burnu tıkalı olan çocuk, ağız yoluyla solunum yapacağından ileriki dönemlerde çocukta çene gelişim bozuklukları yaşanabilir. Alerjik rinit ayrıca çocuklarda diş çürümelerine de yol açabilir. Hatta alerji yüzünden kulaklar olumsuz etkilenebilir ve işitme kayıpları da yaşanabilir. Bu sebeple çocuklarda oluşan alerjik rinit kesinlikle ihmal edilmemelidir." şeklinde konuştu.

Baharda yaşlıların bağışıklık sistemi zayıflayabileceğini ifade eden Dr. Mübeccel Akman,"Kronik hastalığı olan kişilerin ve yaşlıların da bahar aylarında oldukça dikkatli olması gerekir. Bu gruptaki kişilerin bağışıklık sistemi mevsim geçişlerinde daha zayıftır ve diğer insanlara göre hava değişimlerinden fazla etkilenirler. Bahar aylarında alerjik rinit haricinde sinüzit, farenjit, bronşit ve göz nezlesi de sıkça görülebilir." dedi.

Alerjiden ofis çalışanlarının da olumsuz etkilendiğini dile getiren Dr. akman, "Günümüzde alerjik vakaların sıklığı ve görülme zamanları küresel ısınma sebebiyle artış gösteriyor. Özellikle insanların açık alanlar yerine plaza ve ofis benzeri yerlerde çalışmaya başlamaları bu durumu oluşturan olumsuz etkenlerden biri. Açık hava ortamından kalabalık ve kapalı mekanlara girilmesi ve bu mekanlardaki akarların sayısının artması alerjik rinit hastalığını da tetikliyor. Bunun haricinde dışarıda karşılaşılan egzoz ve hava kirliliği de her geçen gün daha fazla insanın alerjik belirtiler yaşamasına sebep oluyor. İş yerinde uygulanacak bazı kurallar alerjik rinit yaşayan bir hastanın hayatını kolaylaştırabilir. Örneğin ofiste çok gerekmediği takdirde klima kullanılmamalıdır. Eğer kullanılması gerekiyorsa da polen filtreli klimalar tercih edilmelidir. Bu filtreler sık aralıklarla düzenli olarak temizletilmelidir. Böylece dışarıdan gelecek olan tozlar önlenebilir. Aynı durum araba içerisinde ve evde de geçerlidir. Ayrıca ofis ortamı havalandırılırken belli zamanlarda havalandırma yapılmalı ve ortamda sigara içilmemelidir. Ofisin temizliği de son derece önemlidir. Çalışma masası, raflı dolap gibi benzeri yerlerin tozu düzenli olarak alınmalıdır. Ofis içerisinde peluş malzemesinden yapılan herhangi bir ürün veya süs eşyası bulundurulmamalıdır. Bitki ve çiçeklerde alerjik riniti tetikler, bu sebeple ofis içinde olmamasına özen gösterilmelidir. Rüzgarlı havalarda sabah saatleri polenler daha yoğun olacağından ofis camları çok fazla açık tutulmamalıdır." dedi.

Dr. Mübeccel Akman, Alerjik rinitten korunma yollarını şöyle sıraladı: "İlk ve en önemli aşama alerjik rinite neden olan etkenlerden uzak durmaktır. Çevresel faktörler çok yaygın olduğundan korunma işlemi de kolay olmaz ancak bazı önlemler alınarak durum hafifletilebilir. Alerjik rinitten korunabilmek için öncelikle, toz ve dumanın yoğun olduğu alan ve mekanlardan uzak durulmalıdır. Özellikle polenlerin artış gösterdiği mevsimlerde olabildiğince açık alanlarda bulunmamak gerekir. Eğer kişi alerjenlere karşı çok hassas ise dışarı çıkarken maske takabilir. Ayrıca bulunulan ortamın ısı ve nem ayarı da çok önemlidir. Ev veya ofis ortamında odayı nemli tutabilmek için buharlı oda nemlendiricilerinden kullanılabilir. Ancak nemlendirici yüzünden mantar ürememesine dikkat edilmelidir. Çok fazla akar barınabileceği için evde halı, kilim, battaniye tarzı eşyalar bulundurulmamalıdır. Alerjiye sebep olacağından evcil hayvan da beslenmemelidir. Nevresim ve giyilen kıyafetler sık sık sıcak su ile yıkanmalıdır. Kullanılan yorgan, örtü ve yastık gibi eşyalar kuş tüyünden yapılmış ise mutlaka sentetik maddeden yapılanlarla değiştirilmelidir. Alerjik rahatsızlıklar genellikle ani hava değişimlerinde görüldüğünden bu dönemlerde çocuklar mevsime uygun olarak giydirilmelidir. Çocuğu terletebilecek kıyafetler tercih edilmemeli, terli giysiler de sık sık yenisiyle değiştirilmelidir."

Ev bitkileri de alerjiye neden olabilir diyen Dr. Mübeccel Akman, "Ev bitkileri ve çiçekleri yoğun şekilde küf barındığından etrafa yayılarak alerjilere neden olabilir. Mümkün olduğunca ev ve ofis ortamında az sayıda bitki ve çiçek tutulmalıdır. Dengeli beslenilmeli, az karbonhidratlı yiyecekler tüketilmeli ve sigara içilmemelidir. Vitamin eksikliğinin olup olmadığından da emin olunmalıdır. İlkbaharda bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için taze mevsim sebze ve meyvelerinden bolca tüketilmelidir. Havanın güneşli olduğu zamanlarda yürüyüş yapmak da hem çocuklar hem yetişkinler için fayda sağlar." diye konuştu.

Polen alerjisi olanların doktora başvurmalı diyen Dr. Mübeccel Akman, "Alerjik rinit hastası olan veya alerjik yakınmaları olan kişiler öncelikle uzman hekimler tarafından değerlendirilmeli sonrasında alerjenlerin tespit edilerek buna yönelik spesifik tedavisi yapılması önerilir. İlaçler düzenli olarak kulanılmalıdır. Polen alerjisi olan kişiler alerji mevsimi başlamadan iki hafta önce doktor kontrolünde ilaç başlaması uygundur." şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim